Rusya'nın Ukrayna'yı işgali 14. gününe girerken, tüm dünya gelişmeleri yakından takip ediyor. Bulunduğu konum nedeniyle Türkiye de gelişmelerden en çok etkilenecek ülkelerden biri. 

Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, tehlikenin sadece kuzeyde değil, batıda da olduğuna dikkati çekti. Emperyalist güçlerin geçtiğimiz yüzyılın başında olduğu gibi Yunanistan'ı yine Türkiye'ye karşı kışkırttığını vurgulayan Acet, Ankara'nın bu tehlikeyi göz ardı etmemesi gerektiğinin altını çizdi. Acet'in, "Yunanistan için radarları açık tutma ihtiyacı" başlıklı yazısı şöyle: 

"Dış basında zaman zaman kendisini tekrar eden bazı tuhaf haberler vardır. Geçen hafta Amerikan CBS televizyonunda, İstanbul’u Yunanistan toprağı olarak gösteren bir haberde olduğu gibi.

Haberin yayınlanmasından sonra, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, televizyon yönetimine bir uyarı mektubu yazdı, haberin düzeltilmesini istedi.

CBS, bu girişimin ardından, hatasını düzeltti, özür diledi.

Konu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da gündemine girdi.

Akar, “Bu çağda, bu davranış kabul edilemez. İletişimin bu kadar yoğun ve gelişmiş olduğu bir dönemde görülmemek, bilinmemek, görmezden gelinmek kabul edilemez” şeklinde bir açıklama yaptı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, söz konusu haritanın gösterildiği haberi izleyince, o haritanın oraya ‘sehven’ nasıl konulduğunu anlamanın çok kolay olmadığını belirtmeliyim.

Daha çok şöyle bir intiba veriyor o harita:

Seçici bir göz, ne yaptığının gayet farkında olarak, Türkiye haritası içinden İstanbul’u özenle çekip, Yunanistan’ın bir parçasıymış gibi göstermek istemiş.

Düzeltilmiş, özür dilenmiş olsa bile, arkasında pekâlâ bir kasıt aranabilir yani.

Meseleyi, paranoya boyutuna taşımak yanlış olur elbette.

Ama bu durum, meseleye dönük bir dikkat eksikliğini de kaldıramaz.

4,5 ay kadar önce Fenerbahçe, Yunan takımı Olympiakos’a 3-0 mağlup olduktan sonra, bu kulübün başkanı Evangelos Marinakis, İstanbul için, “Bizim şehrimiz” dememiş miydi?

CBS’in yayınlayıp özür dilediği haritanın, Yunanistan’da hem etkili pozisyonlarda görevleri olan, hem de gürültü çıkarma kabiliyeti epeyce yüksek olan Türkiye karşıtı şahinler grubunun hayallerini süslediğini unutmamak gerekir.

GÖZLER, MİÇOTAKİS’İN ERDOĞAN’LA YAPACAĞI GÖRÜŞMEDE

Malum, Yunanistan bahsinde yeni bir gelişme var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i kabul edecek.

Pazar günü Fener Rum Patrikhanesi’ndeki ayinden sonra iki isim İstanbul’da öğle yemeğinde bir araya gelecek.

Türk-Yunan ilişkilerini gerek Yunanistan içindeki şahinlerin, gerekse, Atina’yı Türkiye’ye karşı kışkırtan Fransa gibi ülkelerin güdümünden uzak tutmak için en ideal yöntem diyalog kanallarını açık tutmaktan geçiyor.

Bu kanalların en üst seviyede açık kalması, daha da iyi.

Ancak, böyle oldu diye ‘Yunanistan tehdidinin’ rafa kalktığını düşünmek, Atina’nın reflekslerini yakından izleyenler için, gereğinden fazla iyimser olmak anlamına gelecektir.

Aksine, Ukrayna savaşıyla birlikte, bu konuda çok daha dikkatli bir döneme girdiğimizin farkında olmamız gerekiyor.

Ankara’nın özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, dış politika ve güvenlik alanında sergilediği güçlü performansını sekteye uğratmak, tökezletmek ve mümkünse diz çöktürmek isteyen çevrelerin Yunanistan kozunu devreye sokmak için el altından ciddi kışkırtmalarda bulunduğu artık bilinmeyen bir şey değil.

Yunanistan’ın şahinleri, Türkiye ile tek başlarına savaşmanın nasıl bir maliyet üreteceğini elbette, senden benden daha iyi bilir.

Ama Fransa gibi emperyalist geçmişi olan bazı ülkelerin son birkaç yıldır, yaptıkları gibi, “Sen yürü, merak etme arkanda biz varız” şeklinde sufle verip provoke etmeleri, Atina’nın heveslerini canlı tutmasına neden oluyor.

EMPERYAL GÜÇLER, YUNANİSTAN’I TÜRKİYE’YE KARŞI KULLANMAK İSTEYEBİLİR

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte pek çok mahfilde, ‘Tarih geri döndü’ yorumları yapıldığına göre, bizim de Türkiye adına kendi tarihimize ve o tarih içindeki kırılma anlarına odaklanmamız gerekiyor.

100 yıl önce bu topraklarda Kurtuluş Savaşı’nı Yunanistan’a karşı vermiştik.

Ama unutmamak gerekir ki, o gün olduğu gibi günümüzde de, Yunanlılara o aklı veren, o kışkırtmayı yapan başka birileri daha vardı.

Birkaç yıl önce, üst düzey bir Türk yetkili ile yaptığım sohbette muhatabım, Kurtuluş Savaşı yıllarına atıfla, “O zaman da Batılı ülkeler Yunanistan’ı üzerimize salmışlardı. Şimdi de benzer bir çaba içinde olabilirler” şeklinde cümleler sarf etmişti.

Geçenlerde bir başka yetkili isim de aynı bahiste şöyle şeyleri dile getirmişti:

“Biz bunların hepsine alışığız. 1919’dan sonra da değişen bir şey olmadı. O dönem, Yunanistan’ı bize karşı ‘Proxy/Vekâleten’ kullanmışlardı. Biz de Yunanlılara, “Tarihi unutmayın, 9 Eylül’ü unutmayın diyoruz.”

Ukrayna savaşı ile dünyanın içine girdiği dönem, Yunanistan üzerinden gelebilecek tehditleri çok daha yakından izlemeyi zorunlu kılıyor.

Yorumlar 2 Yorum Var
  • Yılmaz 10.03.2022 00:14
    Yunan başbakan kendisini nimetten sayıyor 450 yıl Bizim üst karakol olan yunanlar
  • Erbil Erdoğan 09.03.2022 17:40
    ABD Ukraynayadaki kaos ortamını yaratıktan sonra dedeağaçtaki askeri gücünü kullanması tartılaşamaz bir gerçeğe dönüştü dikkatli olmalıyız.