Türkiye ABD’den 40 adet F-16 avcı uçağı ve mevcut uçaklar için kullanılmak üzere 80’e yakın modernizasyon kiti için alım talep etmiş ve geçtiğimiz günlerde Amerikan Dışişleri Bakanlığı Kongre’ye Türkiye’nin talebinin ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olacağı mektubunu sunmuştu.

Silah satışında son söz hakkını elinde tutan Kongre'den nasıl bir karar çıkacağı hâlâ büyük bir muamma diyen Acet "Türkiye, aslında F-16 modernizasyonu için gerekli teknolojik yapıya sahip ve kendi imkânlarıyla bunu zaten yapabiliyor. Yani, Amerikan tarafına iletilen F-16 talebi, ‘vazgeçilmesi mümkün olmayan’, olmaması halinde karalar bağlamayı gerektiren bir mesele değil." ifadelerini kullandı.

İşte Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in, bugün Yeni Şafak Gazetesi için kaleme aldığı "ABD ile ilişkiler gerilimli alandan çıkıyor mu?" başlıklı yazısı;

Amerikan Dışişleri Bakanlığı Kongre’ye mektup göndererek, Kongre üyelerinin Türkiye’nin F -16 savaş uçağı alımı ve modernizasyonu için bulunduğu talebe olumlu yönde cevap vermelerini istedi.

Reuters haber ajansına göre mektupta;

1-Biden yönetiminin Türkiye’ye F-16 savaş uçağı satışının ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olacağına inandığına,

2-Böyle bir satışın NATO’nun uzun vadeli birliğine hizmet edeceğine vurgu yapıldı.

Bilindiği üzere Türkiye ekim ayında, ABD’den 40 adet F-16 avcı uçağı ve mevcut uçaklar için kullanılmak üzere 80’e yakın modernizasyon kiti için alım talebinde bulunmuştu.

Bu talebe ABD Dışişleri Bakanlığı dışında Pentagon ve Beyaz Saray’ın da olumlu baktığı biliniyor.

Ancak, yönetimin ve ilgili kurumların olumlu yaklaşımı yeterli değil.

Asıl merak konusu olan husus, Türkiye aleyhtarlığının zirveye çıktığı Kongre’den nasıl bir karar çıkacağı sorusu.

BİDEN ERDOĞAN’A TAMAM AMA ZAMANA İHTİYAÇ VAR DEMİŞTİ

Şöyle bir hatırlatmada bulunalım:

Ekim sonunda Roma’da gerçekleşen Erdoğan/Biden görüşmesinde bu konu gündeme gelmiş, Biden Ankara’nın talebine olumlu baktığını Erdoğan’a bildirmiş, ancak bu iş için zamana ihtiyaç olduğunu ve Kongre’de hassas bir denge olduğunu hatırlatarak tek başına bir karar vermesinin mümkün olmadığını dile getirmişti.

Senato’da Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında 50/50’lik bir denge söz konusu.

Biden Erdoğan’la görüşmesinde bu denklemi hatırlattıktan sonra, biraz da pazarlıkta el yükseltmek istercesine, “Bu denge nedeniyle senatörlerin her biri kendini başkan gibi görüyor” demişti.

Erdoğan ise bu sözlere, “Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum” şeklinde bir cevap vermişti.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın yazdığı mektup, Türkiye’nin talebini karşılama ve Kongre üyelerini ikna etme anlamında ilk defa somut bir adım anlamına geliyor.

İkna babında, sözün bir yerinde S-400 meselesinin gündeme getirildiğini görüyoruz.

Mektupta, Rus S-400 sistemlerini almasından sonra Türkiye’ye uygulanan yaptırımlarla F-35 savaş uçağı programından çıkarıldığı, bunun ‘ödenen önemli bir bedel olduğu’ vurgusu yapılıyor.

Ukrayna savaşı ile NATO içindeki dayanışmanın artması ve Türkiye’nin kritik rolünün yeniden öne çıkması, ABD yönetimini Ankara’nın talebini karşılamak üzere biraz ‘hızlı davranmaya’ itmiş olabilir.

Ancak, Kongre’den nasıl bir karar çıkacağı hâlâ büyük bir muamma.

İSRAİL İLE İLİŞKİLERİN DÜZELMESİ, KONGRE’DEKİ HAVAYI DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

Türk/Amerikan ilişkilerinin tarihini bilenler, Amerikan Kongresi’nde Türkiye ile ilgili reflekslerin çoğunlukla Yahudi lobisi üzerinden şekillendiğini bilirler.

Her ne kadar son yıllardaki asıl rahatsızlık, Türkiye’nin baskılara rağmen S-400 kararından vazgeçmemesi ve Amerika’dan bağımsız, Ankara merkezli bir dış politika inşa etme çabaları ile daha fazla ilişkili olsa da, meselenin köklerinde Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin kötüleşmesinin olduğu bilinen bir başka gerçeğe tekabül ediyor.

[İsrail ile yakınlaşma: Ordu ve istihbarat kilit rol oynayabilir] İsrail ile yakınlaşma: Ordu ve istihbarat kilit rol oynayabilir

Buradan bakıldığında Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin son dönemde düzelmeye başlamasının Kongre üyeleri üzerinde pozitif yönde etkili olabileceği düşünülebilir.

Ama nereye kadar?

Kongre’de Türkiye karşıtı ortamın bayraktarlığını yapan Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Bob Menendez, daha birkaç hafta önce “Türkiye F-16’ları istiyorsa S-400’lerden kurtulmalı” açıklamasında bulunmuştu.

[ABD'li Senatör Bob Menendez'den küstah sözler: Türkiye ABD'den F-16 alamaz] ABD'li Senatör Bob Menendez'den küstah sözler: Türkiye ABD'den F-16 alamaz

Dolayısıyla Kongre üyelerinin S-400’den vazgeçme talebinde ısrarlı olmaları halinde, Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin düzelme yoluna girmesi başlı başına yeterli olmayabilir.

KONGRE HAYIR DERSE KARALAR BAĞLAMAK GEREKMEZ

Diğer yandan hatırlatılması gereken önemli bir husus daha var.

O da şu:

Türkiye, aslında F-16 modernizasyonu için gerekli teknolojik yapıya sahip ve kendi imkânlarıyla bunu zaten yapabiliyor.

Yani, Amerikan tarafına iletilen F-16 talebi, ‘vazgeçilmesi mümkün olmayan’, olmaması halinde karalar bağlamayı gerektiren bir mesele değil.

Kaldı ki, Amerikan tarafının YPG ve FETÖ meselesi dâhil başka pek çok konuda Türkiye’nin taleplerinin hiçbirini karşılamamış olması, Ankara’daki güvensizlik iklimini beslemeye devam ediyor.

Bu son gelişmeler, ABD ile ilişkilerin gerilimli alandan biraz olsun uzaklaştığına işaret ediyor olsa da, henüz sağlıklı bir zeminde olduğu söylenemez.

Yorumlar 0 Yorum Var