Yavuz Ağıralioğlu, CNN Türk'te Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'ın İYİ Parti'den ayrılma süreci ve 14 Mayıs seçimleriyle ilgili sorularını yanıtladı. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştiriler yönelten Ağıralioğlu "Dokuz kere yenilmiş birinin onuncu maçına kimse gitmez. Kılıçdaroğlu ikinci turda kazanamaz" dedi.
Ağıralioğlu, CNN Türk canlı yayınında Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.
Partisinden istifa süreci ile 14 Mayıs'ta gerçekleştirilen seçim tablosu hakkında ne düşündüğü sorulan Ağıralioğlu, süreçle ilgili bir takım itirazları olduğunu, istifaya kadar giden süreç içerisinde hassasiyetlerini kamuoyuyla paylaştığını anlattı.
"Ne dediniz de haklı çıktınız.? sorusuna Ağıralioğlu, "Milletin ümidi diye kurduğumuz masanın etrafında bir de masanın bir gizli gündeminin Kemal Bey'in adaylık hevesine kurban edildiğini düşünüyorum. Henüz milletin kendilerine ne kadar konuşma yetkisi verdiğini bilmediğimiz partilerin, eşit söz hakkıyla oturdukları masada Kemal Bey'in bizzat adaylık hevesini fark edip onu fırsata çevirdiklerini, bunun bir istişare değil aslında bunun süreç içerisinde bu hevesi yönetme arzusu olduğunu, bunun da aslında istişareyi bozan bir mahiyet arz ettiğini söyledim." yanıtını verdi.
Türk milletinin genetik kodlarında, hafızasında bir kaç şey olduğunu, bunu da muhalefetin görmesi gerektiğini vurgulayan Ağıralioğlu, İHA'lar, SİHA'larla alay edilmemesi gerektiğini söylediklerini dile getirdi.
Ağıralioğlu, "PKK'lıların '15 Mayıs'ta Kandil'den zafer çığlıklarıyla iniyoruz.', FETÖ'cülerin 'Almanya'dan, İngiltere'den, Fransa'dan, Yunanistan'dan 15 Mayıs'ta valizimizi aldık geliyoruz.' naralarına bu milletin duyarsızlık gördüğü andan itibaren vereceği refleksi 14 Mayıs'ta göreceksiniz dedim ben." şeklinde konuştu.
"Biz defalarca uyardık ki siyasetin zehri kibirdir"
Muhalefetin Kandil'den, PKK'dan, FETÖ'den yapılan açıklamalara karşı ne yapması gerektiği sorulan Ağıralioğlu, şöyle konuştu:
"Seçimin İmralı, Edirne ve Kandil arasına sıkışmışlığına, seçimin Yunanistan'dan, Ege'den, Almanya'dan, Fransa'dan, Pensilvanya'dan gelen demeçlerle kirletilmesine, milletin vicdanındaki tereddütleri giderecek bir haysiyetli çıkış asla yapılamadı. 'Kürt oyları lazım.' diye başlayan bir siyasi fantezi, HDP'ye Türk milliyetçilerini razı etme şehvetine döndü mesela. 'Kürt oyları lazım'dırın öznesini HDP yaptığınız zaman bu Kürtlerimize de hakaretti fark edilemedi mesela. Sanki Kürtlerin ağası HDP'ymiş, sanki bütün Kürtlerden bunlar sorumluymuş gibi bir kabul aslında hem Kürtlerimizi rencide etti hem de seçmeni irite etti. Şimdi bu kabule bir de 'Ne olursa olsun kazanıyoruz.' şehveti, şımarıklığı eklenince... Efendim 'Döke saça kazanırız.' ile birleşen kendinden emin cümleler artık kibre dönmüş cümlelerdi. Biz defalarca uyardık ki siyasetin zehri kibirdir. Yani siz 'Kimi aday edersek edelim kazanırız.' duygusuna düştüğünüz andan itibaren seçmen bunu dayatma gibi görür."
Ağıralioğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin lokomotif olduğu bir denklemde, Atatürk'ün partisinde, Kandil'den verilen onaya, Apo'nun tecrit şartlarının iyileştirileceğine dair naralar atmalarına sessiz kalmanın, devletine parmak sallayan ve devletini yıkmak isteyenlere bu kadar müsamahakar davranmanın millet vicdanında mutlaka karşılık bulacağını ve bulduğunu söyledi.
"Siz Atatürk'ün partisinin genel başkanısınız, devletinize parmak sallayan, devletinizi tehdit eden, devletinizi yıkmaya teşebbüs etmiş insanların çığlıklarına, naralarına bir esaslı ses vermediniz." diyen Ağıralioğlu, şöyle devam etti:
"Çatışmasızlık diyorlar. 'Seçim sonuna kadar PKK çatışmasızlık ilan etti.' diyorlar utanmadan. Hiç kimse diyemiyor ki 'Siz kimsiniz, ne çatışmasızlığı ilan ediyorsunuz.' Sürece zarar vermemek için, Kemal Bey'in adaylığına zarar vermemek için çatışmasızlık ilan ettiler. Şimdi buna karşı sürecin içerisinde milletin vicdanında karşılık bulan şey şu işte. Değişimin millet vicdanında karşılığı olacak güçlü bir iradeyle iktidara dönüşmesi için her şey varken, siz bu değişimin umudunu, bu muhalif seçmenin size bağlanmış umudunu götürüp Kandil'in cebine indirdiniz. Bu millet vicdanında asla kabul edilebilir bir şey değildi. Milletin verdiği refleks budur."
"Oyu bekleyemeyen bir muhalefet yarın memleketi nasıl bekleyecek"
Ağıralioğlu, "Allah'tan seçim iki tur. Üçüncü tur olsa var ya evelallah. Zannediyorum ki şöyle bir şey yapacaklar. İslam İşbirliği Teşkilatına gidecek Kemal Bey elinde de halifelik sancağı olacak. Dolayısıyla bu kadar seçim popülizmini çok kimlikli, çok kişilikli bir siyasi süreç gibi algıladı seçmen." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ara sıra söylediği bir sözün aklından çıkmadığını belirten Ağıralioğlu, "Meral Hanım'ın ara sıra ülkücülüğü nüks eder.' gibi bir şey dedi. Bu bizim ülkücülüğümüz ara sıra nüks eden bir şey değildir efendim. Kemal Bey bunu bilsin ki bizim ülkücülüğümüz ara sıra nüksetmez. Beyefendininki ara sıra nüksetsin diye uğraşıp oy almaya çalıştığı neyse ondan umduğu medeti, faydayı bulamadığı için bu sonuç böyledir. Bunun böyle olacağını söyledik." değerlendirmesinde bulundu.
Yavuz Ağıralioğlu, seçimden hemen bir gün sonra klasik bir ezber olduğunu belirterek, "YSK'nın önünde toplanıyoruz, oy çalındı. Millette artık şöyle bir duygu olmaya başladı. Oyu bekleyemeyen bir muhalefet yarın memleketi nasıl bekleyecek?" dedi.
"Birinci turda kazanacağız dediniz tutmadı"
Öngörüleri tutmasaydı, bu konuda konuşmasının hadsizlik olacağını aktaran Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci turda kazanacağız' dediniz tutmadı. '58'le alırız, Tayyip Bey 42'yle mağlup olur.' dediniz tutmadı. 'Parlamento çoğunluğunu alırız.' dediniz, tutmadı. 'Birinci parti oluruz.' dediniz tutmadı. 'Başbakan oluruz.' dediniz tutmadı. '300'ü geçeriz dediniz.' tutmadı. Efendim 'Birinci tur hani zinhar ikiye kalmaz ama de ki kaldı ikinci turda bombalar patlar dediniz.' tutmadı. 'Power banklarınızı hazır tutun elektrikleri kesecekler.' dediniz tutmadı. 'Sahaya inecekler bizi kurşunlayacaklar.' dediniz tutmadı. 'Asla iktidarı devretmeyecekler. Bunlar şımarıklıklarıyla memleketi vermemek için her şeyi yapacaklar.' dediniz tutmadı. 'Oy çalacaklar.' dediniz, 'Oylarımız çalındı.' dediniz tutmadı. Seçimlerin nihayete ermesine 2 saat kala 'kazandık' dediniz tutmadı. Şimdi bu kadar dedikleriniz tutmadı. 14 Mayıs için söylüyorum. Şimdi 28 Mayıs için diyorsunuz ki 'Bize güvenir misiniz?' Oldu. Yani hiçbir dediğiniz tutmadı. Şimdi bu dediklerinize itimat edeceğiz. Sizi tutacağız. Derdiniz ne? Hani insan biraz mahcup olur. Der ki aziz milletimiz, Türk milleti, bize ümit bağlayan muhalif seçmenlerimiz, değişim umudumuzu berbat ettik. Ya biraz mahcup olur musunuz lütfen?"
"9 kere yenilmiş bir adamın 10'uncu maçına kimse gitmez"
Bir ara Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "aday olma" şeklinde itirazlar olduğunu kaydeden Ağıralioğlu, "Kazanılamayacak bir adayı, kazanılamayacak bir stratejiyle birleştirip bizim umudumuzu berbat etmenin hesabını kim verecek? Terörün gölgesine bulaşırsa millet ürkebilirdi, ürktü. Kemal Bey en dezavantajlı adaydı. O dezavantajlı adayla gidilince kaybedilebilirdi, oldu." diye konuştu.
"Dezavantaj neydi sizin için?" sorusuna ise Ağıralioğlu, "Mesela 9 kere yenilmiş bir adamın 10'uncu maçına kimse gitmez." yanıtını verdi.
"Cumhur İttifakı'nın açık ara alacağına inanıyorum"
Siyasi kariyer hedeflerinin sorulması üzerine Ağıralioğlu, siyaseti kendisi için bir kariyer planı olarak görmediğini, siyaseti inanarak yaptığı bir iş olduğunu belirterek, "Siyaseten bu seçimin sonuçlarının neye tekabül ettiğini bilmiyorum. Yani galibi biliyorum, öyle inanıyorum. AK Parti'nin açık ara alacağına inanıyorum, Cumhur İttifakı'nın açık ara alacağına inanıyorum. İkinci turda Tayyip Bey'in alacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Kandil latifesi yapıyorlar, 'Kandil'i basacağız.' gibi, bu ara milliyetçilik tiratları çok arttı." diye konuşan Ağıralioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yahu Kandil'de kimse kalmadı. Kandil'dekilerin hepsi PKK üzerinden Suriye'ye geçtiler, PYD'ye dahil oldular. Amerika Birleşik Devletleri orada onlara bir devlet vadediyor. Kandil'de kimse kalmadı. Geçen, Suriye'ye geçti. Bir devlet kuruluşu için gün saymaya çalışıyorlar cüretkarlıklarıyla. Amerika da onların ortaklığını yapıyor bu arada bizim hukukumuzu çiğneyerek. Bir kısmı, kalanlar da masada. Kandil'i basmak yerine masayı basmak bazen daha tercih edilebilir bir şey olabilir bazıları için."