İsrail Hava Kuvvetlerinden istifa eden eski hava pilot yüzbaşı Yonatan Shapira, "İsrail ordusu bir terör örgütüdür, komutanları da savaş suçlusudur" dedi.

İsrail'de ve ordu içerisinde Tel Aviv yönetiminin Filistinlilere yönelik yürüttüğü işgal ve baskı politikalarına karşı olanlar sayıları az da olsa mevcut. Bunlardan biri de 2003 yılında ordudan istifa eden Yonatan Shapira.

Shapira sadece istifa etmekle kalmamış aynı zamanda diğer ordu mensuplarını da içerisinde bulundukları durumu düşünerek istifaya teşvik eden bir kampanya başlatmış. Arkadaşlarıyla birlikte yürüttüğü bu kampanya neticesinde 2003'ten bu yana İsrail ordusunda görevli 27 pilot daha hava kuvvetlerinden istifa etmiş.

İstifa ettikten sonra Filistinlilerin haklarını desteklemek için gösterilere katıldığı ve uluslararası alanda konferanslar vererek İsrail ordusunun işlediği "savaş suçlarına" dikkati çektiği için bulduğu tüm işlerden kovulan Shapira, bu nedenle Norveç'e taşınmak ve hayatına orada devam etmek zorunda kalmış.

İsrail ordusuna neden katıldığı ve sonrasında görüşleri değişerek kendi ifadesiyle "bir terör örgütünün parçası olduğunu" nasıl anladığını AA muhabirine anlatan Shapira, İsrail'de kendisi gibi düşünenlerin sayısının birkaç bini geçmediğini ve bir toplumun bir "beyin yıkama makinasından" geçirilerek gerçekleri görmelerinin engellendiğini söyledi.

"İSRAİL TÜM BÖLGEYİ FELAKETE SÜRÜKLÜYOR"

İsrail ordusuna 1993 yılında pilot olarak katıldığını aktaran Shapira, İkinci İntifada döneminde "yavaş yavaş gözünün açılmaya başladığını" belirterek, şunları kaydetti:

"İsrail ordusu bir terör örgütü, komutanları savaş suçlusudur. İsrail hükümeti Yahudi ırkçısı bir hükümettir ve tüm bölgeyi felakete sürüklemektedir. Ben buna inanıyorum ve birçok kişi de aslında bunun böyle olduğunu anlıyor ama herkes bunu söylemek istemiyor. Bu bir gerçek ve ben bunu söylemek zorundayım. İsrail ordusunda eski bir pilot ve yüzbaşı olarak bunu söylemek benim görevim. İçinde bulunduğumuz durumdan dolayı dünyaya Filistinlileri korumak zorunda olduğumuz çağrısı yapıyorum. Çünkü onlar katlediliyorlar, etnik nedenlerle öldürüyorlar. İsrailli liderlerden hiçbir hayır gelmez. Hiçbir şey beklemeyin. Benim gibi solcu İsraillilerden bile, çünkü bizim sayımız çok az, olayların gidişatını değiştirebilecek kadar sayımız yok. Dışarıdan müdahaleye ihtiyacımız var. Büyük bir baskıya ihtiyacımız var. Bu felaketi durdurmak için mümkün olan tüm baskılara ihtiyacımız var."

Shapira, kendisi gibi ordudan istifa eden arkadaşlarıyla birlikte İsrail halkına, hükümetine, başbakanına ve dünyanın geri kalanına, "Bu işgal devam eden bir savaş suçu üzerine savaş suçudur. Biz bu savaş suçunun bir parçası olmaya devam etmek istemiyoruz." mesajını vermek istediklerini kaydetti.

İsrail medyasını ve eğitim sistemini de eleştiren Shapira, insanların beyinlerinin yıkandığını ve gerçeği görmelerinin engellendiğini söyledi.

"İsrail'deki çocuklar son derece siyonist, askeri bir eğitim sistemi içerisinde yetiştiriliyor." diyen Shapira, şöyle devam etti:

"Filistin hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, Nekbe (Filistinlilerin 1948'de vatanlarından sürgün edildiği Büyük Felaket) hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Aldığınız eğitim nedeniyle orduya katılırken halkınızı ve ülkenizi koruyacağınızı zannediyorsunuz. Bazılarımız orduya katılınca yavaş yavaş gözünü açmaya başladı ve gerçeği gördü. Benim farkına vardığım şeylerden biri hizmet ettiğim hava kuvvetlerinin sivillere yönelik toplu cinayetler işlediğiydi. Filistin kasabalarının merkezlerine bomba atmaya gönderiliyorlardı. Belli bir noktada bunun bir terör eylemi olduğunu anladım."

Orduya katılırken amacının insanları korumak olduğunu vurgulayan eski İsrailli asker, "Askeriyeye katılırken istediğim gibi eğer insanları korumak istiyorsam burada (orduda) olmak ve emirlere uymak yerine diğer tarafta (Filistinlilerin yanında) olmalıydım. Psikolojik ve zor bir süreçti ancak bir terör örgütünün parçası olduğunuzu anladığımızda buna hayır demek ve sonuçlarına katlanmak zorundaydık." ifadelerini kullandı.

Ordudan bu şekilde ayrılmasına rağmen hapse atılmadığı için şanslı olduğunu ifade eden Shapira, "Gerçi sonrasında birçok kez Batı Şeria'da Filistinlilerle birlikte protestolara katıldığım ve Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan filolara dahil olduğum için gözaltına alındım ve hapse atıldım. Buna rağmen ordudan bu şekilde ayrılıp ve hala özgür olma ayrıcalığımı şu an verdiğim mesajı iletmek için kullandım." diye konuştu.

"Filistinlileri desteklediğim ve dünya çapında bununla ilgili konferanslar verdiğim için İsrail'de girdiğim tüm işlerden kovuldum" diyen Shapira, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail apartheid devleti dediğim için hükümetim ve ordu komutanlarım savaş suçlusu dediğim için kovuldum. Hala İsrail'e gidebiliyorum ama orada iş bulamadım. Bu nedenle dışarıda Norveç'te yaşıyorum."

"İSRAİL TOPLUMU GİDEREK RADİKALLEŞİYOR"

Son 20 yıl içerisinde İsrail toplumunun tamamının sağa kaydığına dikkati çeken Shapira, ordudan istifa ettiğinde arkadaşlarıyla birlikte düşüncelerini paylaştığı "pilotların mektubu"nu yayınladığında kendilerine toplumun yüzde 20'sinin hoşgörüyle baktığını ancak bugün bu oranın yüzde 5'i geçmeyeceğini kaydetti.

Shapira, "Medyanın, hükümetin ve ordunun beyin yıkama süreci çok şiddetli işliyor. İnsanlar çok güçlü bir beyin yıkama makinasından geçiriliyor. Eskiden azınlıksak, bugün azınlığın da azınlığıyız." görüşünü dile getirdi.

Bununla birlikte Shapira, kendisi gibi düşünenlerin bu ülkenin en entelektülleri, bilim adamları olduğunu ifade ederek, normal koşullarda ülkeyi kendisi gibi insanların yönetmesi gerekirken şimdi ABD'deki "Beyaz seçkinci" (Irkçı) kişiler gibi "Yahudi seçkinci" (ırkçı) kişilerin yönettiğini sözlerine ekledi.

Yorumlar 39 Yorum Var
  • TR - SAKARYA 17.05.2021 00:08
    “örtmek, gizlemek, birinin kusurunu ifşa etmeyip bağışlamak” mânasına gelen gafr (gufrân) kökünden türemiştir. Allah’a nisbet edildiğinde “kulunun günahını örtüp kusurunu bağışlaması” anlamına gelir. Râgıb el-İsfahânî, Allah’a izâfe edilen mağfireti kulunu azap görmekten koruması. Aynı kökten gelen istiğfâr “kişinin kusurunun bağışlanmasını Allah’tan talep etmesiyle başlar. İsfahânî’ye göre bu talebin hem söz hem fiille olması gerekir; aksi halde istiğfar kişiyi yalancı durumuna düşürür ! Kur’ân-ı Kerîm’de mağfiret kökünden türeyen toplam 234 kelimenin 229’u Allah’a nisbet edilmiştir (gāfir, gafûr, gaffâr, gufrân, mağfiret, istiğfâr). Allah’ın bağışlayıcı niteliğine râcidir.
  • vatan millet 17.05.2021 00:01
    Allahim islah eylesin butun hayirli dualarini kabul eylesin ne guzel insan.MasaAllAllah SubhanAllah.Din nasip eylesin.
  • Piri fani 16.05.2021 23:44
    Şayet siyonistler bu arkadaşdan zarar dokunacağını hissetseler bir an bile yaşamasına izin vermezler şayet israilin soninşallah gelecek kıyamet yakındır ayağımızı denk alalım
  • Osmanlı Türk 16.05.2021 23:28
    Allah İslam imaniyla şereflendiren seni bu merhametli azimli istifa kararın için.
  • Ne olursan ol 16.05.2021 21:19
    Dili dini rengi NE OLURSA OLSUN iyiler iyidir. Bu adamın ahiretini ALLAH bilir. Onun lütfen icin lütfen önyargılı olmayalım. Örnek bir müslüman olalım inşallah RABBİM yardımcımız Olur...
Daha fazla yorum görüntüle