Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: "(İsrail'in Batı Şeria'yı İlhak Planı) Bu yeni bir gasp ve işgal politikasıdır, hamlesidir, oyunudur. Bu oyuna hiç kimsenin gelmemesi gerekir."

İSRAİL'İN BATI ŞERİA'YI İLHAK PLANI

İsrail- Filistin meselesi... Burada Netanyahu'nun, büyük bir iştahla Batı Şeria'nın bir kısmının ilhak edilmesiyle ilgili bir planı var. Buna zaten Trump ön ayak olmuştu, o yol açmıştı. Bu ilhak, iki devletli çözümü yok edebilecek bir noktaya doğru gidiyor çünkü Filistin tarafının da çok keskin bir duruş sergilediğini görüyoruz. İlhak planı ile ilgili Türkiye'nin duruşu nedir? Bununla bağlantılı olarak daha önce Kudüs'ün başkent olarak tanınması konusunda Türkiye çok önemli bir hamle yapmıştı, İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini toplamıştınız. Daha sonra BM'de Kudüs'ün tek taraflı başkent ilan edilmesinin bir anlam ifade etmeyeceğine yönelik bir karar çıkartmıştınız. Yeni dönemde bu ilhaka karşı Türkiye'nin herhangi bir planı var mı yoksa mevcut planları mı destekleyeceksiniz? 

Öncelikle İsrail'in bu ilhak planı gayrimeşrudur, hukuka aykırıdır, yeni bir işgal ve gasp hareketidir. Bunu kesin bir şekilde reddediyoruz ve bütün uluslararası toplumu da bu ilhak planını reddetmeye davet ediyoruz. Nasıl Kudüs konusunda uluslararası toplum büyük bir birlik ve dayanışma gösterdiyse aynı dayanışmanın şimdi bu ilhak planına karşı da gösterilmesi gerekiyor. Başta Arap ülkeleri ve Arap Ligi olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Ortadoğu Dörtlüsü ve diğer ilgili bütün kurumların bu konuda çok açık ve net bir tutum sergilemesi gerekiyor. Çünkü işgal ve ilhak politikaları bugüne kadar Filistin meselesini daha içinden çıkılmaz hale getirdi, her tür barış, iki devletli çözüm, siyasi istikrar, toplumsal huzur imkanlarını ortadan kaldırdı. Bu ilhak planı bu krizi daha da derinleştirir. Zaten Netanyahu iki devletli çözüme inanmadığını baştan beri ifade eden bir siyasetçi. Hatta İsrail siyaseti içinde Likud'un ana çizgisi haline getirmiş durumda bunu. Şimdi buna öncelikle iki devletli çözüme inandığını söyleyen Amerika Birleşik Devletleri'ndeki çeşitli çevrelerin, kongre üyelerinin, çeşitli Musevi topluluklarının gür bir sesle itiraz etmesi gerekiyor. Vatikan'ın karşı çıkması gerekiyor. O topraklar aynı zamanda orada yaşayan Hristiyanları da ilgilendiriyor, Vatikan'ı da ilgilendiriyor, Arap ülkelerini doğrudan ilgilendiriyor, onların daha fazla ses çıkartması gerekiyor.

Türkiye olarak bu konuda Cumhurbaşkanımızın pek çok Arap lideri ile Batılı liderle telefon görüşmeleri oldu ilk bu karar açıklandığı zaman. Cumhurbaşkanımız bunu net bir şekilde reddettiğimizi Sayın Trump'a da Sayın Putin'e de Mahmud Abbas'a da Ürdün Kralı'na da ve görüştüğü birçok lidere, Sayın Merkel'e ve diğerlerine açık ve net bir şekilde ifade etti. Bu konudaki tavrımız bizim son derece net. Bu yeni bir gasp ve işgal politikasıdır, hamlesidir, oyunudur, bu oyuna hiç kimsenin gelmemesi gerekiyor.

Tabii İsrail'i durduracak olan şey uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler'in, Ortadoğu Dörtlüsünün, Avrupa Birliği'nin daha etkin, daha dirayetli, daha güçlü bir şekilde tavır almasıdır. Yani bu hukuksuzluğu, bu kanunsuzluğu, hatta bu haydutluğu göz ardı edersek yarın Orta Doğu'da başka felaketlerin kapısını aralamış oluruz. Bugüne kadar İsrail'in 1947'den beri Filistin topraklarını nasıl adım adım, parça parça, santim santim, metre metre işgal ettiğini, gasbettiğini gördük. Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler'de bir harita göstermişti biliyorsunuz, 47'den bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl yok edildiğini, İsrail tarafından işgal edildiğini… O harita hala yerinde duruyor. Maalesef eğer bu ilhak politikası uygulanırsa, ilhak kararı uygulanırsa bir beşinci harita daha gelecek onların yanına, 4 harita vardı ve 5'inci haritada adeta artık Filistin ortadan kalkacak. Dolayısıyla buna müsaade edemeyiz Orta Doğu'nun barışı için, huzuru için… İsrail burada aynı Kudüs'te olduğu gibi yine ateşle oynuyor, tahrik edici, yıkıcı bir politikanın peşinde. Bundan derhal vazgeçmesi gerekiyor. İsrail üzerinde etkisi olan, yetkisi olan bütün ülkelerin de başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bu konuda açık ve net bir tavır alması gerekiyor. 

Yorumlar 0 Yorum Var