Doğu Roma İmparatoru Mauricius, bir subay olan Phocas tarafından öldürüldüğü zaman, görünürde hamisinin intikamını alma bahanesiyle harekete geçen Sasani İmparatoru II. Hüsrev savaş ilan etti. Persler savaşın ilk safhalarında Levant, Mısır ve Anadolu'yu ele geçirdi.

DOĞU ROMA YIKIMIN EŞİNE GELMİŞTİ

Bu süreçte içerisinde Phocas’tan tahtı ele geçiren Herakleios ülkeyi tekrar ayağa kaldırmak isterken, bir yandan Avarlar, bir yandan Slavlar, bir yandan Persler’le savaşan ve büyük ölçekte toprak kaybeden Doğu Roma İmparatorluğu’nun parçalanacağı düşünülüyordu.

PERSLERİ TUTAN MÜŞRİKLERDEN MÜSLÜMANLARA GÖZDAĞI: BİZ DE SİZLERİ YENECEĞİZ

İşte böyle bir süreç ve durumda Hicret’ten 6-7 sene önce Miladi 615-616 yıllarında, devrin iki büyük gücü, Hıristiyan Bizans İmparatorluğu ile Yeni Pers İmparatorluğu da denilen Zerdüşt Sasaniler arasında süren büyük savaşlar Mekke’de de ilgi ve merakla takip edilmekteydi.

Mekkeli Müşrikler, İslam’ı tebliğ etmeye başlayan Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ve ona inananlara karşı, temelde “Tevhid” inancının mensupları olan Hıristiyan Bizans’ın topraklarındaki hâkimiyetini kaybetmesine ve kendilerine yakın gördükleri Zerdüşt Sasanileri’in zaferlerine sevinmişler ve onların tarafını tutarak Müslümanlara, “Siz ve Hıristiyanlar kitap ehlisiniz, biz ve Sasaniler (İranlılar) ümmiyiz; bizim kardeşlerimiz, sizin kardeşlerinizi yendiler. Biz de sizi böyle yeneceğiz” iddiasında bulunmuşlardı. Onlara göre Sasanilerin üstünlüğü, Mekke’de başlayan “Tek Allah” yani “Tevhid” inancına karşı muhalefeti güçlendirecekti.

RUM SURESİ'NİN İNİŞİ

Bunun üzerine Rum Suresi’nin ilk 4 ayeti inerek Müslümanlara Doğu Roma’nın galip geleceği müjdesi verildi.

Elif. Lâm. Mîm.
Rumlar mağlup edildiler.
Arabistan’a yakın bir yerde, yeryüzünün en aşağısında. Fakat onlar, mağlubiyetlerinden sonra yakın bir zamanda tekrar gâlip geleceklerdir.
Üç ile dokuz yıl içinde. Her işin öncesinde de sonrasında da mutlak hüküm ve o işleri karara bağlama yetkisi bütünüyle Allah’a aittir. Rumların gâlip geldiği o gün mü’minler de sevineceklerdir.
Allah’ın yardımı ve bahşedeceği zaferle. O, dilediğine yardım edip onu zafere eriştirir. Çünkü O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.

ŞARTLAR HEM MÜSLÜMANLAR HEM DE BİZANS İÇİN KÖTÜYDÜ

Bunun üzerine Kur’ân-ı Kerîm, bir mûcize olarak yakın gelecekte vuku bulacak bir savaşın neticesini kesin ifadelerle haber verdi. “3 ilâ 9 sene” içinde Bizanslıların İranlılara galip geleceğini ve o sırada mü’minlerin hem onların bu zaferine hem de bizzat kendilerine lütfedilecek zaferlere sevineceğini bildirdi. Halbuki mevcut şartlar içinde ne Müslümanların, ne de Rumların üç-beş sene gibi kısa bir müddet içinde düşmanlarını yenebilecek güçleri vardı. Hatta bu, hiç kimsenin hayal edemeyeceği bir şeydi. Böyle iken Kur’an, iki gaybî müjdeyi birlikte verdi. Gerçekten de Bizans kralı Heraklius 624’de İranlıları mağlup edip Azerbaycan’a kadar ilerlediğinde, Müslümanlar da aynı tarihlerde Bedir zaferini kazandılar. Nihâyet Heraklius 627’de yerin en aşağı bölgesi Lut Gölü çevresinde ve Müslümanlara yakın bir yerde, en büyük darbeyi vurup nihaî bir zafer kazandı. Aynı dönemde Müslümanlar da apaçık fetih ve İslâm’ın tebliğ sürecinde çok mühim bir dönüm noktası olan Hudeybiye zaferini elde ettiler.

PROF. DR. EKREM BUĞRA EKİNCİ: KUR'AN MUCİZESİ AYNEN VUKU BULDU

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, konuyla ilgili Haber7’ye önemli açıklamalarda bulundu.

Doğu Roma ile Farslar arasında çetin bir mücadelenin olduğunu Kur’an’daki mucizenin aynen gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Ekinci, “Rumlarla Farslar bir zamandır hasım idi. orta Doğu’daki iktidar mücadelesinden ibaret bir husumet idi. 602-628 arası devam eden harpler, en şiddetli muharebelere sahne olmuştur. Farslar, İstanbul’u almak üzere harekete geçtiler, ama Suriye civarında yenildiler. Ardından Rum imparatoru Heraklius, Fars topraklarını işgal etti.” değerlendirmesinde bulundu.

Sasaniler’in Doğu Roma’nın Mezopotamya ve Anadolu’daki topraklarını işgal etmesiyle müşriklerin Müslümanlar’a gözdağı vermesinin ardından Rum suresinin 1, 2, 3 ve 4’üncü ayetlerinin indiğini belirten Ekinci, şunları söyledi:

Müslümanlar, Rumlarla, yani Romalılarla Farslar arasındaki mücadelelerde, semavi bir dine ve tek ilaha inandıkları için Romalıları tuttu. Rumlar yenilince müşrikler Müslümanlara gözdağı vererek, ‘Sizin gibi tek tanrıya inananların, iki tanrıya inananlar karşısındaki sonu bu. Bizim çok ilahlarımız var. Biz de sizi yeneceğiz.’ dediler.

MÜSLÜMANLAR İLE MÜŞRİKLER ARASINDAKİ İDDİALAŞMA

Müslümanlara tehdidin ardından Rum Suresi’ndeki söz konusu ayetlerin indiğini belirten Prof. Ekinci, Müslümanlarla müşrikler arasında geçen iddialaşmayı da anlattı:

Bu ayet-i kerime Rumların mağlubiyetten sonra Farslara galip olacaklarının haberini vererek Müslümanları teselli etmektedir. Bu, aynen vuku buldu. Hatta, bu ayet-i kerime nazil olduğu zaman müşriklerin ileri gelenlerinden Ubeyy bin Halef inkar etti. Hazret-i Ebu Bekir ile yaptığı konuşmada; ona dil uzatarak onların galip geleceğini inkarında ısrar etti. Bunun üzerine üç sene kadar beklemek ve taraflardan kimin dediği çıkmazsa, diğerine on beş dişi deve vermek üzere mukavele yaptılar. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullah’a  gelerek bunu arz etti. Resulullah, ayet-i kerimede geçen “bıd” kelimesinin üçten dokuza kadar olan sayılara şamil olduğunu beyan buyurdu ve Ebu Bekir’e, ona gidip, hem müddeti, hem de deve adedini arttırmasını söyledi. Bunun üzerine Hazret-i Ebu Bekir yaptıkları mukaveleyi yenileyerek, müddeti dokuz seneye ve deve adedini yüze çıkardı.

Hicretin altıncı senesinde Hudeybiye’de iken, Rumların İran üzerine galebe ettiği haberi kendilerine ulaştı. Fakat Ubeyy bin Halef, Uhud gazasında Resulullah’ın  yerden alarak ona attığı bir süngü ile öldürülmüş olduğundan, Hazret-i Ebu Bekir  Mekke’nin fethinden sonra onun varislerinden zikredilen yüz deveyi aldı. Bu hadise kumar haram edilmeden evvel ve dar’ül harpte cereyan etmişti. Onun için caiz görülmüştür.

"RUMLAR, FARSLARI NİNOVA’DA AĞIR BİR BOZGUNA UĞRATTI"

Doğu Roma’nın mağlup olduğu yerin ihtilaflı olduğunu belirten Ekinci, galibiyetin Ninova’da gerçekleştiğini söyleyerek şu ifadelerde bulundu:

“Rumların yenildiği ve sonra yendiği yerin neresi olduğu ihtilaflıdır. Ezriat’ta ise, Arap topraklarına en yakın yerdir. Cezire’de ise Fars topraklarına en yakın yerdir. Ürdün ise Roma topraklarına en yakın yerdir. Tarih kaynakları Ezriat’ı verir. 627’de ise Rumlar, Farsları Ninova’da ağır bir bozguna uğrattı.”

"PERSLER BU MAĞLUBİYETTEN SONRA BELİNİ DOĞRULTAMADI"

Sasanilerin bu mağlubiyetten sonra belini doğrultamadığını ve sonraki yıllarda İran bölgesinin Müslümanlar tarafından fethedildiğini ifade eden Ekinci, “Bu mağlubiyet İran’ı kargaşaya soktu ve kısa bir müddet sonra Müslüman Araplar tarafından yenilip istila edildi.” dedi.

Doğu Roma İmparatorluğu’nun Sasani İmparatorluğu’na karşı galip gelmesine rağmen ekonomik ve siyasi olarak sarsıldığına dikkat çeken Ekinci, “Harbin galipleri Romalılar ve ülkeleri ise ekonomik ve siyasi olarak bu muharebelerden dolayı çok sarsıldı. Topraklarının çoğunu Gotlara, Avarlara ve Müslüman Araplara kaptırdı.” diye konuştu.

Yorumlar 0 Yorum Var