Sosyal medyada gündeme gelen İbrahim Ufuk Kaynak Haber7.com'a açıklamalarda bulundu

Sosyal medyada yaptığı sokak röportajıyla adından söz ettiren İbrahim Ufuk Kaynak, Haber7.com'a’ya özel açıklamalarda bulundu. Kaynak, “Ege Denizinde biz adım atacak yer bırakmayan adamlara destek verilmez. Bir kere Türkiye'nin yanında olun! Allah aşkına bu ülkenin adamı olun” açıklamasında bulundu.

Kaynak şunları söyledi: 

Tarih çok uzun bir süreç. İnsanlar ancak yaşadıkları bir ömür içerisindeki dönemi değerlendirebiliyorlar. Benim yapmaya çalıştığım bir tarihi süreç içerisinde tepeden bakmak. Bana göre sadece ekonomik bir zorluk var. Buna yok demek zaten olmaz. Ama şunu da göz önünde bulundurmak lazım hiçbir acı kalıcı olmadığı gibi hiçbir ekonomik zorluk da kalıcı değildir. Bazı şeyleri hadi kolumuzu kesip ağrımızı dindirelim diyorlar. Kolumuzu feda etmeden ağrımızı dindirmeye çalıştığımız için üzerimize çok yükleniyorlar. Sabır ve şükür en önemli şeydir. Hayat çok uzun. Ama devlet için 40-50 yıl çok az bir süre. Çok genç bir devletimiz var. 100. yılına yaklaşıyoruz. İnanılmaz bir mirasın üzerine oturduğumuz için ağırlığımız çok fazla.

"TÜRKİYE GÜMBÜR GÜMBÜR ALMAN TELEVİZYONLARINDA"

Bu millet istese de istemese de çok büyüyecektir. Emin olun son yıllar da büyük bir ivme yakaladı. Ben yurtdışına ilk gittiğimde hiç adı bile geçmeyen bir ülke şu anda gümbür gümbür her akşam televizyonlarda. Özellikle Türkiye’nin savunma sanayisi her akşam televizyonlarda. “Türkiye ne yapmak istiyor?”, “Neden bizden almak yerine kendi silahlarını yapıyor?” diye çırpınıyorlar. İnsanlarımızın içeride bunu görmesi mümkün değil.

"BİR ÇOCUK MERKEL'İN RAKİBİNİN ERDOĞAN OLDUĞUNU ZANNEDİYORDU"

Almanya’daki bir çocuk bundan önceki seçimde Merkel’in rakibinin Erdoğan olduğunu zannediyordu. Almanlar, “Neden bizi bu kadar zorluyor, ne istiyor?” diye soruyor. Biz onların bizimle uğraştığını zannederken aslında bu bile çok büyük bir gelişme. Şu algıyı bile yapabilmiş olmak çok büyük bir olay.  Bakın bu çok ilginç biz onların bizle uğraştığını zannederken alında bu bile çok büyük bir gelişme. Şu algıyı bile yapabilmiş olmak yurt dışında çok büyük bir olay.   

Ben bu zamana kadar böyle birşeyi anlatmamıştım. Bakın ilk defa sizde oluyor bu. Hakikaten diyiyorum yurt dışındaki etkimizin ne kadar büyük olduğunu bilmemiz lazım.

ONLARDAN BEKLEMİYORUM "BİZ BU ÜLKEYİ SEVİYORUZ" DEMELERİNİ

Bu tezkere olayı hakikaten çok önemli. Şimdi şöyle düşünülüyor, Suriye'ye "Türk askeri gitsin mi?", "Gitmesin mi?". Bakın Türkiye'nin misyonunu anlıyabilmek lazım. Azıcık küresel düzeyde, üst seviyede bakabilmek lazım. Türkiye oraya oraya birilerinin canını yakmak için gitmiyor. Türkiye 15-16 tane ülke de şu anda çeşitli misyonlar altında çalışıyor. Ve bizim askerimiz çok seviliyor. İnsanların bunu bilmesi lazım. Bizim askerimiz çok seviliyor. Bizim askerimiz şu anda teröristi nokta hedef olarak görüyor ve vuruyor. Bütün dünyaya diyor ki, ben sadece elinde silah olan bu kötü adamı vurdum. Bir tek sivile dahi zarar vermedim diyor.

Türk askeri olarak Afganistan'da kimsenin kapısını kırıp içeri girmiyor. Çok saygıdeğer bir milletiz. Allah aşkına bu milletimiz bizim yurtdışındaki yansımamızı bir bilse. Bizim azıcık canımız yansa, o kadar çok ülkenin canı yanan insanı var ki. 

Ben bunları neden söyledim biliyor musunuz?

Böyle bir olay da hakikaten milli birlik olabilmek çok kolay. 

Ben HDP'yi anlıyorum. "Adamlar (HDP) misyonları gereği 'Biz Apo'nun heykelini dikeceğiz' diyen adamlar. Hendek operasyonlarına destek veren adamlar. Yasin Börü'nün kanını alan adamlar. Yazıktır kurban derisi dağıtmak isteyen bacak bir çocuğu 16 defa ezmek, parçalamak ya böyle bir vahşeti yapan insanlar." Ben üzülüyorum.

Onlardan da beklemiyorum ki "biz bu ülkeyi seviyoruz" zaten hiç söylemiyorlar.    

Onların ellerinde Fransız'ın İngiliz'in Amerika'nın  Rus'un İsrail'in bayrağını taşıdılar. Bir kere Türk bayrağı taşımadılar. Benim onlarla bir araya gelebilmem mümkün değil.

Ben CHP'ye çok üzülüyorum. Çok üzülüyorum. "Hangi akılla, hangi küresel fikirle, hangi danışmanı demez ki 'ya efendim siz ne yapıyorsunuz?' Allah aşkına şu milletin birazcık olsun nabzını tutalım." Bakın millet sabrını tutarak hala size oy veriyor. Ne olur bir kere olun. İktidar olunca ne yapacaksınız? Ne yapmayı düşünüyorlar? Varsayalım iktidar oldular. Ne istiyorlar? Bakın "herşeyi yıkacağız" diyerek ne yapmak istiyor insan böyle bir muhalefer olur mu? Küresel olarak bakın Allah aşkına. "Bütün yapılanlara karşıyım" diyerek gidiyorlar. Çok komik ya! O zaman yurtdaşlığın sebebi neydi? Biz niye ortak değerler içinde aynı ülkenin içinde yaşama kararı aldık.

ALLAH AŞKINA BU ÜLKENİN ADAMI OLUN

Ortak değerlere sahip olmamız gerek miyormuydu? Madem öyle neden paylaşmıyoruz bunu? Bunlardan birtanesi güvenlik değil mi? Bizim güvenliğimize tehdit olan "sokakta bombalar patlatan adamları destekleyen birilerine destek vermek" akıl karı mı? O yüzden diyorum ki ben tezkeriyi, tezkere oylaması olarak görmüyorum. Aslında ona destek verenlere, partilere veya insanlara diyorum ki; "Allah aşkına bu ülkenin adamı olun". Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız adamlarla kötü olamayız ki. Olamadık zaten 40 senedir çok uğraştılar. Bu milletin bağını çözemediler. Bu milletin doğusunun, kuzeyinin, güneyinin bağını çözemediler. O insanlar bizi seviyorlar. Biz onlarla ortak değerlere sahibiz. Biz yeryüzünde daha nice insanlarla ortak değere sahibiz. Türk ülkelerinin bu kadar bölünmesi.. Bunları toparlayacak bir güce Türkiye sahip. Bunu herkes görüyor. O yüzden bu tezkere olayını çok önemsiyorum. Bari bu hatayı yaptılar ama bundan sonraki olaylar da hiç olmazsa birlik olsun. "Bir kere Türkiye'nin tarafında olun". Bir kere de deyin ki biz de gururla evet Türkiye'nin tarafındayız.

Türkiye kimseye zarar vermiyor. Bunu anlamaları lazım. Türkiye'nin inanılmaz barışçıl bir politikası var. Bunu görmeleri lazım. "Ege Denizi'nde bize adım atacak yer bırakmamak isteyen adamlara destek verilmez!" Kalkıp nasıl olur da partinin sözcüsü diyebilir ki, "ya bizim ne kadar güzel 6 mil içerisinde kabul etmişiz oyalanalım burada."  Sayın Cihat Yaycı'nın çok ilginç çalışmaları vardı. Nefis çalışmalar bunlar. Nice komutanların hazırladığı değerli belgeler vardı. Devlet bunların üzerine gidiyor. Devletin başkanı bunu aldı eline çok değerli bir şekilde kullanıyor. Türkiye'nin donanması güçlendi. Denizlerdeki gücü güçlendi. İnsan buna destek vermez mi?   

HABER7