Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Roma'ya giden kafilede yer alan Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Biden-Erdoğan görüşmesinde yaşanan olayı anlattı. ABD Başkanı'nın, ekibinde görevli bir kişiyi kaş göz yaparak dışarı çıkardığını söyledi.
Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7 için kaleme aldığı yazısında, Biden-Erdoğan görüşmesini yazdı.
Roma'ya giden kafilede yer alan Acet, iki liderin görüşmesinin ana maddesinin F-16'ların tedariki ve modernizasyonu olduğu belirtirken, Biden'ın F-16'lar için Erdoğan'a "Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, durum 50-50 ama ben elimden geleni yapacağım" dediğini aktardı.
Erdoğan'ın görüşmedeki havadan memnun kaldığını belirten Acet ayrıca, toplantının süresiyle ilgili yapılan tezviratlara değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Biz Roma'da iken, bu görüşme için Amerikan makamlarının 20 dakika ayırdığı yönünde bir takım tezviratlar yapılmıştı. Ama işin gerçeği görüşme 70 dakika sürdü. Erdoğan'ın bize anlattığına göre, Biden'ın protokol ekibi, birkaç kere içeri girip görüşmenin tamamlanması yönünde girişimde bulunmuşlar. Ancak Biden, onlara kaş göz hareketi yaparak görüşmeye devam etmek istediğini iletmiş."
İşte Acet'in yazısının tamamı:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Joe Biden arasında Roma’da gerçekleşen görüşme sonrası, Türk/Amerikan ilişkilerinin seyrinin ne olacağı sorusu yeniden gündemde.
Görüşme normal şartlarda İklim zirvesinin yapılacağı İskoçya’nın Glasgow kentinde olacaktı.
Ancak, İskoç makamlarının çıkardığı protokol krizi nedeniyle Erdoğan’ın İskoçya programının iptal olma durumu ortaya çıkınca, bu görüşmenin Roma’ya alınması ricası Amerikan makamlarına iletildi.
Buna olumlu yanıt verilmesi, Biden tarafının da bu görüşmeyi yapma konusunda arzulu olduğuna bir işaret olarak görülmeli.
Önceki gece Roma’dan kalkan uçağımız İstanbul’a doğru yaklaşırken, Tur Uçağı’nın bilinen toplantı odasına davet edildik ve Erdoğan’la 45 dakika süren sohbetimizi yaptık.
Soruların aşağı yukarı yarısı, Biden görüşmesi ve ABD ile ilişkilerin durumuna dair idi.
Verdiği cevaplardan Erdoğan görüşmenin sonuçlarından hayli memnun olduğu anlaşılabiliyordu.
Biz Roma’da iken, bu görüşme için Amerikan makamlarının 20 dakika ayırdığı yönünde bir takım tezviratlar yapılmıştı.
Ama işin gerçeği görüşme 70 dakika sürdü.
Erdoğan’ın bize anlattığına göre, Biden’ın protokol ekibi, birkaç kere içeri girip görüşmenin tamamlanması yönünde girişimde bulunmuşlar. Ancak Biden, onlara kaş göz hareketi yaparak görüşmeye devam etmek istediğini iletmiş.
Biden görüşmesinin odak noktasında, F-16 tedariki ve modernizasyonu ile alâkalı son haftaların "yeni gündem konusu" vardı.
Cumhurbaşkanı Roma’ya gitmeden önce, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının ardından bu program için harcanan 1,4 milyar doların iadesinin hangi formülle olacağını Biden’e soracağını açıkça dile getirmişti.
Her iki taraftan yapılan açıklamalar ve perde arkası bilgiler, bu konunun görüşme sırasında olumlu bir seyirde müzakere edildiğine işaret ediyor.
Erdoğan’ın bize uçakta söylediklerinden bazı alıntılar yapalım:
"Bununla ilgili olarak da F-16 tedarikini müzakere ettik. Bu konuda da kendilerinden olumsuz bir yaklaşım görmedim. Tam aksine yine bununla ilgili de Savunma Bakanlarımız birbiriyle görüşecekleri gibi Dışişleri Bakanlarımız da muhataplarıyla görüşerek inşallah iki ülke ilişkilerini ilgilendiren bu hassas konuyu da neticelendirmeyi umuyoruz."
Peki, Biden bu konuda Erdoğan’a neler söyledi? Erdoğan, nasıl cevap verdi?
Yine Cumhurbaşkanı’nın sözleri üzerinden aktaralım:
"Biden 'Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, durum 50-50 ama ben elimden geleni yapacağım' dedi. Ben de kendisine 'Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum' dedim."
F-16 tedariki ve modernizasyonu meselesi, Erdoğan/Biden görüşmesinin odak noktasını oluşturan bir mesele.
Bir de, bundan bağımsız olarak Türk/Amerikan ilişkilerinin genel seyri ve atmosferine dair pek çok soru işareti bulunuyor.
Malum, ikili ilişkilerde derin anlaşmazlıklar, gerilim üreten konular ve kriz başlıkları var.
Geçenlerde, Ankara’da görev yapan 10 büyükelçinin ABD öncülüğünde açıkladıkları bildirinin nasıl bir tepkiyle karşılandığı görüldü.
Dolayısıyla, bu türden en üst düzey temasların gerilim azaltma ve ilişkileri "öngörülebilir" bir zeminde tutma anlamında da önemi bulunuyor.
14 Haziran’da Brüksel’de yapılan görüşme sonrası, kriz konularına odaklanma yerine, işbirliği yapılabilecek başlıklara yönelme yönünde karşılıklı bir irade ortaya çıkmıştı.
(O zaman Afganistan’ın Başkenti Kâbil’de bulunan Hamid Karzai Havalimanı’nın işletmesinin Türkiye tarafından yapılması meselesi, anlaşmanın zor olduğu konular yerine işbirliği yapılabilecek bir konuya yönelme anlamında olumlu gözle bakılan bir dosya idi. Ancak devamında şartlar başka türlü gelişince, o süreç sonuçsuz kaldı)
Şimdi de, o başlığın yerini, (bu anlamda yani kriz konularına odaklanma yerine mesafe alınabilecek bir başlık üzerinden ilerleme anlamında) F-16 tedariki ve modernizasyonu için yürütülecek olan müzakereler alabilir.
KAYNAK: HABER7