Gezi Parkı terörü odaklı olaylarla ilgili yargılanan Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraatine karar verildi. Türkiye'yi açıkça hedef alarak Gezi Parkı üzerinden terör operasyonuna dahil olan bu isimlerin yaptığı eylemler, ekonomik anlamda Türkiye'yi oldukça zor duruma düşürmüştü. mahkeme kararının ardından yeniden konuşulmaya başlanan Gezi olaylarının Türkiye'ye maliyeti...

28 Mayıs 2013… Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden birisi patlak verdi. George Soros ve Açık Toplum Vakfı’nın sessiz sessiz devşirdiği provokatörler sahneye çıktı. 27 Mayıs gecesi yerinden sökülen ağaçları gerekçe gösteren bir grup, Taksim Gezi parkında yaklaşık 3 ay sürecek bir kalkışmanın fitilini ateşledi.

YAKTILAR YIKTILAR

İstanbul’da başlayan gösteriler Türkiye’nin dört bir yanına yayılarak sivil darbe girişimine dönüştü. Gezi Parkı işgal edildi, İstanbul’un kalbi savaş alanına döndü. Taksim’e karargah kuran yabancı basın, dakika dakika yayın yaparak sivil itaatsizliğin büyümesine çanak tuttu. Gezi Parkı işgalcileri günlerce polisle çatıştı, kamu mallarına zarar verdi, yaktı, yıktı.

10 BİN KİŞİ YARALANDI

Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarına göre, bu süre boyunca Gezi Parkı’ndaki eylemlere destek vermek için Bayburt hariç Türkiye’nin tüm kentlerinde protesto gösterileri düzenlendi. Bu gösterilere 4 milyona yakın kişi katıldı. Ancak sivil toplum kuruluşları, Türkiye genelindeki katılım sayısının daha da yüksek olabileceğini belirtiyor. Biri polis 8 kişi yaşamını yitirdi. Toplam 10 bine yakın kişi yaralandı. Yüzlerce kişi tutuklandı, bunlardan 120’den fazlası hakkında dava açıldı.

PARTİ BİNALARI YAKILDI

58 kamu binası, 68 MOBESE kamerası ve 337 işyerinin tahrip edildiği, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracı ve 45 ambulansın kullanılamaz hale geldi. Eylemlerde, biri CHP binası olmak üzere 14 parti binası zarar gördü. Bu zararın yaklaşık yüzde 90’ının İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Antalya, Artvin, Bursa, Edirne, Eskişehir, Hatay, Kocaeli, Mersin, Samsun, Kayseri, Manisa ve Tunceli’de yaşanan olaylarda gerçekleştiği tespit edildi.

FATURASI AĞIR OLDU

Dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek o günlerde yaptığı açıklamada olayların faturasının 1,4 milyar dolar olduğunu söyledi. Ancak uzmanlara göre direkt ve dolaylı faturalar dikkatle alındığında çok daha büyük bir maliyet söz konusu. Özellikle makroekonomik göstergeler açısından telafisi yıllar alacak hasarlara neden oldu. Gezi olaylarıyla birlikte piyasalar uzun sürecek negatif bir döneme girerken, TL varlıklar satış baskısı altında kaldı. Sadece Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri bile Gezi olayları ile başlayan ve 3 ay etkisini sürdüren dönemde 164 milyar lira geriledi. Merkez Bankası verilerine göre Gezi olayları sonrasındaki 1 aylık dönemde yabancı yatırımcılar 8 milyar dolarlık çıkış yaptı.

ENFLASYON VE İŞSİZLİK YÜKSELDİ

Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksin mayıs ayının sonunda başladığı düşüşü aralıklı olarak 3 ay devam ederken, bu dönemde şirketlerin piyasa değeri ortalama yüzde 30 değer kaybetti, dolar ve faiz fırladı. Gezi olayları öncesinde yüzde 6,13’e kadar gerileyen yıllık enflasyon, sonraki 3 ayda yüzde 8,88’e kadar yükselirken, işsizlik oranı da artış trendine giren önemli göstergelerden biri oldu. Olaylar öncesinde yüzde 9 seviyelerinde yatay bir seyir izleyen mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı bir senede yüzde 10 sınırına, ardından yüzde 10,6’ya kadar çıktı. İşte kökleri yurt dışına uzanan bu ayaklanma girişiminde de Yeni Şafak yine milletinin yanında oldu. Olayların başladığı günden, Gezi işgalinin sonlandırıldığı güne kadar hergün ‘meselenin ağaç olmadığını’ belgeleriyle ortaya koyan yayınlar yaptık. Meydanlardaki ajanları, kaos planlarını ifşa ettik. O dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Keçiören’deki konutuna yapılmak istenen baskını görüntüleriyle yayınlayarak tehlikenin boyutlarına dikkat çektik. Gezi olayları sonrasında kaos planını hazırlayıp servis edenlerin peşini bırakmadık. Yeni Şafak’ın gündeme taşıdığı bir çok haber, kalkışmayı araştıran savcıların iddianamelerinde yer buldu.

MESELE AĞAÇ DEĞİL

Yeni Şafak Gezi işgalinin ilk haftasında meselenin ‘ağaç olmadığına’ olayın arkasındaki organize yapıya dikkat çekti: “Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların kesileceği iddiasıyla başlayan gösteriler Ankara ve İzmir’e de sıçradı. Başbakan Erdoğan’ın itidal çağrısı ve CHP’nin Kadıköy’deki mitingi Taksim’e kaydırmasından sonra polis çekildi. Medyanın körüklemesiyle, gezi parkına tepkiyi ve CHP muhalefetini asan öfke dalgasını kimin yönettiği sorusuna cevap aranıyor.”

 

BU NE TESADÜF

Bir de Gezi olayların medyatik aktörleri vardı. O dönem kaldırılan her taşın altından onlar çıktı.

Yeni Şafak kendini rol model olarak pazarlayan o isimlerin ipliğini de bir bir pazara çıkardı: Gezi eylemlerinde ön saflarda yer alan Mehmet Ali Alabora’nın hem yönetip hem oynadığı ‘Mi Minör’ 14. gününe giren eylemlerin önceden prova edildiğini ortaya koydu. Ankara ve İzmir’den tur düzenlenen oyun, Gezi’den önce 4 kez ‘trend topic’ oldu.

Yorumlar 1 Yorum Var
  • Brs 18.02.2020 21:51
    Bunları tespit edip jitem usulü temizlicen sen yak yık ülke ekonomisini mahvet insanların huzurunu refahını boz...kimse kusura bakmasın jitem usulü en güzel yol