Savunma sanayiinin önemli projelerinden biri olan dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi TCG Anadolu geçtiğimiz günlerde düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın hizmetine sunuldu.
Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma ve TB3 SİHA'lar, TCG Anadolu’nun uçuş güvertesine konuşlandı.
DİKKAT ÇEKEN SİDA AYRINTISI
TRT Haber'de yayınlanan Sertaç Aksan imzalı haberde TCG Anadolu için Tuzla tersaneler bölgesinde düzenlenen törende dev platformun hemen önüne konuşlanan yerli/milli insansız deniz araçlarına dikkat çekildi.
Türkiye’yi bugüne kadar NATO Tatbikatında temsil eden ilk ve tek insansız deniz aracı olan Marlin ve yine Türkiye'ye önemli kabiliyetler kazandıracak MİR İDA ile Sancar da oradaydı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in özellikle yerli/milli SİDA’ların gelişimi konusunda ortaya koyduğu yol haritası bu noktada daha da anlamlı hale geliyor. İnsansız deniz araçları konusunda kritik bir eşikte olan Türkiye’nin doğru adımlar atılması durumunda bu alanda dünyada direkt 1 numaraya oynaması işten bile değil.
“İYİ BİR POZİSYON YAKALADIK”
Kozan Selçuk Erkan, süreci en yakından takip eden isimlerden biri. SİDA meselesine girmeden önce TCG Anadolu ile son derece değerli bir tek cümle kuruyor ve bu geminin sadece Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) taşıyan bir platform değil aynı zamanda bir güç merkezi olduğunu söylüyor.
Daha net bir ifadeyle TCG Anadolu’nun, içinde bir tabur asker, çok sayıda tank ve zırhlıyı taşıyarak dünyanın her yerinde operasyon yapabilmek için inşa edildiğinden bahsediyor.
Erkan burada bir parantez açıyor ve “Teknoloji çok hızla gelişiyor. İnsansız sistemlerde global ölçüde çok iyi bir yer yakaladık. İHA'lardan sonra Silahlı İnsansız Deniz Araçları’nda (SİDA) da iyi bir yere gelmek üzereyiz. Sürekli yeni konseptler geliştirip tersanelerimizde bunlara göre modeller üretiyoruz” bilgisini paylaşıyor. Değişen harp konseptinde rolleri büyük olacak.
Türkiye’nin TCG Anadolu ile artık açık denizlerde görev grubu olarak seyir yapacak bir güce ulaştığına dikkati çekiyor Kozan Selçuk Erkan ve devam ediyor:
"HARP KONSEPTLERİNDE SİDA'LAR ÖNEMLİ BİR YER ALACAK"
“Bu grubun içinde en büyük ikinci gemimiz Derya Lojistik Destek Gemisi de bu yıl devreye alınacak. Onun da üzerinde insansız deniz araçları göreceğiz. Bununla beraber sadece Derya gemimiz değil TCG Anadolu da ıslak güvertesinde bu tip silahlı insansız deniz araçlarından birkaç tane taşıyabilir.
Günümüz gelişen ve hızla değişen harp konseptlerinde SİDA'lar önemli bir yer alacak. Şu anda dünyada TB-2 ile Anka'nın SİHA alanında imza attığı başarıyı SİDA'lar ile de yakalayacak bir konumda ve becerideyiz. Bunu bir an önce kullanarak da dünyaya göstermemiz gerek.
Şu anda küçük sınıf SİDA’larda ‘dünya lideri’ olacak potansiyelimiz var. TCG Anadolu, içinde SİDA'lar ile göreve başlarsa, dünyada denemeler hariç tam anlamda operasyonel olarak bu konsepti kullanan ilk ülke olarak adımızı tarihe yazdırırız.”
TORPİDO KOVANLARI MİLLİ SİDA’LARDA
Kozan Selçuk Erkan’a törende dikkatimizi çeken bir durumu da soruyoruz… TCG Anadolu’nun hemen önünde konumlanan MİR SİDA’da daha önce görmediğimiz torpido kovanlarının eklendiğini görüyoruz. Sabit ve hafif torpido atabilecek şekilde konumlandırılan bu yuvaların ne gibi kazanımlar sağlayacağını merak ediyoruz.
“MİR SİDA özelinde yerli ve milli insansız deniz araçları ciddi bir denizaltı harbi becerisine hazırlanıyor” diyor Erkan.
Daha önce açıklandığı üzere MİR SİDA gövde altında yine yerli ve milli imkanlarla üretilen bir sonar taşıyacak. Bu kabiliyetle birlikte MİR SİDA, ana gemiden uzakta TCG Anadolu ve görev grubunu koruma amaçlı denizaltı savunma harbinde çok etkin olarak kullanılabilecek.
Bu noktada kritik bir bilgi daha paylaşıyor Erkan ve “Dünyada ana gemilerde uzakta en etkin olarak kullanılan antidenizaltı aracı helikopterdir. Gemiden uzak mesafelerde helikopter kendi sonarını daldırır ya da küçük sonar verici şamandıraları döşeyerek gemiye yaklaşmadan denizaltıları bulmaya çalışır. Ancak helikopterlerin havada kalış süreleri sınırlıdır. Bu sürenin önemli kısmını sonar daldırıp dinleyip çıkarırken geçirdikleri için de görev alanları kısıtlanır” ifadesini kullanıyor.
“UZUN SOLUKLU GÖREV YAPABİLİR"
Helikopterlerin dezavantajından bahsettikten sonra konuyu SİDA’lar üzerinden ele alıyor Erkan ve Türkiye’nin yerli/milli SİDA’larıyla nasıl işlere imza atabileceğini anlatıyor:
“Buna karşılık antidenizaltı görevindeki SİDA’lar çok çok daha uzun süreler, günlerce ve yüzlerce deniz mili ana gemiden uzakta görev yapabilir. Deniz üzerinde oldukları için fırtına ve zorlu deniz şartlarında helikoptere göre daha güvenli olarak bu görevi yerine getirirler.