Televizyonun evlerde yer edinmesiyle birlikte kendine yer bulan çizgi filmler çocuklarda dikkat dağınıklığından hiperaktiviteye, geç öğrenmeden konuşma güçlüğüne varıncaya dek birçok bozukluğa yol açabiliyor. Uzmanlar ise, ebeveynleri sonraki dönemde çıkabilecek olası tehlikelere karşı uyarıyor.

Haber7 - ÖZEL

Yapımcılık sektörünün hızla gelişen kalemlerinden biri de çizgi filmler ve animasyonlar. Türkiye'de 40 yıllık geçmişi bulunan bu yapımlar, bazen hedef kitlesi olan çocukları olumsuz anlamda etkileyebiliyor.

Gerçek ve hayal ayrımını yapmakta güçlük çeken çocuklar, çizgi filmlere fazlaca kapıldığı zaman kendilerini karakter sanıp, karakterler gibi beslenmeye, davranmaya yönelebiliyor. 

POKEMON ÇOCUK

Buna en temel örnek de 2000'li yıllarda yaşanmıştı. Bir çocuk, 'Pokemon' adlı çizgi filmden bir hayli etkilenip 'Ben Pikachuyum' diyerek kendini camdan atmıştı.

7'nci kattan atlayan çocuk kaldırıldığı hastanede tedavi edilirken, 'Pikachu gibi uçtum' demiş ve yeniden Pokemon izlemeyi bırakmamıştı.

Haber7, çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki yan etkilerini araştırabilmek için Psikolog Burak Yıldırım'ın, Yazar Mine İzgi'nin ve Eğitimci Yazar Süleyman Ezber'in görüşlerine başvurdu. İşte, uzmanların açıklamaları:

İZGİ: 'ÇOCUK SALDIRGAN DAVRANIŞLAR SERGİLEYEBİLİR'

Çizgi filmlerin yan etkilerini anlatırken çocuğu ikiye ayıran Eğitimci Yazar Mine İzgi, okul öncesi dönemdeki gruba şöyle değindi:

"Söz konusu çocuklar olunca öncelikle okul öncesi ve okul sonrası diye ikiye ayırmamız gerekir. Çünkü her iki grubunda etkilenme ve yararlanma şekli farklıdır. Okul öncesi dönem çocuğu, kendisiyle özdeşim kuracağı olumlu rol modellerine ihtiyaç duyar. Kişilik gelişimleri için de bu çok önemlidir. Hayal kahramanları gibi olma ve onlar gibi davranma çocuğun duygu dünyasını olumsuz etkiler. Henüz kendini kontrol edemeyen, egosantrik dönemde olup dürtüsel davranan çocuk, olumsuz çizgi film izlediğinde ne kadar masum olursa olsun, saldırgan davranışlar sergileyebilir."

'ÇOCUĞU EKRAN ÖNÜNE PARK ETMEYİN'

Mine İzgi, açıklamasının devam eden bölümünde okul sonrası dönemdeki çocuğu anlatarak ebeveynlere 'Çocuğunuzu ekran önüne park etmeyin' vurgusunda bulundu:

Okul sonrasındaki çocuklar için de bunlar geçerli olmakla beraber, okul başarısını, analitik düşünme gelişimini etkileyeceği için onlarda da dikkat etmek ve seçici davranmak gerekir. Buradaki en etkili uygulama, bir yetişkin ya da anne baba ile izlemektir. Aslında asıl iş, çocuğun gelişimini hem fiziksel, hem duygusal etkileyen ekran izlemeyi, ister çizgi film olsun, ister başka bir şey, biz anne babalar örnek olarak ve ne içini doğru anlatarak çocuğa öğretmeliyiz. Hep söylerim, çocuğunuzun ekranın önüne park edeceğinize, elinden tutup parka götürün, inanın bu çok daha faydalı ve anne, baba, çocuk ilişkisini geliştirici… Ama ille de izlenecekse de seçici olmak gerekiyor… Özellikle tecrübe ettiğim için TRT Çocuk kanalını tavsiye edebilirim.

PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARA KAPI ARALIYOR

Masum görünen çizgi filmlerin psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğini vurgulayan Psikolog Burak Yıldırım, ebeveynleri şu sözlerle uyardı:

"Çizgi filmler genellikle eğlenceli ve eğitici olduğu için çocuklar üzerinde olumlu etkileri olur. Ancak, bazı çocuklar çok fazla çizgi film izlediği için bu çocuklarda dikkat eksikliği, düşük okul başarısı ve hiperaktivite gibi olumsuz etkiler görülebilir. Ayrıca çocukların çok fazla çizgi film izlemesi sonucu gerçeği ve hayali ayırt edememe, dikkat dağınıklığı, geç konuşma ve geç öğrenme gibi problemler ortaya çıkabilir."

ASIL GÖREV EBEVEYNLERİN

Burak Yıldırım, açıklamasının devamında ebeveynlere uyarılarda bulunarak çocukların karşılaşabileceği olası mesajların ilk önce ana-babanın süzgecinden geçmesini tavsiye etti:

"Bu problemlerin ortaya çıkmasının nedeni, çocukların gerçek dünya ile çizgi filmler arasında farklılıkları anlamaya çalışırken zorluk yaşamasıdır. Bu nedenle çocukların çizgi filmler gibi ekran bağımlılığı yaratabilecek içeriklerin sınırlı bir şekilde izlenmesine özen gösterilmesi önemlidir. Aynı zamanda çocukların çizgi filmlerden aldıkları mesajların doğruluğu ve uygunluğu da dikkat edilmesi gereken konulardan biridir."

EZBER: 'ÇİZGİ FİLMLERİN AYAKLARI YERE BASAN KONULAR İŞLEMESİ OLDUKÇA ÖNEMLİ'

Eğitimci Yazar Süleyman Ezber ise, 'sihir ve büyü' ekseni üzerine inşa edilen çizgi filmlerin altını çizerek açıklamalarına şu sözlerle başladı:

"Bahse konu çizgi film eğer sihir ve büyü gibi içerikler barındırıyorsa çocuğun gerçeklik algısı olumsuz anlamda etkilenebilir. Çocuğun hayal gücü zaten çok ileri seviyede olduğu için gerçekle hayal dünyası arasındaki geçişleri tam olarak anlamayabiliyor. Ne yazık ki haberlerde de görmüş olduğumuz gibi kendini Pikachu zannedip camdan aşağı atlayabiliyorlar. Bu yüzden çizgi filmin ayakları yere basan konular işlemesi, sihir ve büyü gibi konulara girmemesi oldukça önemli."

'PİYASADAKİ EN KALİTELİ YAPIMLAR...'

Açıklamasının devamında TRT Çocuk kanalındaki çizgi filmlere değinen Ezber, Türk kültür ve geleneklerinin ön plana çıkarılıyor olmasından ötürü buradaki yapımları 'En kaliteli yapımlar' olarak nitelendirip sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

"TRT'nin yapımları çok farklı ve güzel. Piyasadaki en kaliteli yapımlar diyebilirim. Buna dikkat ediyorlar. Hem bu bahsetmiş olduğum olguya dikkat ediyorlar hem de kültürel ve milli değerlerimizi ön plana çıkarıyorlar. Bunlar son derece önemli. Ne yazık ki çizgi filmler yıllarca bizim aleyhimizde propaganda aracı olarak kullanıldı. Bunu Türk kültür ve geleneklerine uygun hale getirmek çok önemliydi."

Yorumlar 0 Yorum Var