Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarihi BAE ziyareti, iki ülke arasındaki iş birliğini yeni bir döneme taşıdı. Yıllardır devam eden soğuk rüzgarlar, yerini dostluk ve kardeşlik ile işlenen yeni döneme bırakırken, 13 iş birliği anlaşmasının imzalandığı tarihi zirve sonrası Erdoğan dönüş yolunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Aralarında Kanal 7 Medya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Zahid Akman'ın da bulunduğu gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Libya'da yaklaşan seçim dönemi, Körfez ülkeleri ile yeni dönemde ilişkiler ve olası Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

LİBYA'DAKİ SÜREÇ

Libya'da son dönemde çalkantılı olaylar yaşanıyor. Dibeybe'ye yönelik suikast girişimi, Tobruk'ta Hafter'e yakınlığı ile bilinen ve uluslararası makamların kabul etmediği meclisin Fethi Başağa'yı Başbakan adayı çıkartması ülkede siyasi karmaşaya neden oldu. Siyasi karmaşa ile ilgili ilk kez konuşan Erdoğan, yaklaşan seçim süreci, Tobruk'taki meclisin kararı ve Dibeybe'ye yönelik suikast ile ilgili değerlendirmede bulundu:

"Şu anda Libya'da bizim geri durmamız söz konusu değil. Libya'ya başından itibaren elimizden gelen her türlü desteği nasıl verdiysek, bundan sonraki süreçte de elimizden gelen desteği vermeye gayret edeceğiz. Bütün mesele, Libya'da liderler seviyesinde bir süreci takip etmek mi; yoksa Libya halkının müreffeh, huzurlu bir geleceğini sağlayacak bir seçime yardımcı olmak mı? Biz ikinciyi tercih ediyoruz. İstiyoruz ki öyle bir seçim yapılsın ki bu seçimle beraber Libya halkı hakikaten istediği, arzu ettiği bir yönetim biçimine kavuşsun. Şu anda bunun arayışı içerisindeyiz. Tabii Sayın Dibeybe'ye karşı yapılan girişim üzücüdür. Diğer taraftan burada Fethi Başağa da adaylığını açıkladı. Bizim Fethi Başağa ile olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe ile de iyidir. Bunun yanında yine Halid el-Mişri ile de münasebetlerimiz iyidir. Bütün mesele, Libya halkının burada tercihini kimden yana yapacağı, nasıl yapacağıdır. İnşallah en kısa zamanda hayırlısıyla bir neticeye varılmasını arzu ediyoruz. Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da işte 1,5 yıllık bir hükümet kurulsun deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun."

KÖRFEZ ÜLKELERİ İLE YENİ DÖNEMDE İLİŞKİLER

BAE'ye yıllar sonra gerçekleştirilen tarihi zirvenin, Körfez ülkeleri ile yeni dönemde, yeni bir başlangıç olacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BAE'nin ardından Suudi Arabistan ile de bir görüşme planlanıp planlanmadığı ile ilgili konuştu. Erdoğan ayrıca İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un da Türkiye'ye ziyareti ile ilgili değerlendirmede bulundu

"Biz Suudi Arabistan'la da olumlu diyalogumuzu sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde somut adımlarla ilerleme arzusundayız. Suudi Arabistan ile bu süreci olumlu istikamette geliştirelim istiyoruz. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'la da muhtelif vesilelerle olumlu telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştik. Kendisinin mart ayında ülkemize bir ziyareti öngörülüyor. Tabii bu ziyareti olumlu karşılıyoruz. İnşallah uzun bir aradan sonra böyle bir adımın atılması Türkiye-İsrail ilişkileri açısından iyi olacaktır."

UKRAYNA-RUSYA GERİLİMİNİN TÜRKİYE'YE YANSIMASI

Erdoğan, gündemin en önemli maddelerinden olan Ukrayna ile Rusya arasındaki olası savaş ihtimalini de değerlendirdi. Savaş durumunun Türkiye'ye yansımaları ile ilgili konuşan Erdoğan işgal durumunun bölgedeki tüm ülkelerin sağlığı ve refahı için için kötü bir durum oluşturacağını belirtti:

"Sayın Zelenski, kendisiyle yaptığımız görüşmede, 'Putin, Zelenski, Erdoğan' olarak yapılacak üçlü bir görüşmeye olumlu yaklaştığını ifade etti. Sayın Putin’in de bu konuya olumlu yaklaşması halinde İstanbul veya Ankara'da bir araya gelmeyi inşallah gerçekleştirebiliriz. Bu arada da Sayın Putin ile telefon diplomasisi yapmak suretiyle buna nasıl baktığını kendisinden öğrenmek isteyeceğim. Buna göre de işi takip etme gayreti içerisinde olacağız. Zira bölgede gerçekten bir savaş çıkması hayra alamet değildir. Böyle bir şey bölgenin sağlığı açısından isabetli olmaz."

YUNANİSTAN GERİLİMİ VE SİLAHLANDIRILAN ADALAR

Erdoğan, Yunanistan'ın silahsızlaştırılması gereken adaların askeri üs haline getirilmesi ile ilgili de değerlendirmede bulundu. "Buna sesiz kalmamız mümkün değil" diyen Cumhurbaşkanı, Atina'ya karşı atılması muhtemel adımlar ile ilgili şunları söyledi:

"Silahsızlandırılmış statüde bulunan adalarda anlaşmalara aykırı olarak yürütülen askeri faaliyetlere sessiz kalmamız mümkün değil. Nitekim bu konuyu BM'nin gündemine taşıdık. Önümüzdeki dönemde de gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Bu konuda ayrıca Bakanımız bunlara bir uyarıda bulundu. Fakat Yunanistan'ın bu işi böyle devam ettirmesi halinde tabii ki gerekli olan neyse bu uyarıyı biz de en üst düzeyde yaparız. Çünkü malum, adalar konusu hep tartışmalıdır. Bizi bu tartışmalı konuları gündeme getirme mecburiyetinde bırakabilirler. Bunun için de Bakanım 'Bizi bu konuları tartışmaya açmak zorunda bırakmasınlar' diye onlara alt düzeyden bir uyarı yaptı. Hayırlı da oldu."

AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLER

Avrupa Birliği ile de ilişkilere değinen Erdoğan, özellikle mülteciler noktasında birlik ile yürütülen görüşmelere değindi. Yunan sınırında yaşanan zulümlere de dikkat çeken Erdoğan, ilişkilerin sürdürüldüğü, diplomatik temasların devam ettirildiğini belirtti: 

"Özellikle Yunanistan sınırında 19 insanın donarak ölmesi yenilir yutulur bir olay değil. Tabii biz bunu Avrupalılara her halükârda duyuruyoruz. Elbette göçmenler için kendi yaptıklarımızı da duyuruyoruz. Bundan sonra da yine duyurmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan, Avrupa'da 'görüşme yapalım' diyen devlet başkanları var. Onlarla da belki bu hafta veya önümüzdeki hafta içerisinde video konferans görüşmeleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada mesela Hazine ve Maliye Bakanımızın bir İngiltere seyahati oldu ve buradaki görüşmeleri çok çok verimli geçti. Tabii Ukrayna ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizin yanı sıra yakın bir zamanda gerek İsrail'in Türkiye'ye yapacağı ziyaret gerekse bizim Senegal ve Kongo'ya yapacağımız ziyaretler de önümüzdeki dönemin en can alıcı hareketliliği olacak. Temennimiz o ki bu ziyaretleri verimli bir şekilde sürdürmeye devam edelim. Bu konuda ilgili bakan arkadaşlarımız da yeni ziyaretlerini sürdürmeye devam edecekler. Örneğin önümüzde bir Münih Konferansı var. Münih Konferansı'na Dışişleri Bakanımız katılıyor, orada bazı görüşmeler yapacaklar. Bunun dışında, Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcımız Sedat Önal'ın bir İsrail ziyareti olacak. Sayın Herzog'un ülkemize planlanan ziyaretinin hazırlıklarını ele alacaklar. Bu trafiği biz bu şekilde devam ettiriyoruz."

MACRON-PUTİN ZİRVESİNE YORUM

Erdoğan, geçtiğimiz günlerde uluslararası gündeme damgasını vuran Putin-Macron görüşmesinde Rus tarafıın Fransız lidere yönelik tavrını değerlendirdi. Bu noktada "Yorum yapmamıza gerek bulunmuyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ve Rusya arasının bulunması yönündeki adımların devam ettirileceğine dikkat etti: 

"Sayın Putin ve Macron'un görüşmesinde ortaya çıkan görüntünün ne anlama geldiği hususunda bizim ilave bir yorum yapmamıza esasen gerek bulunmuyor. Biz Ukrayna-Rusya arasındaki krizin diplomatik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için üzerimize düşen sorumluluğu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Gerek Sayın Putin'le gerek Sayın Zelenskiy'le yakın bir diyalog ve iş birliği içindeyiz. Bunun tansiyonun düşürülmesi için kullanılabilecek önemli bir imkân olduğunu düşünüyorum."

 

Yorumlar 0 Yorum Var