İktidar tarafından basın özgürlüğünün kısıtlandığını, yandaş basın oluşturulduğunu, gazetecilere sansür uygulandığını öne süren muhalefetin gerçek yüzü ifşa olmaya devam ediyor. 6’lı koalisyon masasına öncülük eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin henüz daha muhalefetteyken medyaya baskı örneklerine her gün bir yenisi ekleniyor.
Medya kuruluşlarına el koyma hedeflerini miting meydanlarında dillendiren, gazetecileri susturmak için dava üstüne dava açtığı kamuoyuna yansıyan Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’den, CHP’ye yakın gazeteciler de büyük baskı görüyor.
ELEŞTİRİR ELEŞTİRMEZ YASAKLI LİSTEYE GİRDİ
AK Parti karşıtlığıyla bilinen Can Ataklı ve Yılmaz Özdil’in çalıştıkları kurumlardan kovulma itirafı olarak CHP’nin baskısını itiraf ettiği hakikat, son olarak Cüneyt Özdemir’in ifşaatıyla su yüzüne çıktı.
Gazeteci Cüneyt Özdemir, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği için yayınlarına ambargo uygulandığını söyledi. Özdemir, Kılıçdaroğlu’nun 12 Nisan’da yaptığı “Cumhurbaşkanı olarak beni rahatlıkla eleştirebileceksiniz.” paylaşımını alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:
“Kemal bey sizi azıcık eleştirdiğim için küstünüz yayınlarımıza katılmıyorsunuz! Kimi arayalım?”
KOVULMASI İÇİN CHP’NİN PARASIYLA KARA PROPAGANDA
Benzer itiraflar yakın dönemde “CHP’nin sesi” olarak tanınan ve doğuştan CHP’li olduklarını alenen dile getiren gazeteci ve yazarlardan da geldi.
Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz Özdil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını eleştirdiği için görevine son verildi. Özdil’in Sözcü gazetesindeki yazarlık kariyeri de sonlandı. Yılmaz Özdil, 7 Mart’ta yaptığı açıklamada, CHP’nin fonuyla hakkında kampanya başlatıldığını söyledi. Özdil, şu ifadeleri kullandı:
“Görevden derhal uzaklaştırılmam için, bir saniye bile görevde kalmamam için, CHP yönetiminin adını kullanarak aleyhime kampanya başlatılmasına üzülmedim desem yalan olur. AKP kampanyalarına alışığım, umurumda bile olmadığını beni tanıyan herkes bilir ama doğma büyüme bir CHP’li olarak bu kampanyaya parti kaynaklarının harcanmasına gerçekten üzüldüm. CHP’nin parasına yazık kardeşim.”
[Yılmaz Özdil'den itiraf gibi açıklama! Sözcü TV ayrılığının arkasından CHP çıktı!] Yılmaz Özdil'den itiraf gibi açıklama! Sözcü TV ayrılığının arkasından CHP çıktı!
CHP'DEN PATRONU ARADILAR ‘BU HERİFİ AT’ DEDİLER
Benzer bir itiraf Gazeteci Yazar Can Ataklı’dan geldi. AK Parti iktidarı aleyhindeki ağır eleştiri ve hakaretleriyle bilinen Can Ataklı, 11 Mayıs 2022 tarihindeki açıklamasında, hiçbir zaman AK Parti’nin kendisinin işinden kovulması için girişimde bulunmadığını ancak CHP tarafından defalarca bu yönde direktif geldiğini belirtti.
Can Ataklı, CHP’nin medyaya baskısı şu sözlerle gündeme taşıdı:
“Hep muhalif oldum. 30 yılı aşkın süredir, ne AKP’den ne Refah’tan ne MHP’den, ANAP’tan, Doğruyol’dan hiçbir tepki gelmezken, CHP’li birinden tepki gelmesi ürkütücü. Bugüne kadar hiçbir AKP’li benim patronlarımdan birini arayıp çalıştığım yerlerde ‘bu herifi at’ demediler. Ama CHP’liler genel merkez dahil 3 ya da 4 kere benim bildiğim direkt patronlarımı arayarak ‘at bu adamı’ dediler. Bu tehlike!”
Muhalif gazeteci Can Ataklı, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki eleştirilerinin ardından kendisine uygulanan baskıyı ise şu sözlerle anlattı:
"Bu baskı altında ben de yoruldum. Hem bazı şeyleri söyleyeceksin ama bir güruh saldırıyor. Herkes CHP’nin ve İmamoğlu’nun şerrinden korkuyorlar. Anında AK Parti’den daha sert saldırıyorlar. Patronlara gidiyorlar. İşten at diyorlar…"