Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ömer Küçük, devam eden orman yangınlarıyla ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Küçük, orman yangınlarının sebeplerine ilişkin şu açıklamaları yaptı.

Gerek ülkemizde gerekse dünyada yangın sebeplerine bakıldığında %90 insan faktörünün karşımıza çıktığını görüyoruz. Geri kalan %10'luk kısım ise yıldırım kaynaklı olarak istatistiklerde yer alıyor. İnsan faktörünü açacak olursak insanların sebep olduğu yangınlar bir kısmı dikkatsizlik bir kısmı ihmal bir kısmı da kasıt olarak kayıtlara geçiyor. Şuanda sadece ülkemizde değil Güney Avrupa ülkelerinde hatta Rusya'da Amerika'da Kanada'da devam eden yüzlerce hatta binlerce yangın var. Bu yangınların Kanada hariç diğer ülkelerde %90 insan kaynaklı oluştuğunu biliyoruz. Türkiye'de şu anda 1 haftada çıkan yangınlara bakıldığında özellikle anormal şartlarda çıkan yangınların peş peşe ve bir noktada 4-5 yerden çıkması zaten insan faktörünü ortaya çıkardığı gibi kasıt unsurunu da gözler önüne seriyor. Bu kadar kritik hava halleri varken hala yangınlar çıkıyor veya çıkartılıyorsa bunun kasıt, sabotaj ve hatta sistematik bir şekilde yapıldığını düşünüyorum. Eminim hem emniyet güçlerimiz hem adli merciler bu konuda gerekli çalışmaları yapıyorlar, sonuçları da kamuoyuyla paylaşacaklardır.

Büyük yangınlar için birkaç veri vereyim. Birincisi; yangınlarla mücadelede kıyasladığımızda çok kritik bir coğrafyada olmamıza rağmen yangına müdahale noktası konusunda birinci sıradayız. İkincisi; bir yıl içerisinde toplam yanan alan miktarını, o yılda çıkan yangın sayısına böldüğümüzde yangın başına yanan alan büyüklüğü değeri hesaplanır. Bütün dünyada hesaplanır bu. Bir yangında ortalama, Amerika’da 68 hektardır. Kanada’da 65 hektardır. Türkiye’de geçen yıl sadece 2020 yılında çok fazla yangın çıktı, 6.2 hektardır. 2020 yılını saymazsak son 10 yılın verilerine göre 3.4 hektardır. Bu 3.4 hektar, gerek Avrupa ülkelerinde gerek Amerika’da hiçbir ülkede bu ortalama yakalanmamıştır. Yani yangın başına yanan alan büyüklüğü noktasında ilk sıradayız. Yangına müdahale süresi noktasında ilk sıradayız. Bakın, Amerika’da sadece geçen yıl 2.5 milyon hektar alan yandı. Türkiye’de 1937 yılından itibaren 2020 yılı sonuna kadar 1.7 milyon hektar alan yandı. 84 yılda 1.7 milyon alan yandı. Amerika’da bir yılda 2.5 milyon hektar alan yanıyor. Şu anda Rusya yanıyor. 1.3 milyon hektar alanı geçti. Kanada yanıyor. Yine Portekiz, Yunanistan, Fransa ve İspanya’da yıllık yanan alan miktarı bizim çok çok üzerimizde.

Peki, teknolojik olarak bakalım. Şu anda Amerika’dan sonra İHA’ları kullanan ikinci ülkeyiz. Sıcak noktaları anında tespit eden ülkeyiz. Yangın yönetim sistemimiz var. Yangın söndürme sistemi, yangınlarda kullanılan bütün araçların sistem üzerinde kayıtlı olduğu, konumlarının belli olduğu çıkan bir yangına en yakın hangi aracın olduğunu gösteren ve müdahale ettiren bir sistemdir. Bu sistem Avrupa’da hiçbir yerde yok. Antalya’da yangın işçilerinin, amirlerinin ve teknik elemanlarının eğitildiği uluslararası yangın eğitim merkezi var. Avrupa’nın hiçbir yerinde yok. Her yıl burada yüzlerce, binlerce insan eğitim alıyor. Avrupa ülkeleri dahil. Karşılaştırma noktasında bir diğerini söyleyeyim; Türkiye orman yangınlarının gözetlenmesinde 776 kuleye sahip. Bu kuleler, 200 derecinin üzerindeki ısıya ve dumana duyarlı termal kameralarla hizmet veriyor. Yani, 24 saat esasına göre yangını 10-15 kilometre uzaklıktaki bir noktadan algılayıp. Yangın ekiplerine alarm vererek haber veriyor. İnsansız kuleler Avrupa’da yok, bizden gelip bu teknolojinin transferini talep ediyorlar.

Yorumlar 0 Yorum Var