Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7 için kaleme aldığı yazıda, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna işgalinde ilk hedefine ulaşamadığını ve müzakerelerle zaman kazandığını yazdı.
İşte Acet'in bugünkü yazısı:
24 saat içerisinde hava üstünlüğünü elde edip, 48 saat içerisinde Kiev’i kuşatmayı, 72 saat içerisinde de mevcut yönetimi yıkıp, yerine kukla bir yönetim kurmayı hedefledi.
Hitler’in İkinci Dünya Savaşı sırasındaki en temel stratejisi olan Blitzkrieg, yani Yıldırım Harbine benzer bir yöntemle Ukrayna’nın gardını kısa sürede düşürmeyi hedefledi.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Ukrayna işgalinin 4’üncü gününde bu işgali başlatan Putin, en azından ilk hedefine ulaşamadı, hüsran yaşadı.
Dün öğleden sonra Ukrayna Savunma Bakanlığı adına yapılan açıklamada, Rusya’nın yaklaşık 4300 asker, 27 uçak, 26 helikopter, 146 tank ve 706 zırhlı araç kaybettiği duyuruldu.
Savaşın bir tarafı olduğu için Ukrayna adına yapılan bu açıklamada verilen rakamlara ihtiyatla bakmak gerekir, doğru ancak, rakamlardan bağımsız olarak gelen görüntülerden, Rusya’nın ciddi kayıplar verdiği ve askeri hedeflerine ulaşmakta büyük güçlükler çektiği anlaşılabiliyordu.
Peki, neden böyle oldu?
Pek çok sebebi var bunun.
Birincisi, fazla özgüven.
Bir süre önce Dış İstihbarat Başkanını kameralar önünde titreten Putin, belli ki danışmanlarına, kurmaylarına yeterince danışmadı.
Böylece aşırı özgüveni, elinde patlamış oldu.
İkincisi; Rusya ordusunun da savaşa, işgale yeterince motive olmadığı, ya da olamadığı gerçeği.
Rus ordusunun lojistiğinin zayıf kaldığı, moralinin güçlü olmadığı, direnişe geçilince buna güçlü bir reaksiyon gösterememiş olmasından anlaşılabiliyor.
Belli ki, Rus ordusu Ukrayna işgali için yeterince istekli değildi.
Üçüncüsü, Ukrayna’nın hem yönetim, hem ordu, hem de halk düzeyinde Putin’i yanıltan bir direnç sergilemesi.
Zelensky korkuya kapılıp ülkeyi terk etmedi.
Ukrayna ordusu, ilk günkü şoku atlattıktan sonra hızlıca toparlandı ve savunmaya geçti.
Hepsinden önemlisi, işgalin bir numaralı hedefi olan başkent Kiev’de halkın büyük bölümü kentten ayrılmak yerine evlerinde kalmayı tercih etti.
Rusya’dan gelen haberler, Rus kamuoyunda da Putin’e güçlü bir desteğin olmadığı yönünde.
Ama asıl sınav şimdi başlıyor.
Ekonomik yaptırımlar, Rus ekonomisini ciddi anlamda sarsacak, burası net.
Putin dışında, kendisinin iktidarını bir ölçüde borçlu olduğu zenginleşmiş oligarklara dönük nokta atışı yaptırımlar, hem onlar, hem de Putin için ciddi bir imtihan olacak.
Eğer önümüzdeki günlerde de askeri hedeflere ulaşılamazsa, “Değer miydi” sorusu akıllara düşecek.
Hatta muhtemelen şimdiden düşmüş olmalı.
Şartların aleyhine işlediğini fark eden Putin, dün Ukrayna ile şartsız masaya oturmayı kabul etti.
Zelensky, “Alexander Lukashenko ile görüşmenin sonucunda; Ukrayna-Belarus sınırında, Pripyat Nehri yakınında, Ukrayna heyetinin Rus heyetiyle ön koşulsuz görüşmesi konusunda mutabık kaldık” açıklamasını yaptı.
Belli ki, Putin bu manevra ile zaman kazanıp yeni arayışlar içine girecek.
Dün öğleden sonra, Rusya Savunma Bakanlığı, "Putin, NATO'nun saldırgan açıklamaları üzerine nükleer kuvvetlerin yüksek alarm durumuna geçirilmesini emretti." Şeklinde bir açıklama yaptı.
Tabi, korkunç bir açıklama bu.
Çetin ceviz çıkan avı tarafından köşeye sıkışan bir kaplanın pençelerini göstermesi gibi bir şey.
Üstüme gelecek olursanız, elimdeki bütün kozları oynamaya hazırım mesajını içeren bir tavır bu.
Her durumda, son derece tehlikeli bir dönemin arifesinde olabiliriz.
Dünya, 24 Şubat itibarıyla karanlık bir tünelin içine girmiş gibi oldu.
Belirsizliklerle dolu, sürprize açık bir dönem bu.
Dileyelim, daha fazla büyümeden bir sulh yolu bulunabilsin.