Başkent Kulisi gündemin önemli olaylarını siyasi isimlerle birlikte ele almaya devam ediyor. Mehmet Acet’in hazırlayıp sunduğu, siyaset dünyasındaki önemli gelişmelerin yer aldığı Başkent Kulisi programının bu haftaki konuğu olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati gündeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
 

Bakan Nebati'nin açıklamalarından öne çıkanlar;

YAPTIKLARI BİR BARBARLIKTIR

Şimdi bu özgürlük adı altında İslam düşmanlığı çok açık bir şekilde ortaya konan bir hareketin tam bir sembolü Aslında böyle alçakça namussuzca ve Çağdaş Barbarlık adı altında yapılan Bu hareketler sadece İslam dünyasında değil insanlığa karşıda yapılmış bir hareket en önemlisi de bunların geçmişte kaynaklanan her türlü travmalarının asıl sebebinin de kendilerinden kaynaklandığını her türlü sıkıntıyı kendilerini yaptığını ve insanlığın düşmanlığının da onlar tarafından üretildiğini göstermesi açısından çok önemli Kur'an-ı Kerim bizim kutsal kitabımız ve bu kitap Allah tarafından insanlığa indirildi ve tüm insanlığa hitap ediyor. Tüm insanlığa hitap eden bu kitap sadece Müslümanların kitabı değil dünyanın kitabıdır. Böylesine bir yakma hadisesi özellikle de Türkiye Büyükelçiliği'nin önünde yapma cesareti sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil tüm İslam alemine ve insanlık alemine karşı yapılmış bir operasyondur. Yaptıkları bir açıkça bir barbarlıktır.

Bu zamana kadar hükümetlerimizin Maliye Bakanları aynı konuda aynı hassasiyeti gösterdiler, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Biz 3,5 hedefi ortaya koyduğumuz zaman dünyadaki olumsuz şartlar, ülke içerisinde çok ciddi bir şekilde sübvansiyonların verilmesi ve vergilerden vazgeçmiş olmamıza rağmen temkinli bir bütçe yaptık. Bu bütçe yapılırken Avrupa başta olmak üzere dünyada salgın ve sonrasında savaştan dolayı bütçe açıklarının %5-6-7'lerin konuşulduğu ve bu şekilde de çıkan sonuçların olduğu bir dönemdi.

Aldığımız önlemler bir tarafta, gelir artırarak da her türlü sübvansiyon ve desteklemelere rağmen giderleri azaltıcı tedbirlerimiz bütçe içerisindeki performansın artmış olması ile bütçe açığının %3,5 değil değil %1 hatta altında bir şekilde yüzde 1'in de altında 0,9 gibi bir olağanüstü başarılı. 


Seçime gidiyorsunuz seçime giderken bütün bu harcamaları yapıyorsunuz seçim Sonrasında ne olacak diye? soruyorlar...  Birincisi, % 3,4'ten 1'e düşen bir bütçenin kasası çok güçlü. İkincisi, EYT'nin geleceği çok açıktı. Biz bunu arkadaşlarla oturup önden tedbirini aldık. EYT bütçe üzerinde yüktür şimdi ama bu yükün karşılanmasının iyi hesaplanması ve buna göre altyapısının da oluşturulması lazım. En önemli noktası da burası. Rakam vermemeyim ama biz EYT'nin kaynağını oluşturarak yeni yıla girdik.

Memur ve emekliler ile ilgili toplu sözleşmeden kaynaklanan yılın ikinci yarısında bir gelir artışı daha olacak. Ayrıca enflasyon farklı oluşursa o fark da verilecek. Bunlar düşünülerek bütçe oluşturduk. 

RESESYON RİSKİ ORTADAN KALKIYOR

Dünyada resesyon riski ortadan kalkıyor. Emtia fiyatları daha ılımlı hale geldi. Özellikle enerji fiyatlarının aşağı gelmiş olması bizler için büyük bir avantaj oldu. Bütçe performansı beklenenden daha iyi gelecek.

Cumhurbaşkanımızın önderliğinde o kadar önemli altyapı hizmetleri yapıldı ki, şu anda altyapı ile ilgili ulaşımdan eğitime, sanayiden tarıma ve savunma sanayiine kadar aklınıza gelebilecek her alanlarda yatırımlar çok hızlı bir şekilde gerçekleştirildi.
Bu programdan sonra Kağıthane- İstanbul havaalanı metrosunun açılışına gideceğiz. Yatırımların durmadığı ve her türlü ihtiyacın karşılandığı bir dönemin göstergeleri ile biz hareket ediyoruz.

Şimdi bu güçlü göstergelerin bize katkısına ek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bulunduğu jeopolitik ve coğrafi ortam da eklenince inanılmaz bir ivme kazanıyoruz.

27 TRİLYON DOLARLIK BİR PAZAR...

Şunu demeye çalışıyorum; Bakın Türkiye şu anda İstanbul'dayız... İstanbul'u merkez aldığınız da 1,3 milyarlık bir insan kitlesine ulaşabiliyorsunuz ve bu pazar 26-27 trilyon dolarlık bir ticaret hacmine sahip.

Salgın yakın ülkelerden ihtiyaçlarını karşılanmasının gerçekliğini açıkça ortaya koydu. Savaş ise bu gerçekliği pekiştirdi.

Türkiye tam bir üretim merkezi haline dönüştü ve üretim merkezi haline dönüşürken bulunduğu yerin avantajlarını da kullanıyor. Şimdi biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Osmanlı'dan tevarüs eden bir medeniyetin Cumhuriyet halindeki temsilcileriyiz. Türkiye, Afrika ile çok özel ilişkilere sahip. Sayın Cumhurbaşkanımız gittiği zaman şarkılarla türkülerle halaylarla karşılanıyor. Ama Batılı ülkelerinden birisi mesela Macron gittiğinde yuhalanarak yerine gönderilmeye çalışılıyor. Tüm bunlar ekonomiye de yansıyor... Cumhurbaşkanımızın 20 yıllık liderliği tüm dünya tarafından da kabul edilen bir liderlik haline dönüşmüş durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin liderliği kabul ediliyor.

DOLAR KURU AÇIKLAMASI

2021 yılında son 3 ayda bir kur atağı yaşadı.  Türkiye'de kur dediğiniz zaman dolardır. Sokaktaki vatandaştan köylüsüne ev kadınından iş adamına politikacısına  kadar herkesin baktığı yer dolardır.

Dolayısıyla dolar kurundaki herhangi bir aşağı yukarı yönlü hareket toplumun her ferdi tarafından dikkatli bir şekilde takip ediliyor. Ve bu takip o kadar hassas bir noktadadır ki dünya şartları içerisinde meydana gelen bu oynamalar normal karşılanırken Türkiye'den niçin bir oynama oluyor diye sorgulanıyor.

Şöyle bir alışkanlık da oluşmuş sizin sorularınızdan da bunu anlıyorum tutmak için ne yapıyorsunuz. Şimdi 2017'den itibaren dolar karşısında Türk Lirası sürekli değer yitirmiş yani reel değer açısından bakmak lazım. Türkiye Türk lirasıyla dolar arasındaki karşılaştırma yaptığınız zaman 2013'lerde Türk Lirası en değerli noktasına gelmiş yani TÜFE endeksi üzerinden %110 oranının üzerine çıkmış bir güce erişmiş. Bu ne demektir Türkçesi şudur Türk lirası ne kadar çok değerli olursa siz yurt dışına o kadar çok ithalatta bulunursunuz. Türkiye'de üretim yapmanıza ihtiyaç kalmaz, çünkü paranız çok değerli getirir satarsınız. Sanayi yavaşlatır durdurur ve zaman içerisinde işsizlik gibi bir sonucu ortaya çıkarır. Türk lirasını çok değersiz hale getirirseniz ise bunun tam tersi olur. Ama bunun bir optimal noktası olması lazım. 2021'in sonunda Türk lirasının değeri TÜFE bazında %47'lere kadar düşmüş yani çok değersiz hale gelmiş. Bu optimal nokta tüm bu dışsal ve içsel etkenlerin bir araya geldiği kur seviyesidir...


ENFLASYON TÜM DÜNYANIN BELASI OLDU

Enflasyon tüm dünyanın belası haline gelmişti. Bizdeki yükseliş beklenenin çok çok ötesine gitti. Bunun sebebi kur ataklarıydı. Kur Türkiye’deki enflasyonu belirleyen en önemli etkenlerden biri. Emtia fiyatlarının artmış olması da bunu etkiledi. 

Enflasyon yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Enflasyon düşmeye devam edecek. Bütün artışlarla beraber piyasada enflasyon artışı olacak algısı vardı ancak Doğal gaz fiyatları indirildi, mazot benzin düştü... Enflasyonun çok düşük seviyede geleceğini görüyoruz. Başta perakendeciler olmak üzere bir kampanya başlatıldı.  Kimse kârından vazgeçmez. Devletin görevi fahiş noktaya gittiğinde müdahale eder.  Giyim ve ayakkabı sektörü de indirimi erkene çekti. 

Faizi yükseltsek enflasyonu baskılardır ama işsizlik patlardı. Şuan piyasa çalışıyor, istihdam daha da artacak. Bu model Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmüş bir model, bundan dolayı da sonuçlarını hızlı alıyoruz. 

Sayın Cumhurbaşkanımız olduğu sürece Türkiye ekonomi modeli bu performansını göstermeye devam eder. Faiz artımı ve bütçe disiplininden taviz verilmez. 
 

RAKAMLARLA KONŞUYORUZ CEVAP VEREMİYORLAR

Ekonomi ışıktır dedik canlılıktır dedik. Sen çık rakamlardan konuş dediler, şimdi o rakamları ilan ediyoruz. Hadi buyurun rakamlar... Gel bir değerlendirme yap diyoruz, rakamları görünce değerlendirme yapmıyorlar. Söyledikleri şey şu; 500 Milyar liraya çıkmış... 500 milyar liraya çıkmış da geçen yılın bütçesi ek bütçede yapılmış ek bütçeye rağmen faiz giderleri oransal olarak düşmüş... 

Yorumlar 0 Yorum Var