Elazığ depreminin ardından Erzurum'a tatile giden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepkiler devam ediyor. Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru, bugünkü yazısında İmamoğlu'nu eleştirerek, "Kendini şımarık müteahhit çocuğu durumuna düşürdün" ifadelerini kullandı.
Elazığ'daki 6,8'lik depremin ardından afet bölgesini ziyaret eden, ardından Erzurum'a kaymaya giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepkiler gelmeye devam ediyor. Sözcü Gazetesi Yazarı Necati Doğru, İmamoğlu'nun akılda kalan hiçbir somut icraatı olmadığını vurguladı ve Palandöken tatiline tepki gösterdi.
CHP'nin "Her şey güzel olacak" sloganını hatırlatarak Ekrem İmamoğlu'na tepki gösteren Necati Doğru'nun yazısı şöyle:
Verdiğin söze, yükselttiğin imaja, havalandırdığın karizmaya hiç uymadı.
Ekrem Abi!
Uysa da…
Uymasa da…
Diyorsun.
Zil takıp oynamadım.
Dağa spora gittim.
Hayatım.
Aile kutsalım.
Yeniyim ben.
Alışın diyorsun.
Ekrem Abi; “Demek ki Erzurum’a karda ski yapmaya geçerken Elazığ’a da uğramışsın başkan” diye yazıp, karizmanı çizme hamlesi yaptılar.
Onlar çizmedi.
Sen çizdirdin.
Ekrem Abi, senin bize sunduğun yeni liderlik çizgisi, Elazığ’ı deprem vurunca evleri başlarına yıkılmış, ölülerini mezara koymuş, yatacak yerleri olmadığı için Kızılay'ın verdiği çadırda üç-dört aile birlikte geceleyen insanların acısına ortak olmaktı. Tatillerini yarıda keserek sana oy vermeye koşmuş ve hepsinden önemlisi seni farklı bir lider olarak görmek isteyen insanlar senden, "o deprem çadırlarında hiç değilse bir gece geçirmeni" bekledi.
Ekrem Abi!
Sen, eşin, oğlun, kızın o deprem çadırlarında o insanlarla, o dondurucu soğuk altında, sokak ateşlerinde ellerini ısıtarak bir gece kalabilseydin bu hem senin için, hem eşin için ve hem de çocukların için hayatın insana sunabildiği en soylu anı olacaktı.
Dersi kaçırdın Abi?
Karda skiyi seçtin.
Küçük kızının, ileride büyüdüğünde “Babam ile ben, annem ve ağabeyim evleri yıkılmış olanlarla birlikte deprem çadırında bir gece uyduk, güzel ülkemin gerçeğini yaşadım” diyebileceği bir anısı olacaktı.
Ekrem Abi!
İnsan anısıyla yücelir.
Kızının anısını çaldın.
Oğlunun anısını çaldın.
Palandöken karı üstünde skiye yatırdın. Kendini de şımarık müteahhit çocuğu durumuna düşürdün.
Küçük kızım.
Ergen oğlum.
Sevdiğim karım.
Benim hayatım.
Diye sayıp sıralıyorsun.
Evleri yıkılıp çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, dede ve nenelerini bina molozları altında yitirmiş insanlarla birlikte deprem çadırında bir gece kalabilmeyi başarsaydın müstesna bir yere koyduğun hayatın çok büyük bir anlam kazanmış olacaktı. Eldeki mevcut liderlere benzemediğini göstermiş olacaktın. Senden öbür politikacılar gibi halk dalkavukluğu, deprem istismarı, şehit acısı siyasetçiliği, Allah ile Kur'an ile tarikat ile aldatma politikacılığı beklemiyoruz.
Ama uymadı.
Yakışmadı Ekrem Abi!
Her şey güzel olacaktı.
Erkem Abi, evet sular akıyor, elektrikler kesilmiyor, çöpler toplanıyor, meydanlar ve ana caddeler temiz, metro, otobüs çalışıyor. Sende ve kadrolarında bugüne kadar “çalma- çaldırma belirtisi” de görmedik. Ama henüz somut bir iş yaptığını görmedik! Tek akılda kalan icraatın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan sürekli randevu talep etmek ve alamamak oldu.
Kendine gel Abi!
Artık iş adamı değilsin.
“Ekrem Abi her şey güzel olacak” diye bağırarak koşan çocuğun umudusun. Sen lideri geceleri şişmiş ayaklarını tuzlu su leğeninde dinlendirerek Ankara'dan İstanbul'a yürüyen bir muhalefet partisinin aday gösterdiği belediye başkanısın. Halka yeni bir “Ekrem” aratma abi!