Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaptıkları çalışmaları ve belediyenin kentsel dönüşüm çalışmalarını Haber7'ye anlattı.
Abdurrahman Dursun Haber7'ye verdiği özel röportajında şu ifadelere yer verdi:
Milletimize başsağlığı diliyorum. Büyük bir felaketi hep beraber yaşadık. On bir ilimizi kapsayan büyük bir afet hali söz konusuydu. Biz de Sultangazi Belediyesi olarak ilk dakika itibariyle harekete geçtik. Çünkü alanda tanıdıklarımız vardı ve hızlı bir şekilde sürece katılmamız gerekiyordu. Sultangazi Belediyesi arama kurtarma ekipleri 07.30’da yola çıktılar ve saat 10.00’da Adıyaman’da oldular. Planlama çerçevesinde Sultangazi Belediyesi, Adıyaman’a yönlendirildi. Bu çerçeve içerisinde ilk önce orada faaliyetlerde bulunduk, özellikle arama kurtarma faaliyetlerinde… Ekiplerimiz ikinci depreme enkaz üzerindeyken yakalandılar ve onlar da depremi yaşamış oldular… Dolayısıyla o afet halinde, ilk gün itibariyle bölgeye geçtik ve buradaki ihtiyaçların hızlı bir şekilde tespitini sağladık. Sonrasında Sultangazi’de organize olarak hem arama kurtarma faaliyetlerinde gerek duyulan malzemeleri hem de depremden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının tespitiyle hızlı bir şekilde o bölgeye sevkiyatını sağladık. İlk gün itibariyle yapmış olduğumuz çalışma şu ana kadar devam ediyor. Özellikle o bölgede insanların ilk zamanlarda gıda ve çamaşır ihtiyaçları çok yoğundu. Ve biz Sultangazi olarak o konuda çok etkin bir mücadele verdik. Şu anda 300’e yakın konteyner kuruyoruz ve bu alanda 1500’e yakın kişi yaşayacak. İlk gün itibariyle yine aşevimizi faaliyete geçirdik. Burada günlük 15 bin kişilik yemek çıkıyordu ve bu hala devam ediyor. Ramazan ayı içerisinde inşallah çok daha aktif bir şekilde, özellikle bize ait olan konteyner alanda büyük bir çalışma yapacağız. Hem oradaki insanların hayata daha bağlanabilmeleri için bir nebze de olsa onların yanlarında olmak için çalışmalar yürüteceğiz. Ramazan’ı onlara yaşatmak istiyoruz… Hem de bölgeye hitap eden çalışmalar yapıyoruz. Mesela çok uzun zamandır orada seyyar fırınımız var ve günlük yaklaşık olarak 10 bin ekmek üretiyoruz ve bunu ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Şu anda ihtiyaç biraz daha fazlalaştı çünkü şehre geri dönüşler var… İlk zamanlarda şehir oldukça boşalmıştı ama şimdi geri dönüşler başladı ki bu önemli… Geri dönüşleri biz Sultangazi’den de görüyoruz… İhtiyaçlar haliyle fazlalaşıyor… Dolayısıyla şu anda ekmek üretimini 15 bine çıkarıyoruz ki ihtiyaçları bir nebze de olsa giderebilelim diye… Yine sadece Adıyaman/Merkez’de değil, Kahta’da, Gerger’de, Samsat’ta da, Adıyaman’ın çeşitli ilçelerinde de ihtiyaç sahiplerine gıda kolilerini, hijyen malzemelerini ve çadırı gönderiyoruz. Bu ve buna benzer hizmetleri çok sıkı bir şekilde yürütüyoruz ama işin iki tarafı olduğunu unutmayalım. Birincisi, tabii ki oradaki hayat devam edecek, bir de Sultangazi veya İstanbul’a, başka yerlere gidenler olacak, bunlardan dönenler ve dönmeyenler olacak, dolayısıyla bunlarla da ilgilenmemiz gerekiyor. Yani bölgede yapmış olduğumuz faaliyetler var, bir de kendi ilçemizde yapmamız gereken işlemler var… Bu çerçeve içerisinde Sultangazi’ye şu ana kadar 2900 aile geldi… Bu ailelerimizi 5 kişiden hesap edersek, şimdiye dek ilçemize 15 bine yakın insanın geldiğini biliyoruz. Nasıl biliyoruz? Burada bir koordinasyon merkezimiz var, burada deprem bölgesinden etkilenen insanların tepeden tırnağa, neye ihtiyaç duyuyorlarsa gereksinim duyduklarını teslim ettik. Bu yüzden bizde sayı net... Ve bunları şu anda planlıyoruz… İrtibatlarımızı sağlıyoruz… ‘Burada ne kadar kalacaklar, ihtiyaçları nedir?’ gibi noktaları da tespit edip, bunları da gideriyoruz. Yani iki yönüyle, hem deprem bölgesini yönetmek en az bir yıl boyunca bunu sürdürmek ve bir taraftan da İstanbul’a ve Sultangazi’ye gelen insanlarımızın ihtiyaçlarını gidermek için gayret etmek zorundayız… Bu çalışmaları yoğun bir şekilde yapıyoruz. İnşallah devam da edeceğiz… Üçer aylık periyotlarda planlamamızı yapıyoruz… Yani üç ay içerisinde ve sonraki üç ay içerisinde neler gerekebilir? Bunları planlıyoruz… Depolarımızdaki malzemeleri hızla tüketmiyoruz çünkü o da başka bir soruna sebebiyet verebilir. Bunu da yapmıyoruz… Planlı, programlı ve insanların ihtiyaçlarını tespit ederek yol alıyoruz… Biz Sultangazi olarak çok güçlü bir şekilde oradayız… İnsanlarımız çok ciddi manada yardımda bulundular. Ben onlara gönülden teşekkür ediyorum. Bu milli birlik ve beraberliği depremde çok daha büyük bir şekilde yaşadık. Bunu her zaman yaşıyoruz ama bu büyük afette bunu güçlü bir şekilde görmüş olduk… Ben Sultangazi’de bu desteği veren bütün komşularıma ve Sultangazi halkına gönülden teşekkür ediyorum. Yine başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere o bölgede bulunan bütün bakanlarımız, en küçük ihtiyacımızı onlara ilettiğimizde, sorunu çözmek ve çözüm üretmek için çok büyük gayret gösterdiler. Onların bize vermiş olduğu destekle de güzel işler yapılıyor. İnşallah çok hızlı bir şekilde toparlanacağız. Çünkü oranın toparlandığını da görüyoruz. Tekrar geçmiş olsun diyoruz milletimize… Milletimizin başı sağ olsun. İnşallah rabbim bir daha bize böyle felaketleri göstermez…
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Dönüşümle ilgili çalışmalarımız var. Şu anda 90 tane dairenin yapımı devam ediyor. Sultangazi Belediyesi’nin mülkü üzerinde bir dönüşüm başlatmıştık, gecekonduların olduğu bir bölgeydi… Şu anda inşaatı devam ediyor. Yine donatı odaklı kentsel dönüşüm dediğimiz bir model vardır, bu şöyledir, hazine veya mülkiyeti belediyeye ait parseller üzerinde gecekondular veya binalar vardır… Bunlar daha çok yeşil alan üzerinde, spor alanı üzerinde veya hizmet veren alanlar üzerinde şekillenmiştir… Bu çerçevede bir donatı odaklı bir dönüşüm yaptık. Yaklaşık 30 daire karşılığında 48 bin metrekareyi açtık ve oralar şu anda yeşil alan ve donatı alan olarak kullanılıyor… Yine Sultangazi'deki birçok siteyle ilgili çalışmalarımız mevcut. Bunlarda uzlaşma sağlayamadığımız çok, ne yazık ki… Cumhuriyet Mahallesi’nde büyük bir dönüşüm projesi yapmıştık… Yaklaşık 1150 dairenin dönüşümünü sağlamak üzere çok güzel bir projeydi… Ancak uzlaşma ne yazık ki sağlanamadı… Esasında koşulları çok iyi olan, depreme dayanıklı olacak yeni yapılar ve yatay mimari öne çıkacaktı. Mevcuttaki zemin ve dört kat usulünü zemin artı beş kata çıkaracaktık… Ve hazineyle ilgili mülkiyet problemleri vardı, onları çözüyorduk. Dairelerine karşı daire veriyorduk. Ortalama yüz bin liralık bir katkıyla dönüşümü sağlayacaktık. Ancak ne yazık ki mülkiyet sahipleriyle uzlaşma sağlayamadık. Bir az önce gelirken, oradaki derneklerden birisi aradı beni. ‘Başkanım biz burada uzlaşma sağlayamadık ama deprem sonrasında bu meselenin çok daha büyük olduğunu gördük. Biz tekrar bir araya gelmek ve bu süreci başlatmak istiyoruz’ dediler. Ben onlara ‘Sadece deprem anında bu dönüşümün farkında olmamalıyız. Çünkü canlar gidiyor ve geri gelmiyor. Mal dediğimiz, mülk dediğimiz şey öyle ya da böyle geri gelebiliyor. Ama can dediğimizin telafisi olmuyor. Ve canın karşılığı ne yazık ki para, hesap değil… Canın karşılığında hesap yapılmaz…’ dedim. Buradaki insanların en azından bu düşünceye geldiğini görüyoruz… İnşallah orada o büyük dönüşümü sağlamak istiyoruz… Bu ve benzeri sitelerde dönüşümü sağlayabiliriz. Biz Sultangazi Belediyesi olarak her zaman söylüyoruz, hukuki olarak, teknik olarak, imarla ilgili sorunlar varsa bunları çözerek, dönüşüm isteyen herkesin yanındayız… Mülkiyet konusu Türkiye’de anayasa ile teminat altına alınmış. Mülkiyete devlet de dokunamaz… Mülkiyetiyle ilgili kararı verecek kişi maliktir. Kat malikidir, dairenin sahibidir. Bu çerçevede insanların çok iyi değerlendirmesi lazım… Bir tarafta can var, bir tarafta da mal var… Bunun iyi değerlendirilmesi lazım… Esasında sadece kendimizden de sorumlu değiliz. Başkalarının canıyla ilgili sorumluluğumuz olduğunu bilelim. Deprem bölgesinde bir binanın güçlü bir binanın üzerine çöktüğünü gördük… O binada sizden başka insanların da yaşadığını bilelim. Şunu demelisiniz, ‘Bu binada benden başka insanlar yaşıyor. Ben fedakârlık göstermeliyim’… Bu süreçler yaşanırsa emin olun Türkiye’de kentsel dönüşüm yapmak çok daha kolay olur. Hem idareler hem de kat maliklerinin bu noktada irade göstermesi gerekir… Uzlaşma olursa, kentsel dönüşüm çok daha rahat ve çok daha güçlü olur… Biz kentsel dönüşümle ilgili birçok plan notu geçirdik… Bunlardan en önemlisi de ada büyüklüklerini 600 metrekareye kadar indirmekti… Şu demek esasında, 600 metrekarede kaç tane bina varsa, bu bina sahipleri bir araya gelebilir ve uzlaşma zemini arayabilir… Bu mantıkla daha az sayıda kişinin uzlaşması yeterli olacak… Bin metrekarede daha fazla insanın uzlaşması gerekiyordu. Bu şekilde dönüşüm olursa, donatı alanı ortaya çıkıyor, otoparklar ortaya çıkıyor ve yapılar daha da güzelleşiyor. Bu olmayacaksa, vatandaşlarımız yerinde dönüşüm noktasında irade göstermeli… Bunu gösterirlerse tekrar söylüyoruz, biz Sultangazi Belediyesi olarak her zaman onların yanındayız ve bu dönüşümü hep beraber sağlamalıyız.
Sultangazi’de AFAD Gönüllülük Eğitimi
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Sultangazi’de 110 gönüllüye afet eğitimi veriyor. 5 gün süren Sultangazi Destek AFAD Gönüllüsü Saha Eğitimleri, hafif enkaz kaldırma, enkazda arama kurtarma gibi teorik ve uygulamalı derslerden oluşuyor.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen asrın felaketiyle birlikte deprem ve afet eğitiminin önemi bir kez daha anlaşıldı. Olası bir depremde arama kurtarma çalışmalarına katılmak isteyen gönüllüler, AFAD’ın teorik ve uygulamalı eğitimlerine katılmak için harekete geçti.
110 ilçe sakini; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Sultangazi Kaymakamlığı ve Sultangazi Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen Sultangazi Destek AFAD Gönüllüsü Saha Eğitimlerine katıldı. Belediyede 2 gün boyunca verilen hafif arama kurtarma teorik derslerin tamamlanmasının ardından sıra uygulamalı eğitime geldi. 110 gönüllü Florya’da 3 gün boyunca verilecek enkazda arama kurtarma, enkaz kaldırma gibi eğitimlerin ardından AFAD gönüllüsü olmaya hak kazanacak.
Teorik eğitimin tamamlanmasının ardından gönüllü ekip 3 gün boyunca uygulamalı olarak temel enkaz eğitimi alacak.