Cumhurbaşkanı Erdoğan başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere çevre ülkeler ile ilişkileri revize edip sorunlu olanlar ile normalleşme adımları karşılık buluyor. Son olarak Körfez'de BAE ile by-pass edilen ilişkiler sonrasında İsrail ile normalleşme adımları atılmıştı.

Karşılıklı yapılan olumlu açıklamaların ardından İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye'ye resmi ziyArette bulunmaya hazırlanıyor. Bu da iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yolunda yeni bir sayfa olarak değerlendiriliyor. Her ne kadar açılan sayfa temiz bir kağıt olsa da, eskiden yazılan yazıların izlerini taşıyor. O yazıların da başında elbette Filistin konusu geliyor.

"GELECEK AÇISINDAN ÖNEMLİ"

Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı, Haber7.com'daki köşesinde konuyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulunan bir yazı kaleme aldı. Ziyareti iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiren Dağlı şunları ifade etti:

"Türkiye-İsrail ilişkileri henüz normalleşmedi.
Ama normalleşebilir, bu işin ucu açık.
Dikkat edilmesi gereken ise ortada dolaşan asılsız iddialar.
Biri çıkıp, “Erdoğan talimat verdi, Türk medyası artık İsrail’e işgalci demeyecek” diyor.
Bir başkası “Erdoğan Hamaslıları sınır dışı ediyor” diye başka bir ipe sapa gelmez iddia sallıyor.

İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’un Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.
Herzog’un ziyareti tek başına büyük bir anlam ifade etmez.
Neticede İsrail Cumhurbaşkanlığı sembolik.
Ama yine de bu ziyaret iki ülke ilişkilerinin geleceği açısından önemli."

İSRAİL'İN POLİTİKALARI VE TÜRKİYE'NİN BAKIŞ AÇISI

Türkiye'nin İsrail'in uyguladığı saldırgan politikalarına karşı bakış açısına değinen Taha Dağlı, ilişkilerin kompasının üzerinden geçen 12 yılda yaşananları şu şekilde anlattı:

"Türkiye, Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail ile tüm ilişkileri koparmıştı.
Üzerinden tam 12 yıl geçti.

Türkiye’nin bir takım şartları vardı.
İsrail özür diledi.
Tazminatı kabul etti, Gazze’ye yönelik ablukayı kısmen hafifletti.
Ama tabi Filistin’e yönelik saldırılar dur, durak bilmedi.

İsrail’de hem başbakan hem de cumhurbaşkanı geçtiğimiz yaz aylarında değişti.
Problemin asıl kaynağı olan Netanyahu gitti.
Yerine gelen başbakan Naftali Bennett, Türkiye veya Filistin dostu olmasa da Türkiye-İsrail ilişkilerinde Netanyahu’nun yer almaması, belirleyici bir unsur.

Türkiye İsrail ile 12 yıldır görüşmüyor.
Ticaret, turizm devam ediyor. Hem de artarak.

İsrail halkının Türkiye ile bir problemi yok.
Türkiye’nin de Yahudilerle asla bir problemi yok, hiçbir zaman da olmadı.

Sorun İsrail’in Siyonist politikaları ve işgal.
Bunu da körükleyen isim Netanyahu’ydu.
Onsuz bir dönem, Türkiye-İsrail ilişkileri için bir şans."

"NE GEREK VAR İSRAİL İLE GÖRÜŞMEYE?"

Dağlı, İsrail ile görüşmeye bir kesimin tepki göstermesiyle ilgili değerlendirmede bulunurken, Türkiye ile İsrail'in diyalog içerisinde kalmasının önemini şu şekilde ifade etti:

"Ne gerek var, İsrail’le görüşmeye, diyenler olacaktır?
Görüşmüyoruz da ne kazandık, diye yanıt verebiliriz, bu soruya.

12 yıl önce Yahudiler Mescidi Aksa’ya giremiyordu, şimdi her gün giriyorlar.
12 yıl önce Kudüs’te daha fazla Filistinli vardı.
12 yıl önce Filistin yine işgal ve saldırı altındaydı ama bugünkü kadar değil.
12 yıl önce ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmiyordu.
12 yıl önce İsrail’in etrafındaki dost olduğu Arap ülkeleri bugünkünden çok daha azdı.
12 yıl önce İsrail’in işgal haritası bugünkü kadar genişlememişti."

GÖRÜŞMELERİN FİLİSTİN'E KATKISI

İsrail ile yapılacak olan görüşmelerin Filistin'deki halkların refahı ve Türkiye'nin yardımlarını sağlıklı bir şekilde götürebilmesi için katkı olabileceğini belirten Dağlı şunları söyledi:

"İsrail’le görüşmemek, Filistin’e bir şey kazandırmamış.
Görüşülürse, bu sorunlar ortadan kalkar mı?
Hayır kalkmaz.
İsrail işgalden geri durmaz mutlaka işgale ve saldırılara devam eder.
Ama diplomasi, diplomasidir.
Filistin’e yardım edilecekse bunun yolu maalesef İsrail’den geçmektedir.
Türkiye 12 yılda Kudüs’e, Gazze’ye, Batı Şeria’ya yardımı kesmedi, İsrail’le diplomatik ilişki asgariyken bile desteğini sürdürdü, ilişki olunca destek daha da artacaktır.

Türkiye’nin İsrail’le görüşmesi, Filistinliler açısından sorun mu?
Asla değil.
El Fetih de Hamas da buna karşı çıkmaz, çıkamaz.
Aksine kendilerine siyasi saha açılması ihtimali doğar."

ORTADOĞU'DA İLİŞKİLEİRN NORMALLEŞMESİ

Dağlı, Ortadoğu'da gerçekleşen normalleşme rüzgarları ile ilgili de, Doğu Akdeniz politikaları için önemli bir katkının olduğunu belirtti.

"Ortadoğu’da bugün herkes, herkesle görüşüyor.
Husumetler devam etse de, kompartman siyaseti ön plana çıkarılıyor.
Türkiye bu anlamda İsrail’le görüşerek, zamanın gerisinde kalmamalı.
Bilhassa Doğu Akdeniz politikası için bu önemli.
Çünkü peşinden Mısır, Lübnan da gelebilir.

İsrail ile görüşmek, İsrail ile müttefik olmak anlamına gelmiyor.
Zaten bugün bir ilişki kurulsa bile bunun merkezi enerji olacaktır.
Mossad’ın “Mit’le altın çağımız” dediği 90’lardaki gibi tek taraflı bir istihbarat-askeri işbirliğinin bir daha gündeme gelmesi, imkansız."

YALANLAR VE ALGI OPERASYONLARI

Türkiye'nin 12 yıl sonra ilişkilerini normalleştirmek için İsrail ile diyaloğu bazı kesimler tarafından çarpıtılırken, ortaya atılan "akademik" temelli iddialar için de Dağlı şunları söyledi:

"Bazı akademisyenler var.
Soner Cagaptay mesela.
“Erdoğan medyaya talimat verdi, artık İsrail için işgalci denmeyecek” diye bir iddia ortaya attı.
Külliyen yalan.

İsrail gündemini yakından takip eden akademisyen Gökhan Çınkara ise bir İsrail gazetesini kaynak gösterip, Türkiye’nin Hamas’lıları sınır dışı edeceğini öne sürdü.
Külliyen yalan.

Buna benzer ve hatta “Türkiye İsrail’e Yahudi bir Türk vatandaşını büyükelçisi olarak atasa” tarzında bir çok aslı astarı olmayan haber ile temenni mesajları dolaşıma sokuluyor.
Bunların Türkiye-İsrail ilişkilerine zerre kadar katkısı olmaz.
İsrail için belki anlamlıdır.
Onlar bunları ister.
Kimse onlara işgalci demesin, Filistinliler Türkiye’den kovulsun, bayram ederler."

KIRMIZI ÇİZGİ

Ama unutmayalım ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail ilişkilerine yeşil ışık yakarken, Kudüs’ü, Filistin’i kırmızı çizgi olarak belirledi.
Yani olası bir ilişki, bu kırmızı çizgilere değmeden kurulacak.
Yani olursa normal bir ilişki olacak.
Olursa, Türkiye İsrail’le normalleşecek.
Türkiye’deki İsrail lobisinin dayatmaya çalıştığı gibi anormalleşmeyecek.

Yorumlar 0 Yorum Var