Şirketler, devletler ve çoğu zamanda hane halkı, yaşamlarını veya faaliyetlerini devam ettirebilmek için borç almak zorundadırlar. Şirketlerin yapacağı yüksek tutarlı yeni yatırımlar, tüketicinin satın almak istediği yeni bir otomobil, devletin yol yapmak için ihtiyaç duyduğu para… Bunlarının çoğunun finansmanı, elde yeterli kaynak olmadığı zaman borçlanarak yapılır. Ancak durum devletler için biraz daha farklı ve karmaşıktır.

Öncelikle şirketlerin ve hane halkının borçlanmak için başvurabileceği araçlar bellidir. Hane halkı banka kredileri aracılığıyla borçlanabilirken, şirketler buna ek olarak uzun ya da kısa vadeli borçlanma kâğıdı çıkartarak bunu bir finansman aracı olarak kullanabilirler. Buna ek olarak şirket hisselerinin bir kısmının başka bir yatırımcıya satılması veya genel olarak halka arz edilmesi, sermaye artırımı gibi yollar şirketlerin ihtiyaç duyduğu finansmanı elde etmek için başvurabileceği diğer araçlardır.

Ancak devlet, sermaye artırımı yapamaz. Borçlanmak için başvurabileceği bankalar, şirketlerin veya hane halkının başvurduğunun aksine daha farklıdır ve borçlanılan her tutarın ekonominin geneli üzerinde bir etkisi söz konusudur. Yani devlet konumu itibarıyla vereceği bütün ekonomik kararları, en büyüğünden en küçüğüne ekonominin bütün paydaşları açısından düşünüp almalıdır.

Devletlerin borçlanmak için kullandıkları en bilinen yöntem ise şirketlerin uzun veya kısa vadeli olarak çıkardıkları borçlanma senetlerine benzer bir şekilde tahvil veya bono ihraç etmeleridir. Yani üzerinde nominal değer yazan bir kağıdı borç verene belirli bir tutar üzerinden satıp, vadesi gelince ondan o kâğıdı, kağıdın üzerinde yazan nominal değere ek olarak belirli bir ek ödeme karşılığı geri almak suretiyle borcun kapatıldığı bir sistem.

Bununla beraber devlet borçlanırken yalnızca kendi ihtiyaçlarını gidermeyi göz önünde bulundurmaz. Bazen piyasadaki para miktarını kontrol etmek için bu borç senetlerini bir silah olarak da kullanır. Enflasyonla mücadelede ya da sıkışık olan bir ekonomiyi genişletmede, bu kağıtların, bir diğer politika aracı olan faizler ile doğrudan bir ilişkisi vardır ve hükümetler bu ilişkiyi kullanarak ekonomiye müdahale ederler.

Kısacası devlet, kağıdı çıkartır, satar, borçlanır, vadesi gelince borcunu öder ve kağıdını geri alır.

Yorumlar 1 Yorum Var
  • A. Kezkic 20.05.2023 14:48
    başka ülke olsaydı faizler yüzde 10000 olurdu ülke battı derlerdi. buna niye birşey olmuyor ? çünki sistem ellerinde !!!!!
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Dünya Sağlık Spor Yemek