Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurul toplantısında  "Ulusal Azınlıkların Korunması Konulu Rapor" görüşüldü. TBMM Dışişleri Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti Antalya Milletvekili Sena Nur Çelik, toplantıda yaptığı konuşma ile Avrupa’daki ulusal azınlıkların haklarının korunmasına ilişkin yeni ortaya çıkan ve hâlihazırda mevcut olan zorlukların bazılarına değindi.

Çelik'in konuşması şöyle:

Sayın Raportöre bu mükemmel çalışma için teşekkür etmek istiyorum. Ulusal azınlıkların, dilsel, etnik ve kültürel çeşitliliğine saygı duymak, çoğulcu ve kapsayıcı demokrasileri korumak için anahtardır. 

Öncelikle, raporda belirtildiği üzere, bazı Avrupa ülkelerinin azınlık hakları konusunu güvenlik meselesi haline getirmeye başlaması, bu ülkelerde ceza hukuku, istihbarat ve emniyet işlemlerinde ayrımcı uygulamaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu uygulamalar, azınlıkların haklarını daha fazla ihlal etmek ve stereotipler oluşturmak suretiyle, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin çok ırklı sosyal dokusuna zarar vermektedir.

"FRANSA MÜSLÜMAN AZINLIĞIN HAKLARINI İHLAL EDİYOR"

Fransa’da bazı ulusal azınlıkların din özgürlüklerini kısıtlama girişimleri, bu durumun en iyi örneklerinden biridir. Fransız parlamentosu radikalleşme karşıtı yasa tasarısını onaylayarak İslamofobiyi meşrulaştırmış, Fransa’da yaşayan Müslüman azınlığın haklarını ihlal etmiştir. Şunu vurgulamak gerekir ki; Avrupa'da son zamanlarda azınlıklara yönelik nefret suçlarında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Sadece Almanya'da 2020 yılında camilere 122 saldırı gerçekleşmiştir. Bu saldırıların, önemli bir kısmı aşırı sağcı grupların siyasi amaçlı suç eylemleri olarak nitelendirilmiştir. Avrupa Konseyi üyesi devletler, ayrımcı politikalar benimseyerek azınlıklara karşı işlenen nefret suçlarını körüklemek yerine, sınırları içinde yaşayan ulusal azınlıkların güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır.

"AVRUPA SİYASETİNDE AŞIRI SAĞ SÖYLEM DALGASI"

İkinci olarak, raporda belirtildiği üzere, yakın zamanda Avrupa siyasetinde yeni bir popülist ve aşırı sağ milliyetçi söylem dalgasının ortaya çıkmıştır. Bu söylemleri, bazı Avrupalı liderlerin ve siyasetçilerin seçim kazanmak için kullandığı ve halka dayattığı görülmektedir. Daha da önemlisi, Fransa gibi ülkelerde, popülist siyasi söyleme ek olarak, hükümetin belirli ulusal azınlıkların haklarını ihlal eden ayrımcı politikalar oluşturduğuna şahit oluyoruz. Dahası, birçok insan hakları örgütünün de belirttiği gibi Avrupa’daki göçmen karşıtı, ırkçı, Yahudi karşıtı ve İslamofobik söylemler ve aşırı sağcı grupların nefret suçları, Kovid-19 salgını sırasında yeniden ivme kazanmıştır. Aşırı sağcı grupların söylem ve saldırılarının ve popülist hükümetlerin ayrımcı politikalarının kümülatif etkisi, Avrupa toplumlarının çok kültürlü boyutu için büyük bir endişe kaynağı olan önemli bir kriz yaratmaktadır.

"YUNANİSTAN TÜRK AZINLIĞIN DİN, DİL VE EĞİTİM HAKLARINI İHLAL EDİYOR"

Son olarak, bazı Avrupa Konseyi üyesi devletlerde yıllardır süregelen azınlık hakları ihlalleri devam etmektedir. Örneğin, Batı Trakya'daki Türk azınlık, ikili ve uluslararası anlaşmalara rağmen, onlarca yıldır kimliklerinden, dil, din ve eğitim haklarından mahrum bırakılmıştır. Eğitim alanında iki dilli anaokullarının olmaması ve azınlık ilkokullarının kapatılması gibi çeşitli sorunlar devam etmektedir. Yunanistan, Türk azınlığın varlığını reddettiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından üç kez cezalandırılmasına rağmen Türk azınlığın haklarını ihlal etmeye ve mahkeme kararlarını uygulamayı reddetmeye devam etmektedir.

Ortaya çıkan ve var olan bu sorunları çözmek için daha güçlü bir diyaloğa ihtiyacımız olduğuna ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin aradığımız diyaloğu geliştirmek için hayati bir platform olduğuna inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.

Yorumlar 1 Yorum Var
  • Fatih 22.04.2021 09:47
    Tebrikler akıcı İngilizcesi var