Konuyla ilgili detayları anlatan Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Türkiye’yi 60 yıl önce dünyanın nükleer devleri arasına sokacak teklif Nobel ödüllü ünlü fizikçi Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam’dan geldiğini söyledi.

"İSTANBUL'DA DEV BİR MERKEZ İNŞA EDELİM"

Pakistan asıllı bilim adamı, 1963 yılında Türkiye’ye geldi ve 1960 darbesi sonrası askerî cunta tarafından iktidara taşınan dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye “İstanbul’da dev bir merkez inşa edelim” teklifinde bulundu.

Muhammed Abdüsselam, İnönü’ye bu alanda Türkiye’yi dünyada söz sahibi kılacak merkezin detaylarını anlattı ve “Gerekli izin ve arazinin tahsis edilmesi hâlinde Türkler kısa sürede nükleer güç olur” dedi.

İSMET İNÖNÜ İSTEĞİ GERİ ÇEVİRDİ

İnönü, Prof. Dr. Abdüsselam’ın izin ve arazi tahsis isteğini çevirdi. Abdüsselam dönemin CHP yönetimi ile arasında yaşananları bir dönem aynı proje üzerinde çalıştıkları Prof. Dr. Saleh Sultansoy’a anlattı.

"TÜRKİYE YENİDEN AYAĞA KALKARSA HEPİMİZ KURTULURUZ"

Hâlen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Sultansoy, Nobel ödüllü fizikçi Muhammed Abdüsselam’ın kendisine olayla ilgili olarak anlattıklarını şu sözlerle özetledi:

Türkiye’ye çok özel önem atfeden Prof. Dr. Abdüsselam İstanbul’a yakın bir lokasyonda kuramsal fizikle başlayıp uygulamalı alana taşınacak dev bir kompleks oluşturmak istiyordu. Bu merkeze İslam dünyasından öğrenci ve araştırmacılar alacaktı. CHP yönetiminin teklifini reddetmesine çok üzüldü. Kendisine o dönem birçok ülke çok parlak tekliflerde bulunmuştu. Ancak o Türkiye’nin gerçek manada nükleer üs olmasını istiyordu. İnönü tarafından reddedilmesinden kısa süre sonra (1964) İtalya’nın teklifiyle Trieste şehrinde bir merkez kurdu. Ama onun arzusu, merkezi Türkiye’de inşa etmekti. Bu olayı bana 1989 yılında anlattığında hâlen yaşadığı hayal kırıklığı ve üzüntüsü devam ediyordu. Bu üzüntüsünün sebebini ise ‘Türkler yeniden ayağa kalkarsa hepimiz kurtuluruz. Önce bölgesi, sonra İslam coğrafyası kurtulur. Türkiye’nin liderliği aynı zamanda her geçen gün daha fazla açmaza sürüklenen dünya ve insanlığa da büyük fayda sağlar’ diye anlatmıştı bana. Şayet o gün bu projeye başlanmış olsaydı Türkiye şu an İsviçre’deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinden (CERN) daha üst konumda olabilirdi. Bu büyük imkân maalesef ıskalandı.

"TÜRKİYE İSLAM DÜNYASI AÇISINDAN ANAHTAR ÜLKEDİR"

Merhum Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam’a göre İstanbul ve Semerkant rasathanelerinin kapatılması İslam dünyasının çöküş döneminin başlangıcıydı. Aynı dönem her iki rasathaneyi model alan Tycho Brahe isimli Batılı bilim adamı Prag’da bir gözlemevi kurdu ve çalışmalarıyla tüm dünyada büyük iz bıraktı. Prof. Dr. Abdüsselam, Müslümanların tabiat bilimleri ile teknolojiyi harmanlaması gerektiğini savunuyordu.

Nobel ödüllü Prof. Dr. Abdüsselam, bu üzücü olaya rağmen Türkiye ile ilişkilerini koparmadı. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın daveti ile 1986 yılında Türkiye’ye geldi ve her şey bitmiş değil. Türkiye 2020’lerin sonlarında yeniden büyük bir güç olabilir görüşünü savundu.

O, Anadolu’da bu potansiyelin saklı durduğuna ve Türklerin bu misyona sahip bir millet olduğuna inanıyordu. “Türkiye özellikle İslam dünyası açısından anahtar ülkedir” diyordu. Dünya liderliği için gereken öncelikli prensipleri ise “doğru atılım programı, net bir strateji ve AR-GE altyapısı” olarak özetledi.

ALTILI MASA DA AYNI KAFADA HAREKET EDİYOR

Altılı Masa’nın açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde nükleer çalışmalara da yer verildi. ‘Türkiye Nükleer Ekosistemi’nin geliştirileceği vadedilen metinde, ülkemizin en önemli projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santralinden duyulan rahatsızlık dikkat çekti. Mutabakat metninde "Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını, anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz" diyen muhalefetin bu çelişkili tavrı tepki çekti.

Yorumlar 0 Yorum Var