CHP, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim yenilgilerinin ardından başlayan "değişim" taleplerinin gölgesinde kurultaya gidiyor.
Adaylık için adı geçen isimlerden biri olan Özgür Özel basın toplantısı düzenliyor.
Özel'in açıklamalarından satır başları:
Bugün dinleyeceğiniz 28 Mayıs sabahı Manisa’da, Balıkesir’de, Mersin’de, İstanbul’da, Malatya’da, Şanlıurfa’da, İzmir’de, Ankara’da, Adana’da, Edirne’de, 81 ilde uyanıp da o gün bugündür huzurlu bir uyku uyuyamayanların hikayesidir. Artık korkmaya gerek olmadığını, çünkü korkulanın olduğunu bilenlerin hikayesidir. Bu bir yolculuğun hikayesidir. Sonu nedir diye düşünmeden yola çıkanların bundan sonra bana ne olur acaba diye endişe etmeyenlerin ifadesidir. Seni bu karara ne itti, hangi gruplar diye soranlara, babamın, benim ve kızımın arkadaş grupları diye cevap verenlerin hikayesidir.
KILIÇDAROĞLU VE PARTİ YÖNETİMİNE TEPKİ
Parti yönetimi yenilginin nedenlerini araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Parti içi iktidarı korumaya odaklandı. Partimizin yönetimi yenilginin sorumluluğunu üstlenmedi.
Parti yönetimi durumu onarmaya yönelik adımlar atmak yerine bu kırılmayı görmezden gelmeyi tercih etti
39 vekilimizin başka partilere verilmesi büyük yaralar açtı.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kayıt dışı siyasete teslim olmasını asla kabul etmiyoruz. CHP, tüm kurul ve organlarıyla diri, canlı ve güçlü olmak zorundadır. Partimizde karar alma ve aday belirleme süreçleri neredeyse tamamen merkezileşmiş, üye ve örgüt yapısının sağlıksız olduğu iddia edilerek ön seçim terk edilmiş, parti kararları büyük ölçüde atanmış danışmanlarla belirlenmektedir.
Geçmişte istisnai örnekler hariç örgütlerin görev alınması hiç görülmemişken bazı illerde kongre delegesine etki edecek büyüklükte ilçelerde kongre yapılmasının engellenmesi her şeyden önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iyi yönetilmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Üyelerin genel başkanı doğrudan seçmeleri dahil tüm sürece katılmaları sağlanacaktır. Genel Merkez yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ve meclis üyeleri için üç dönem sınırı getirilecektir. MYK üyelerinin 2/3'ü PM üyeleri arasından doğrudan seçilecek, Genel Başkan tarafından seçilen 1/3'lük kısım ise PM'den güvenoyu alacaktır.
Bu çağrım tüm değişim ve yenilenmeyi birlikte yapmaya yöneliktir. CHP'yi değiştirip kendimizi iktidar adayı olarak konumlandırmak mecburiyetindeyiz. Sağlam bir özeleştiri yapmazsak CHP başta olmak üzere tüm siyasi muhalefet seçmenin gözünde önemsizleşecektir. Partinin bulacağı taze kan ve yeni söylemin yaratacağı heyecan yerel seçimin itici gücüne dönüşmelidir.
Tarihsel bir kararın eşiğindeyiz. Seçimin kaybedildiğini kabul etmeyen bir siyasetsizliğin parçası mı olacağız yoksa örgütümüzü siyasetin öznesi yapacak bir değişimle Türkiye'ye umut mu olacağız? Seçmendeki duygusal kopuşu görmezden mi geleceğiz yoksa onu dinleyen, anlayan ve yeniden ona umut olan bir değişimin öncülüğünü mü yapacağız? CHP'deki değişim ülkenin değişimi için önkoşuldur. İşte bizim hikayemiz de tam burada başlamaktadır.
