Türkiye'nin güvenli turizm için tüm tedbirleri almasına rağmen Avrupa'nın bir çok ülkesi tarafından koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'ye yönelik seyahat yasağı kararını siyasi olarak yorumlayan Dünya Turizm Forumu Enstitüsü Başkanı Bulut Bağcı, "Türkiye’nin koronavirüs salgınında sağlık sektöründe yukarı çıkışı Avrupa tarafından kıskançlıkla karşılandı." dedi.

Özellikle koronavirüs salgınıyla beraber turizm sektörü ciddi etkilendi. İlk etkilenen ve en çok etkilen de turizm. Öyle bir sektör ki, bir terör saldırısı olur; ilk turizm etkilenir. Dış işleri bakanı bir açıklama yapar ilk turizm etkilenir. O yüzden ilk etkilenen sektör turizm oldu. Güzel yanı da ilk etkilenen ilk çıkacağı için ilk çıkan sektör turizm oldu.

Ne kadar etkilediğine gelirsek, havacılık, taşımacılık, restoran vs. bunların hepsini toplayınca ortaya 3 trilyon civarında bir rakam çıkıyor. Türkiye istatistik kurumumun açıkladığı rakamlara göre yüzde 99.26 Mayıs ayında bir önceki mayıs ayına göre küçülme yaşanmış. Bu sadece bizimle değil tüm dünya ile alakalı. Turist gönderen ülkelerde de problem var. Turist ağırlayan ülkelerde de..

Tarihten bugüne geldiğimizde, dünyada turizm sektörünü etkileyen bu tarz bir kriz yok. 2001, 11 Eylül saldırılarında sadece Amerika etkilenmiş. Fransa’daki sarı yelekliler, sadece Fransa Paris etkilenmiş. 15 Temmuz hain darbe girişimi sadece İstanbul ve Türkiye etkilenmiş. Mısırdaki darbe girişimi ve sisinin başa gelmesi 3 yıl boyunca sadece mısır turizmini etkilemiş. Bu ve bunun gibi hareketler ve olaylar sadece lokal bölgeleri etkiliyor.

Böyle bir salgın yaşamamıştık, bizim nesil için de farklı bir tecrübe oldu.

Özellikle hava yolu şirketlerinin duruyor olması, hareket etmemesi ciddi anlamda piyasaları turizm anlamında sıkıntıya soktu. Bir bölgede turizmden bahsedebilmeniz için üç tane önemli nokta var: birincisi havayolu şirketlerinin çalışıyor olması gerek, ikincisi tesisinizin olması lazım üçüncüsü ve en önemli şey güvenliğinizin olması gerekiyor.  Salgının kontrol altına alınmasıyla beraber, küçük de olsa bir hareketliliğin başlaması havayolu sektörünü biraz ferahlattı. Farklı mecralar konuyu turist gelmiyor noktasına çekti ama bu bir salgın, küresel bir salgının Türkiye ile bir alakası yok. Dünyada ne oluyorsa Türkiye de o oluyor.

Çok ilginçtir ki Avrupa birliği ülkeleri çok farklıdır. Almanya ile mesela ticaret yapıyoruz gidiyoruz geliyoruz. Salgın kontrol altında fakat Türkiye ye karşı net bir tavır var. İnsan buna üzülüyor, giderseniz şunu karşılamayız bunu yapmayız şeklinde bir tavır var. Hatta Hollanda da şöyle bir şey oldu. Bir şirket, çalışanına sizi yıllık izne çıkartıyoruz ama Türkiye’ye giderseniz orada bir koronaya yakalandığınızda tekrar bunun ikinci dalgası geldiğinde veya başka bir şey olduğunda kesinlikle tahliye  uçuşlarımız hiçbir şeyimiz olmayacak gibi yorumlar yapıyor. Bunlar tamamen siyasi kararlar. Özellikle cumhurbaşkanımızın dik duruşu, Türkiye’nin koronavirüs salgınında sağlık sektöründe yukarı çıkışı Avrupa tarafından kıskançlıkla karşılandı.  Mültecilere ev sahipliği yapmamız, Libya’daki başarımız, bunların hepsini topladığımızda ortaya alman turistlerin Türkiye ye gelmemesi çıkıyor.  Ne kadar siyasi gibi gözükmese de bizim öngörümüz siyasi bir karar olduğu. Türkiye Bulgaristan’dan daha mı güvensiz.  Hastanelerimiz daha mı kötü. Mümkün değil.  Tamamen siyasi karar. Şöyle bir nokta var. Siyasi kararlar, nasıl ki böyle süre uzadığı gibi bir gece ansızın bakıyorsunuz tık çözülmüş. Ertesi sabah hadi gidebilirsiniz diyorlar. O yüzden ben Almanya’nın bu kararından çok kısa bir süre sonra vazgeçeceğini ve kısıtlamaları yasakları kaldıracağını düşünüyorum.   Sayın bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu zaten uluslararası anlamda  ciddi bir diplomasi yürütüyor. Yine şunu söylüyorum. Türkiye cumhuriyetinin özellikle Libya’daki, Doğu Akdenizdeki hareketlerinin sonucu diyebiliriz. Umarım kısa sürede bu kararlarından vazgeçecekler.

Yavaş yavaş sınırlar açılıyor ve uçuşlar başladı. Yeni dönemde tatil yapmak isteyenlerin önceliği ne olacak? Yurtdışından ne kadar turist bekleniyor? Son rakamlar nasıl?

Burada iki nokta var. Aşıya kadar olan bir süreç ve aşıdan sonraki süreç. Aşı bulunana kadar insanların tatil tercihleri yazlıklar olacak. Özellikle iç Pazar için. Aşıdan sonra insanlar hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edecek. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. 15 Temmuz cumartesi gecesi hain darbe girişimi oldu, insanlar ertesi gün olayın şokunu yaşadı ama pazartesi günü uyandıklarında herkes normal bir şekilde hayatına devam etti. O yüzden ben aşı bulunduktan sonra da insanların normal hayatlarına devam edeceklerini düşünüyorum.

Aslında burada şunu değerlendirmek lazım. Dünya sağlık örgütünün performansı.  Biz başarılı bulmuyoruz. Çünkü siz ülkelerin ekonomilerinden milyarlarca dolar para alan bir sağlık örgütüsünüz. Fakat bir pandemiyi tahmin edemiyorsunuz. Böyle bir şey nasıl olur? Açıkçası burada Trump ile aynı fikirdeyiz. İlk gün açıklamasında dünya sağlık örgütünü suçlamıştı. Bundan ben mi sorumlu olacağım? Senin öngörmen lazım. Bunun için senin ayrılmış bütçen var. Fizibiliten var bunları yapıp analiz etmen lazım. Yapamıyorsan da ben yapamıyorum deyip görevi bırakarak yeni birine teslim etmen lazım.

Özellikle aşıya kadar insanlar iç pazarda, genellikle seyahat tercihi yazlıklar olacak. Daha sakin yerler olacak. Türkiye olarak süreci çok güzel kontrol ettik. Turizmde de bu süreçten sonra yıldızı parlayan bir ülke olacak.  İnşallah bundan sonraki süreçte de sahra altı Afrika’da daha çok varlığımızı gösterirsek ben inanıyorum ki, yaşanılan olaylar en ufak şekilde turizmi etkilemeyecek.

Sayın cumhurbaşkanımızın zaten ciddi bir imajı var. Bizim yapmamız gereken, oralarda türkiyeyi daha çok görünür hale getirip pazarlamak anlatmak ve satmak.

Hep turizmi çeşitlendirmeden konuşuyoruz ama ötesine geçemiyoruz. Bir adım atmamız gerekiyor. Ki ben bunun ilk hareketinin nüfusun yoğun olduğu Afrika ülkelerinde çok güzel büyük elçiliklerimiz var. Büyük elçiliklerin içinde neden turizm ateşeleri yok. Çünkü büyükelçinin zaten çok büyük görevleri var. Hem ülke olarak hem de dışişleri bakanlığı olarak. Nasıl ki bugün Paris’te, Londra’da Tokyo’da kültür ateşeleri turizm ateşelerimiz var. Nijerya’nın Lagos kentinde de bir turizm ateşemiz olsun.  Türkiye’yi anlatsın. THY zaten fazlasını yapıyor. Belki ateşeler için 5 destinasyon seçilir ve inanın 5 sene içinde çok ciddi karşılığını görürüz çünkü Afrika Türkiye’yi seviyor.

Doğa turizmine de bir artış var mı?

Turizmin aslında her türlüsü bir hareketliliktir bir çeşittir.  Her turizmin bir kitlesi vardır.  Karavan açıyorsanız orayı da dolduran vardır. Özellikle salgın sonrasında insanlar aileleriyle yalnızlaşmak istedi.  O yüzden kamp turizminde ciddi bir artış var özellikle karavan satışlarında patlama var. Salgının insan psikolojisini bir noktada değiştirdiğini düşünüyorum. Hayatımızda tatil eksik olmayacak. İnsanlar daha ziyade doğa ile baş başa kalmaya başladılar ve bu tarz seyahatleri tercih ettiler. O yüzden kamp, kamp yeri karavan, motosiklet, bu tarz yapılan seyahatlerin veya bu tarz turizm çeşitlerinin bundan sonra da geçici olmayacağının kalıcı olacağının kanaatindeyim.

Türkiye’ye gelmek isteyenler ilk olarak neyi soruyor? Yerli Turistin tercihi ne yönde? Fiyatlarda ne gibi değişiklikler oldu?

Yerli turistlerin tercihleri özellikle yazlık yönünde. Yazlık fiyatları da arttı. Kiralamaları da arttı. Önceden Balıkesir’de Akçay da Edremit’te bir aylığını 4 bin, maksimum 7 bin liraya kiraladığınız bir yeri şu an 25 binden aşağı alamıyorsunuz. Koronadan önce çeşmede 21 bin liraya bir aylık kiraladığınız bir yazlığı şu anda 60 bin liraya kiralıyabiliyorsunuz.  Arada ciddi bir uçurum var.

Fiyatlardaki artışın sebebi talep mi, masraflar mı?

Talepten dolayı artış var. Şöyle bir rapor var. Türkiye’nin aslında gayrimenkuldeki en büyük atıl malı yazlıklardı. Aslında koronavirüsle birlikte atıl duran yazlıklar tekrar hayata geçmiş oldu. Ne kadar evimiz varsa bunun üçte biri kadar da yazlığımız var. Ciddi anlamda bir atıl durumda. Salgınla beraber bunlar ekonomiye kazandırıldı. İnşallah oteller nasıl doluyorsa bundan sonra yazlıklar da aynı şekilde dolacak. Bu sene özellikle iç piyasada yazlıklarla birlikte hayatlarına devam edecekler.  Daha sakin oteller butik oteller tercih sebebi.

Tesislerimizde hijyen konusunda hiçbir problem yok. Bakanlığın tüm uyarıları ve teknik talepleri  dikkate alındı ve çalışmalar yapıldı.  Pürüzsüz şekilde ben sezonu atlatacağımız düşünüyorum.

Umarım siyasiler de aldıkları kararlardan vazgeçerler ve turistler de gelmeye başlar.

Ama en kötü senaryoyla. Ekime kadar açılmadı diyelim bunda bile, iç pazarın hızlı bir şekilde toparlamış olması bizim için avantaj.  İç turizm en azından bu sene krizin teğet geçmesini sağlar bize. 

Bu sene küçülmek normal ama kesinlikle kapatma değil. 2021 otelcilerin acentaların yılı olacak. Her kriz bir fırsatı doğurur. Bakın bakanımız açıkladı turistin tedavisini biz burada yapacağız. Ücretsiz. Bunu hangi ülke yapıyor? bu ve bunun gibi çalışmalar. O yüzden ben Türkiye’nin bu krizden turizm anlamında başarıyla çıktığına inanıyorum. Tabi Türkiye’nin ne kadar kazançlı çıktığı kasım aralık gibi daha net ortaya çıkacak. Dünyada elenenler elenecek ekonomik anlamda geriye kalanlar güçlü şekilde hayatına devam edecek. Ben Tükiye’nin güçlü bir duruş sergileyecek ülkelerden biri olduğunu düşünüyorum.

İç pazarda en gözde rota?

 Kitleye göre değişiyor.  Deniz kum güneş diyenler bodrumda ama ailesiyle seyahat etmek isteyenler Antalya. Antalya’dan vazgeçiremezsiniz.  Çocuksuz ailelerin tercihi çeşme, bodrum. Biraz daha kafamı dinleyeyim bir karavana bineyim Türkiye turu yapayım diyen arkadaşlarımız da var. Onlar da İstanbul’dan çıkıp Trabzon oradan güney, doğu Anadolu, GüneyDoğu Anadolu. .. 

Yat turlarına ilgi arttı mı?

Bütçesi iyi olanlar yatlarını almış durumda. Aynı yazlık gibi yat turlarına da talep artmış durumda. Önceden yabancı turistler doldururken şimdi bu talebi Türkler doldurdu. Yat turları da kontrollü bir şekilde çalışmalar yürütülüyor. Satışlar yapılıyor.

Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülke. Özellikle Libya ile beraber, Akdenizde yapılan çalışmalarla beraber  belki tahmin edemediğimiz kadar bundan 5 yıl sonra Türkiye, dünyada  şu ankinden çok daha güçlü bir konumda olacak.  Turizm anlamında da daha da ciddi bir ivme kazanacağını düşünüyoruz.

Yorumlar 0 Yorum Var