Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Altındağ'da Suriyelilerin ev ve iş yerlerine yapılan saldırıları köşesine taşıdı. Konuyu değerlendiren Hakan, "Altındağ olayı alarm zillerini çaldırmalı" dedi.
Ankara'nın Altındağ ilçesinde 18 yaşındaki Emirhan Yalçın'ın yabancı uyruklu grup ile çıkan kavgada bıçaklanmasının ardından mahalle sakinleri sokağa dökülmüş ve gergin anlar yaşanmıştı. Olaylar hızla büyüdü ve Suriyelilerin ev ve iş yerlerine saldırılar başladı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Altındağ'daki saldırıları köşesine taşıdı. Hakan, konuyla ilgili olarak. "Altındağ olayı alarm zillerini çaldırmalı" dedi.
İşte dikkat çeken o yazı:
Ankara Altındağ’da yaşanan olaylara baktığımızda ne görüyoruz?
Eften püften bir mesele üzerine çıkan bir kavganın nasıl bir anda Suriyeli/Türk çatışmasına dönüşebildiğini görüyoruz.
Alarm zilleri çalıyor!
Ülkeyi karıştırmak isteyenler için büyük bir potansiyel var burada.
Ve son günlerde agresiflik oranı giderek artan bir kampanya yürütülüyor.
Tam bu noktada...
Genel yaklaşımı yeniden gözden geçirmek, endişeleri giderici bir tutum almak, kışkırtıcılığın prim yapmamasını sağlayacak önlemler almak gerekiyor.
Ve bunu bugün yapmak gerekiyor.
Çünkü yarın çok geç olabilir.
IRKÇILIK YAPMADAN DA BİR ŞEY SÖYLEMEK MÜMKÜN
KAYITSIZ şartsız göçmen karşıtlığı yapmak, insanı -Allah muhafaza- ırkçılığa ve faşistliğe kadar götürür.
Bu konuda ille de karşıtlık yapılacaksa...
Elimizde mis gibi “Düzensiz göç karşıtlığı” var.
Düzensiz göçe karşı çıkmak, ırkçılık ve faşizm değildir.
Bir insan düzensiz göçe karşı çıkınca vicdanını kaybetmiş olmaz.
Göçmenlere karşı olmayalım, düzensiz göçe karşı olalım.
AFGAN VİDEOLARINA AMAN DİKKAT EDELİM
SON zamanlarda pıtrak gibi çoğalan Afgan videoları var sosyal medyada.
Nerede çekilmiş?
Ne zaman çekilmiş?
Hiçbir şey belli değil.
Zihnim komplolara hiç yatkın olmadığı halde gizli bir elin, bu videoları servis ettiğini düşünüyorum.
Bize düşen dikkatli olmak.
Her gördüğümüz görüntünün üzerine atlamayalım.
Teyit edelim.
GÖÇ VE UYUM BAKANLIĞI BİR GEREKLİLİK HALİNE GELDİ
MİLAT gazetesinin manşetinde yer alan bir teklif gördüm:
“Göç ve Uyum Bakanlığı” diye bir bakanlığın kurulmasını öneriyordu gazete.
Yüzde yüz katılıyorum.
Böyle bir bakanlığa gerçekten de büyük ihtiyaç var.
Bakanlık düzeyinde konunun ele alınması gerekiyor.
Bu öneriye şans verilmeli.
TÜRKİYE GÖÇMEN KAMPI DEĞİLDİR, OLAMAZ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin en üst düzey isimlerinin katıldığı toplantının ardından şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye, hiç kimsenin göçmen kampı değildir. Birileri bu toprakları, toplama kampı olarak düşünmesin.”
Bu çok kıymetli bir açıklama.
AK Parti, bu yaklaşımı daha yüksek sesle dile getirmeli.
CEHALETLE MÜCADELE DERNEĞİ KURULMALI
İSTANBUL Halkalı’da Caferiler yaşar.
Caferiler, her yıl muharrem ayında “Aşura Günü” düzenlerler.
Siyasi olarak da CHP’yi tercih etmişliği vardır bu topluluğun.
CHP’den milletvekilleri bile oldu.
*
Neyse... Neyse...
*
Caferi Cemaati, İstanbul’da “Aşura Günü” için yasaya uygun olarak süsledikleri bir minibüsü dolaştırmışlar.
Hoparlörden Kerbela’yı anlatan mersiyeler eşliğinde.
*
Sosyal medyada ise bu minibüsün görüntüsünün altına...
*
Afganlıların yaptıklarına bakın.
Taliban İstanbul’da.
Minibüse bile kara çarşaf giydirdiler.
Falan diye yazılar.
*
“Cehaletle Mücadele Derneği” diye bir dernek kuracağım ama sabrım yok.
