"Boğaziçi'nin ikinci gerdanlığı" Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, her geçen gün nüfusu artan İstanbul'da 1988'den bu yana hizmet vererek kentin trafik yükünü hafifletiyor.

Tarihi, siyasi, ticari ve kültürel değerini yüzyıllardır koruyan İstanbul, 15,5 milyon nüfusuyla Türkiye'nin yüzde 18,7'sine ev sahipliği yapıyor.

Geçmişten bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapan kentin iki yakasını bir araya getirme fikri milattan önceye kadar uzanırken, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra hızlı bir kentleşme sürecine girilmesiyle köprü ihtiyacı da arttı.

Bu kapsamda yerleşim yerlerinin büyümesi, göç dalgaları ve trafiğin artmasıyla İstanbul Boğazı için hep bir hayal olan köprülerin yapılması için ilk adımlar atıldı ve 30 Ekim 1973'te Boğaziçi Köprüsü açıldı.

Asya ve Avrupa arasındaki ilk sabit bağlantı olma özelliğini taşıyan Boğaziçi Köprüsü'nün hizmete açılması sonrasında, gerek Türkiye'nin ekonomik koşulları gerekse İstanbul çevresindeki hızlı gelişme ve nüfus artışına bağlı olarak günlük ortalama araç trafiği beklenenin üzerinde hızlı bir artış kaydetti.

Köprü ilk yılında günde ortalama 32 bin 520 araca hizmet verirken, bu sayı 14. hizmet yılında günlük ortalama 130 bin seviyelerine geldi. Köprüdeki bu yoğunluk hizmet kalitesini düşürürken, kentte ikinci bir köprünün varlığını zaruri hale getirdi.

Böylece, Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart'ın "Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu" sözleriyle ifade ettiği kentte ikinci bir köprü için 1985'te harekete geçildi.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü

Temeli, 29 Mayıs 1985'te atılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün yapım çalışmalarına 4 Aralık 1985'te başlandı. Köprünün ilk tabliyesi 17 Eylül 1987'de yerine yerleştirilirken, 4 Şubat 1988'de tabliyelerin montajı tamamlandı. Yapımı için bin 100 iş günü öngörülen köprü, taahhüt edilenden 192 gün önce 29 Mayıs 1988'de tamamlandı ve 3 Temmuz 1988'de hizmete açıldı.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü'nden 5 kilometre kuzeyde, boğazın Rumeli yakasında, Hisarüstü ile Anadolu yakasında Kavacık mevkileri arasında yer alıyor.
Kule ayakları arasındaki orta açıklığı bin 90 metre olan köprünün kule temelleri boğazın iki yakasındaki yamaçlara yerleştirilmiş, kuleler ise hemen hemen tabliye mesnet seviyesinden başlamıştır.

Köprünün düşey gabarisi denizcilik standartlarına uygun olarak 64 metre olarak belirlenirken, köprü kule temelleri ve ankraj blokları, Avrupa ve Anadolu yakasında devoniyen sistemine ait kireç taşı ve yumrulu kireç taşı formasyonu üzerine inşa edildi.

Köprünün iki ucunda, taşıyıcı ana kablolardan gelen çekme yüklerini kaya zemine aktaran planda ise 50x60 metre boyutunda ve 35 metre kadar derinlikte masif betonarme birer ankraj bloku yer alıyor. Ankraj bloklarının içinde kabloların tespit edildiği birer oda yer alıyor. Kablolar bu odalar girerken 36 büklüme ayrılıyor ve her bir büklüm ayrı ayrı tespit edilerek daha geniş bir yüzeye yayılıyor.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün diğer özellikleri ise şöyle:

Toplam genişlik: 39,40 metre
Tabliye sayısı: 62
Tabliyelerin ağırlıkları: 115-230 ton
Orta açıklık: 1090 metre
Ankrajlar arası: 1510 metre
Denizden yükseklik: 64 metre
Kule yüksekliği: 107,10 metre
Kuleler ağırlığı: 7 bin ton
Tel çapı: 5,38 milimetre
Toplam tel boyu: 51 bin 486 metre
Toplam kablo ağırlığı: 9 bin 500 ton
Toplam tabliye ağırlığı: 13 bin 600 ton
Kule temelleri beton miktarı: 20 bin metre küp
Yapım süresi: 908 gün

Yorumlar 0 Yorum Var