Milli Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında, "Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü" imzalandı. Teknoloji Bakanı Varank sanayi sektöründe nitelikli iş gücü ihtiyacının karşılanacağını belirtti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında "Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü" imzalandı.

Protokolün imza töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in katılımıyla Tuzla Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Binası'nda gerçekleştirildi.

Bakan Varank, törende yaptığı konuşmada, "Büyük ve Güçlü Türkiye" hedeflerinin asıl itici gücü olan insan kaynağına yönelik bu protokolle, sanayi ile milli eğitim arasındaki koordinasyonu daha da yukarılara taşımayı hedeflerini söyledi.

Böylelikle başta gençler olmak üzere her yaştan vatandaşların, imalat sanayi sektörlerinin talep ettiği niteliklerde eğitim almalarını temin edeceklerini ifade eden Varank, şunları kaydetti:

"Onları meslek sahibi yaparak istihdama ciddi bir katkı sağlayacağız. Ben bu vesileyle Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü'nün vatanımıza, milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Malumunuz imalat sanayi, ülkelerin ekonomik bağımsızlığının ve yaygın refahının teminatlarından biridir. Nitelikli insan kaynağı da güçlü sanayinin olmazsa olmazlarındandır. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bir taraftan sanayi altyapımızı güçlendirirken, diğer taraftan nitelikli insan kaynağına yönelik politikalar tasarlıyoruz. Ortaya koyduğumuz 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile bu alanlarda kararlı adımlar atıyoruz. Bildiğiniz gibi ülkemizin üretim üsleri olan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) sanayicilere yatırım hususunda çok büyük kolaylıklar sağlıyor."

OSB'LERDE 2,5 MİLYON İSTİHDAM HEDEFİ

Bakan Varank, sanayicinin ihtiyaç duyduğu altyapıları en sağlıklı şekilde OSB'ler aracılığıyla karşıladıklarını belirterek, "OSB'ler sadece sanayicilerin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor oluşturdukları kümelenme anlayışı ile ciddi bir verimlilik ve rekabet avantajı da sağlıyor. Bakanlık olarak üretimin kalbi olan bu bölgelerimize bedelsiz arsa tahsisinden düşük faizli uzun vadeli kredilere kadar çok ciddi destekler sağlıyoruz." dedi.

Bugün itibarıyla Türkiye'deki OSB sayısının 327'e çıktığını aktaran Varank, OSB'si olmayan ilin kalmadığını vurguladı.

Varank, altyapı inşaatlarını tamamlayarak üretime geçen OSB'lerde doluluk oranının yüzde 83'e ulaştığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"OSB'ler aynı zamanda büyük miktarda istihdama da ev sahipliği yapıyor. Şu an için 2,2 milyon vatandaşımıza doğrudan ekmek kapısı olan OSB'lerdeki istihdamın 2023 yılı sonuna kadar 2,5 milyona ulaşmasını öngörüyoruz. Bu bağlamda sanayicinin ihtiyaç duyduğu yetkinlikteki insan kaynağının yetiştirilmesi ülkemiz için büyük bir önem arz ediyor. Malumunuz dijital dönüşüm ile birlikte aranan iş gücü yetkinlikleri de hızla değişiyor. Yapılan araştırmalar, mevcut mesleklerin yüzde 30'unun önümüzdeki 15 yılda ya yok olacağını ya da büyük değişimler geçireceğini ortaya koyuyor. İşte bu sebeple günümüz iş gücü yetkinlikleri dinamik olmak durumunda.

Bakanlık olarak insan kaynağının adaptasyonu noktasında kararlı adımlar atıyoruz. Örneğin, insan kaynağımızı dijital dönüşüme hazırlamak için KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla destekler sunuyoruz. Kadın ve genç iş gücünün dinamizmini sağlamak üzere Kalkınma Ajanslarımız aracılığıyla farklı destekler veriyoruz. Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve TEKNOFEST'le evlatlarımızı geleceğin teknoloji alanlarına hazırlıyoruz."

"SANAYİDEKİ DÖNÜŞÜM TESPİT EDİLECEK, EĞİTİME ADAPTASYON SAĞLANACAK"

İş gücünü besleyen temel aracın eğitim kurumları olduğunun farkında olduklarını anlatan Varank, eğitim kurumlarının yeniliklere kolay adapte olabilir ve sanayiyle sürekli etkileşim halinde tasarlanmasının önemli olduğunu dile getirdi.

Varank, bunu başarmak için Milli Eğitim Bakanlığı ile aralarındaki istişare mekanizmalarını sürekli açık tuttuklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu diyalog sayesinde eğitim ve sanayide iş birliğine yönelik önemli aşamalar kaydettik. Bilhassa mavi yakanın etkin istihdamı için meslek liselerine özel ihtimam gösteriyoruz. OSB'lerde Teknik Liseler açılması hususunda devam eden bir uygulamamız var. Yine Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığı, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası arasında Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü'nü de yakın bir zamanda imzaladık. Burada da meslek liselerinde eğitimi verilen alanların sektörle birlikte tasarlanmasının önünü açtık. Bu kapsamda İstanbul'daki mesleki ve teknik anadolu lisesi öğrencileri için çalışmalar sürdürüyoruz.

Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı ile yeni bir projeyi başlatmak için huzurlarınızdayız. Bu imza ile sanayi sektöründe yaşanan hızlı dönüşümleri yerinde tespit edecek, bunların eğitime hızla adaptasyonunu sağlayacağız. Eşgüdüm içerisinde, sanayi sektörünün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayacak, verilecek ciddi teşviklerle de istihdamı geliştireceğiz. Mesleki Eğitim Merkezleri, Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları olarak yeniden yapılandırıldı. Buradan meslek öğrenen öğrencilerimiz, aynı zamanda bir lise diplomasını da alabilecekler. Böylece, Mesleki Eğitim Merkezlerinin istihdam noktasındaki önemi bir kat daha arttı."

"ÖĞRETİM PROGRAMLARI VE EĞİTİM MATERYALLERİ SÜREKLİ GÜNCELLENECEK"

Mesleki Eğitim Merkezleri'ni OSB'ler içerisinde konumlandırarak eğitimle sanayi arasındaki koordinasyonu daha yakından temin etmiş olacaklarını aktaran Varank, sözlerini şöyle tamamladı:

"77 ildeki 251 Organize Sanayi Bölgesi ile 4 ildeki 4 sanayi sitesi, en az bir mesleki ve teknik Anadolu lisesi ya da mesleki eğitim merkeziyle eşleşecek. Bu sayede OSB'lerde Mesleki Eğitim Merkezi Programı uygulamaları yaygınlaştırılacak. Eğitim öğretim ve belgelendirme faaliyetlerine katılım artırılacak. Katılımcılar ağırlıklı olarak bizzat üretim alanında işbaşında eğitim alarak meslek öğrenecek. Öğretim programları ve eğitim materyalleri sürekli güncellenecek. Özetle daha dinamik eğitim müfredatı, daha dinamik eğitim materyalleri ve bizzat çalışarak öğrenen daha dinamik bir insan kaynağına kavuşacağız.

Yenilikçiliği ve sürekli değişimi önümüzdeki dönemin kodları olarak görüyoruz. Bu bağlamda ürünlerden, üretim süreçlerine insan kaynağı yetkinliklerinden girişimcilik ekosistemine kadar hiçbir alan tekdüzeliği kabul etmiyor. Ayakta kalmak için her konuda ve sürekli gelişime açık olmak zorundayız. Bu değişken ortamda sanayi ve teknolojiyi besleyen insan kaynağını her zaman odağa almaya devam edeceğiz. Devletin bütün kurumları bu konuda yakın iş birliği içerisinde çalışıyor. Şüphesiz bütün bu çalışmalar 2051 ve 2071 hedeflerimize doğru ilerlerken bize önemli katkılar sunacak. Bu projeyle inşallah sanayicimizin ihtiyaç duyduğu istihdamı çok daha rahat bir şekilde elde etmiş olacağız."

Yorumlar 0 Yorum Var