Bakan Göktaş’ın çıkışıyla yeniden gündeme gelen süresiz nafaka uygulamasının kadınları korumadığı, nafaka ödeyip ikinci defa evlilik yapan erkeklerin yeni yuvasında evlendiği kadınla ağır dramlar yaşadığı belirtiliyor.

[Süresiz nafaka feryatları artıyor: Ödeyemedi, hapse girdi, bebeğini kaybetti!]
GİRİŞ 10.08.2023 10:11GÜNCELLEME 10.08.2023 10:12

Daha önce üst limiti 1 yıl olarak uygulanan ancak 1988 yılından bu yana süresiz kılınan, boşanan çiftler arasındaki nafaka uygulaması tartışma konusu olmaya devam ediyor. Süresiz nafaka ile bir gün bile evli kalan çiftlerin boşanması durumunda büyük oranda erkekler, boşandığı kadına ölene kadar nafaka ödemek zorunda kalıyor. Her yıl miktarı mahkeme kararıyla artırılan nafaka ödemeleri dolayısıyla mâli yük altına girenler, ödeyememe durumunca cezaevine giriyor.

[Bakan Göktaş'tan süresiz nafaka açıklaması] Bakan Göktaş'tan süresiz nafaka açıklaması

Boşanan çiftlerin birbirinden kopmamasını sağlayıp tartışmaları da beraberinde getiren müebbet nafaka uygulamasında, ‘evlilik durumunda nafaka kesilir’ hükmü bulunduğu için boşanmış birçok kadının bu sebeple yeni yuva kurmadığı veya ilişki yaşayıp resmi nikah kıymadığı yönünde şikayetler yer alıyor.

‘Süresiz nafaka kadınları korumak için var’ argümanını ise, uygulamanın gerçek manada mağduru olan kadınlar çürütüyor. Bunun en büyük örneğini, İstanbul’da yaşayan Cengiz Dinçer ve eşi oluşturuyor.

NAFAKA YÜZÜNDEN HAPSE GİRDİ, BEBEĞİNİ KAYBETTİ

Aynı zamanda Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneğinin başkanlığının yürüten Cengiz Dinçer, 13 yıldır büyük zorluklarla nafaka ödemek zorunda kaldığını, yeni evlendiği eşi hamileyken eski eşine nafaka ödeyemediği gerekçesiyle cezaevine atıldığını ve bu süreçte bebeğinin hayatını kaybettiğini anlatıyor.

Süresiz nafakayı “zulüm” olarak değerlendiren Cengiz Dinçer, eşiyle birlikte yaşadığı travma dolu günleri anlattı konuşmasında şunları söylüyor:

“2010 yılında boşandığım eski eşine 13 yıldır nafaka ödüyorum. Ne kadar süreceğine dair yasal bir sınırlama yok. En büyük tepkimiz nafakanın süresiz olması ve bununla ilgili bir sınırlama getirilmemiş olmasıdır. Tekrar bir evlilik yaptım ve bu evliliğim de sarsıntı içerisinde. 2018 yılında ikinci eşim hamileyken nafakayı ödeyememekten dolayı hapse girdim ve bebeğimi kaybettim. Nafaka hapsi bu zulmün devamıdır. Nafakadan dolayı 4 defa hüküm giydim, 2 defa eşimden dostumdan borç alarak ödemeye çalıştım.”

[Nafakada sistem değişiyor! İşte en çok konuşulan formül] Nafakada sistem değişiyor! İşte en çok konuşulan formül

SADECE MEZARDA BİTİYOR

Cengiz Dinçer, “İş garantim yok. Yaş ilerledikçe iş bulma imkanı da yok. Birçok işyeri 35 yaşından sonra personel almıyor ama ne hikmetse kendi öz çocuğuma 18 yaşına kadar ödüyorken, eski eşime hala nafaka ödemekle yükümlüyüm. İki seçenek sunuluyor; ya ben öleceğim ya kadın ölecek. Devlet başka alternatif sunmuyor.” ifadelerini kullanıyor.

Nafakaya belirli bir süre getirilmesi gerektiğinin altını çizen Dinçer, Aile Bakanı Göktaş’tan umutlu olduklarını söylüyor. Dinçer’in sözleri şöyle:

“Diyoruz ki; nafaka süreli olmalı en fazla bir yıl olmalı bu süre içerisinde de kadına yoksulluktan kurtulacak destekler verilmeli, buna karşı değiliz. ‘Nafaka tamamen kalksın’ demiyoruz ama kadına ömür boyu nafaka bağlanması ne insanlığa ne vicdana yakışır. Umarım yeni Aile Bakanı bunu söylemde bırakmaz bu konuda yasal süreci hızlandırırlar, mecliste bu yasa çıkar ve bir an önce bu süresiz nafaka zulmü biter.”

HEM ERKEĞİ HEM KADINI MAĞDUR ETMEYECEK ÇÖZÜM ŞART

Doğruhaber gazetesinin manşetinde yer alan haberde beyanı bulunan Türkiye Söz Konusu Aile Birliği Derneği Başkanı Serkan Gürsoy ise, “Kadının ekonomik durumu iyi olsa bile mesela kadının ekonomik durumu çok iyi ve erkek engelli, çalışmıyor ya da ekonomik koşulları para vermeye elverişli değil ama bunlara rağmen TMK 175'inci maddede cinsiyet ayrımı olmamasına rağmen algı mühendisliği sayesinde erkeklerden kadınlara süresiz nafaka bağlanıyor. Bu durum anayasamızın eşitlik ilkesine aykırıdır. Devletin tarafsız ve adil olması gerekiyor. Hem erkeği hem de kadını mağdur etmeyecek adil ve hakkaniyetli bir çözüm ortaya konulması gerekiyor.” görüşünü paylaşıyor.

Yorumlar 0 Yorum Var