Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bugünkü köşesinde Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat (KKM) uygulamasına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Bütçe rakamlarına bakıldığında KKM'nin bütçeye yükünün çok olmadığını belirten Acet, "Kur Korumalı Mevduat için Hazine, yılın ilk 6 ayında 37 milyar liralık bir ödeme yaptı. Yılın ilk 6 ayında bütçede elde edilen toplam gelir ise, 1 trilyon 265 milyar lira civarı oldu. Oransal olarak bakıldığında bütçe gelirlerinin yüzde 3,4’ünün KKM için kullanıldığı anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kur korumalı mevduat ekonominin kalbine yerleştirilmiş bombadır’ diyorlar. Bomba değil atom bombası” sözlerindeki gibi abartılı bir durumun olmadığı rahatça söylenebilir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Aralık'ta böyle bir enstrümanı devreye almaması durumunda dolar kurunun 20 TL mi olur, 30 TL mi olur tartışmalarının devem edeceğini dile getiren Acet, "Bu anlamda Kur Korumalı Mevduat düzenlemesinin sert kur ataklarını frenlediği bugün gelinen nokta itibarıyla ispat edilmiş oldu" ifadelerini kullandı. 

Doların 2021 Aralık seviyelerine döndüğü tartışmalarına da dikkat çeken Mehmet Acet, "7 aylık sürede takriben yüzde 45 civarı bir enflasyon gördük. Dolayısıyla enflasyon karşısında doların 7 ay önceki değere sahip olduğu düşünülemez" değerlendirmesinde bulundu.

İşte Acet'in o yazısı:

Dün, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Temmuz ayı ve 2022’nin ilk 7 ayına ait bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.

Temmuz ayındaki bütçe performansına tekil olarak bakıldığında, gider kaleminin gelir kaleminden 64 milyar lira fazla olduğu görülüyor.

Temmuz ayında devlet, 196 milyar lira gelir elde ederken, 260 milyar liralık gider kalemi oluşmuş.

Yani, aylık bazda 64 milyar liralık bir açık durumu söz konusu.

Ocak-Temmuz dönemine ait yılın ilk 7 ayına ait verilere bakıldığında ise, Temmuz’daki açığa rağmen, bütçede toplamda 29,5 milyar liralık bir fazla olduğu görülüyor.

Bir karşılaştırma daha yapalım ki, fotoğraf daha net görülebilsin.

Geçen yılla karşılaştırıldığında bütçe, 2021 yılı Ocak-Temmuz döneminde 78 milyar 344 milyon TL açık vermiş iken, 2022 yılı Ocak-Temmuz döneminde 29 milyar 541 milyon TL fazla verdi.

Yani, durum şu:

2022 bütçesinin yılsonu için 278 milyar liralık açık hedefiyle hazırlandığını göz önünde bulundurduğumuz takdirde, ilk 7 aylık performansın hiç de fana olmadığı görülebiliyor.

KUR KORUMALI MEVDUATIN BÜTÇEYE YÜKÜ ÇOK DEĞİL

En güncel bütçe verileriyle yazıya giriş yaptık çünkü asıl konumuz olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) meselesi bu konuyla doğrudan ilişkili.

Sonuçta, devletin KKM ile ilgili taahhütleri merkezi bütçeden ödeniyor.

İlk 7 aylık dilimde bütçe hala fazla vermeye devam ediyor ise, burada KKM ile ilgili ciddi bir sorgulamayı gerektiren ne var diye ayrıca sormak lazım. 

Bütçede iyi bir performans sergilendiğine göre, KKM’nin maliyetinin de taşınamaz noktada olmadığı söylenebilir.

Bu yeterli bir argüman olmayabilir tabi.

Biraz daha devam edelim.

7 AYLIK SONUÇLAR, KKM’NİN KUR ATAKLARINI FRENLEMEDE ETKİLİ BİR ARAÇ OLDUĞUNU NET BİR ŞEKİLDE GÖSTERDİ.

20 Aralık’ta Erdoğan böyle bir enstrümanın devreye sokulacağını açıklamamış olsaydı, dolar yolculuğuna nasıl ilerleyecekti sorusuna, o günkü ortamı hatırlayanlar cevap versin.

25 mi olurdu?

30 mu?

Yoksa daha da yukarılara gider miydi?

Türk Lirası’nın değer kaybı için ‘serbest düşüş’ hali nitelendirmesinin yapıldığı günlerde, bu rakamların telaffuz edildiğini hepimiz biliyoruz.

Bu anlamda Kur Korumalı Mevduat düzenlemesinin sert kur ataklarını frenlediği bugün gelinen nokta itibarıyla ispat edilmiş oldu.

DOLAR YENİDEN ARALIK SEVİYELERİNE GELDİ, DOĞRU, ANCAK ARADAKİ ENFLASYON FARKINI DA HESABA KATMAK GEREKİR

Deniyor ki, KKM işe yaradı ise, dolar Aralık’taki seviyesine neden geri döndü.

Doların Aralık seviyesin geldiği doğru bir bilgi ancak burada iki hususun altını çizmek gerekiyor.

Birincisi; dolar sert ataklarla değil KKM’nin de katkısıyla daha yumuşak hareketlerle yükseliş trendi içinde ilerledi.

Piyasa işleyişi bakımından döviz kurlarındaki fiyatlanmanın ‘öngörülebilir’ olması, en az hangi seviyede olduğu sorusu kadar önemlidir.

Bu öngörülebilirlik sağlandı mı?

Evet, önemli ölçüde sağlandı.

İkincisi; doların bugünkü değeri ile Aralık 2021’deki değeri aynı değil.

7 aylık sürede takriben yüzde 45 civarı bir enflasyon gördük.

Dolayısıyla enflasyon karşısında doların 7 ay önceki değere sahip olduğu düşünülemez.

KKM’NİN MALİYETİ, TOPLAM GELİRLERİN YÜZDE 3-4’ÜNE TEKABÜL EDİYOR

Kur Korumalı Mevduat için Hazine, yılın ilk 6 ayında 37 milyar liralık bir ödeme yaptı.

Yılın ilk 6 ayında bütçede elde edilen toplam gelir ise, 1 trilyon 265 milyar lira civarı oldu.

Bu ne anlama geliyor?

Oransal olarak bakıldığında bütçe gelirlerinin yüzde 3,4’ünün KKM için kullanıldığı anlamına geliyor.

Bu, taşınabilir bir maliyet mi?

Evet, taşınabilir bir maliyet.

En azından, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kur korumalı mevduat ekonominin kalbine yerleştirilmiş bombadır’ diyorlar. Bomba değil atom bombası” sözlerindeki gibi abartılı bir durumun olmadığı rahatça söylenebilir.

Kaldı ki, kur ataklarını frenlemek için Kur Korumalı Mevduat yerine sert bir faiz artışı yapılmış olsaydı, onun maliyeti ne olurdu? büyüme perspektifi korunabilir miydi? Bütçe de bu performans sergilenebilir miydi diye ayrıca bir düşünmek lazım.

Yorumlar 0 Yorum Var