Atatürk Havalimanının kapasitesi bitmişti, sonuçta siz zaten biliyorsunuz, İstanbul’a geldiğinizde Marmara üzerinde tur atıp, uçakların iniş izni istemeleri, o etrafındaki Bakırköy, Bahçelievler, Sefaköy, Beylikdüzü, Florya, Yeşilköy’deki o yoğun nüfusun tam ortasında olan havalimanının o uçakların aşağıya salladığı emisyonun o vatandaşlarımızda yarattığı negatif etkiler ve kapasite. O günkü tartışmalarda Basın Ekspres Yolu üzerine pist yapılma senaryoları çalışılmıştı o zamanlar. Yani böyle yerleşim yerinin tam ortasındaki bir havalimanının kapasitesinin dolması ve de Türkiye-İstanbul’a büyük hedeflere hizmet veremeyeceği kararı verildikten sonra İstanbul Avrupa Yakasına bir havalimanı ihtiyacının doğduğuna herkes kanaat getirdi. Daha önce bunun ilk zamanlarda Silivri’de yapılması da gündeme gelmişti. Ama şu an bulunduğu yerin bundan 10 yıl önceki halini bir görseniz, orada ne bir tane ağaç vardı, orada ne bir yaşam vardı, ne bir böcek, ne de bir hayvan vardır orada. 200 metreye kadar uzanan bir çukurla yaşamın-hayatın olmadığı, ağaç ve yeşilin olmadığı ve ekonomik değeri de eksi olan bir alan burası.
Bakın böyle bir alanı, 75 milyon metrekarelik bir alanı devletin kasasından 1 kuruş çıkmadan 10 milyar euroluk bir yatırımla devlete bu kadar işletme yılı içerisinde, yani 25 yıl içerisinde de tam 22 milyar euro kira getirecek bir finansal modeli başarıyla yapmış bir iktidar, bir Hükümet var aslında. Bu bütün dünyada bundan daha fizibıl bir proje yoktur. Böyle hayatın-yaşamın olmadığı, 75 milyon metrekarelik bir alana Devletten 1 kuruş harcamadan böyle bir alanı ülkeye kazandırıyorsunuz ve şu anda orada tam 200 bin kişi istihdam ediliyor. Şu anda bayram süresince ortalama 1400 uçak 230 bin yolcuya hizmet verdi. İlk açıldığı yıl garanti verilen yolcu sayısını geçtiği için de ayrıca 22 milyon euro devlete gelir sağlamıştı. Pandemi sürecinde tabii ki bu kısıtlamalarla ilgili yolcu sayılarının çok altında kaldık, ama bu yıldan itibaren tekrar artıya geçmeye başlayacak, hem kiramızı alacağız, hem de artan yolculardan da yine tekrar gelirimiz olacak. Şu anda 120 milyon yolcuya hizmet verecek bir kapasite var, bunu ilave yatırımlarla 200 milyon yolcuya kadar çıkarmak imkanımız var İstanbul Havalimanında. Yani önümüzdeki 100 yılın projesini, 100 yılın ihtiyacını bugünden öngörerek ülkemize kazandırdık ve devlete hiçbir yük getirmeden ilave gelir sağlayarak.
Tabii ki bundan sonra bu kadar kısa mesafede, aynı bölgede Atatürk Havalimanının hizmet vermesi mümkün değil. Böyle bir hizmet vermesine de gerek yok zaten. Bunun ikisi de açık kalsın diyenlere Allah akıl-fikir versin. Aynı bölgede böyle iki tane havalimanının hizmet vermesi, bunun işletme maliyetine katlanmak, ancak malum zihniyetin düşünebileceği bir şeydir.
SABİHA GÖKÇEN 90 BİN YOLCUYA 600 UÇAĞA HİZMET VERİYOR
Bu sabah rakamları da açıkladık, yani 90 bin yolcuya, 600 tane uçağa hizmet veren bir Sabiha Gökçen Havalimanı. Atatürk Havalimanı … İstanbul Havalimanı, hareketlilik de artıyor. Yani havayolunda 20 yıl önce sadece 30 milyon yolcu var, şu anda 210 milyon yolcuya çıktı ve de 400 milyon yolcuya çıkacağız 2053’e kadar; bunlara biz nasıl cevap verecektik?
İBB’NİN YÜRÜTTÜĞÜ METRO PROJELERİ, ULAŞTIRMA BAKANLIĞININ YÜRÜTTÜĞÜ METRO PROJELER
Şu anda İstanbul’da işletilmekte olan tam 260 kilometrelik bir metro hattı var. Bunun 80 kilometresinde Bakanlık olarak biz işletiyoruz. Daha önce Levent-Hisarüstü Metrosunu da Belediyeye yaparak teslim etmiştik. Şu an Belediyenin elindeki metro inşaatları... Bunların yarısı 2019 yerel seçimler öncesinde yapılmış, aslına bakarsanız bir metro hattı taş çatlasın en fazla 4 yılda bitirilmesi gereken yatırımlardır metro hatları. Ama maalesef bunların yapım süreçleri neredeyse 5-6 yıla varan sınırlarda, halen yüzde 5’lerde, yüzde 10’larda. 2019 yerel seçimler öncesi yüzde 60’larda devredilmiş olan Ataköy-İkitelli hattı, Bostancı-Dudullu hattı maalesef bugüne kadar çoktan bitmesi gereken hatlardı. Diğer hatlar zaten yüzde 5’lerde, yüzde 10’larda.
Pendik-Tuzla hatları da tasfiye edildiği, tasfiye sürecine girdiğini de duymaktayız. Maalesef ortada hiçbir şey yok, ortada hiçbir icraatın olmadığı bir yerel yönetim var. Maalesef diyor ki bu bütçelerle ne yapacaksın? İşte o şehirde yaşayanların ulaştırma ihtiyacını gidereceksin, su ihtiyacını gideceksin, onlar için para ödüyor. Ama bu paraları verdikten sonra bir bakıyorsun ortada bir yatırım yok, ortada para da yok. Biz şu anda 7 tane metro hattında İstanbul’da çok yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bu 7 tane metro hattının da toplam uzunluğu 103 kilometredir. Bu 103 kilometrenin de önümüzdeki yıl Eylül ayı itibariyle de üç tane metro hattını da bire-bir hizmete açmaya başlayacağız. 2023 yılı içerisinde de bu 7 tane metro hattının tamamını bitirmiş olacağız. Kağıthane-Kemerburgaz-Havalimanı metro hattının da sinyal testleri devam ediyor süreci devam ediyor. Yine biliyorsunuz İkitelli’de Çam ve Sakura Şehir Hastanesi metro hattı, o da 6,5 kilometrelik kıymetli bir hat, onu da inşallah, Yine onun yanında Sirkeci-Kazlıçeşme, Çamlıca-Altunizade metro hattı, Bakırköy Sahilden Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Kirazlı arasındaki metro hattımız, onlar da 2023 yılı içerisinde tamamlama doğrultusunda çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Çok lafla çok hizmet yapılmıyor maalesef, onu geçmişte yaşadık, halen de yaşamaya devam ediyoruz.