Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı hakkında kendisine ait sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı ve üyeleri için kullandığı ifadeler nedeniyle 6 aydan 4 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi.

Altaylı’ya ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret’ suçlaması yöneltildi.

FETVAYI ÇARPITMIŞTI

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun sitesinde İslam’ın koruyucu ailelik ile ilgili hükümlerin hatırlatıldığı ifadeleri diline dolayan Fatih Altaylı, 17 Şubat 2023 tarihli paylaşımında çirkin sözler sarf etmişti. Altaylı, şahsi X (Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda “Yahu siz gerçekten sapıksınız anladık da diyanet gibi bir kurumda ne işiniz var. Sapıklar. Gidin p.rno sektörüne girin. Atatürk’ün millete doğru düzgün din bilgisi verilsin diye kurduğu kurumu sapık muhayyileniz ile kirletmeyin” demişti.

Diyanet’in fetvasında, “Koruyucu aile olmak elbette son derece değerli ve güzel bir davranıştır. Bununla birlikte İslam, her çocuğun mümkün mertebe kendi öz ailesiyle bağlarının korunmasını ve ailesine nispet edilmesini emreder, anne babası dışında bir kimsenin, her açıdan çocuğu olarak görülmesini doğru bulmaz. (Ahzab Suresi, 33/4) Nitekim bir çocuğun gerçek ailesi ile arasında var olan kan bağıyla ortaya çıkan birçok hukuki sonuç, koruyucu aile ve evlatlık ilişkisinde oluşmaz. Koruyucu aile olunan bir çocuğun bu aile bireylerine mahrem olmaması da bu hükümlerden biridir. Bu konuda İslam alimleri görüş birliği içerisindedir. Kaldı ki hiç kimsenin, himayesine aldığı çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesmeye, ona öz ana babasını unutturmaya hakkı da yoktur.” denilmişti.

Açıklamada, “Yetimlerin bakımını üstlenenlerin, ihtiyaçlarını karşılayanların ahirette kendisine yakın komşu olacağının” müjdelendiği Peygamber Efendimiz’in hadis-i şerifine de yer verilmişti. Ancak bazı çevreler bu fetvayı “Evlat edinilen çocukla evlenilebileceğine izin” şeklinde çarpıtarak kara propaganda başlatmıştı.

 

28 ŞUBAT'TAN BERİ AYNI TIYNET

İslami duyarlılığa sahip kesimlere yönelik cadı avı başlatılan 28 Şubat postmodern darbe sürecinde aktif rol üstlenen Fatih Altaylı, haddi aşan söylemleriyle gündeme gelmişti.

1999 yılında Radyo D'de yaptığı Bab-ı Ali Yokuşu isimli programda gazete haberlerini okuyan Fatih Altaylı, Hürriyet gazetesinin manşetini okuduğu sırada Marmara Üniversitesi önünde eylem yapan başörtülü öğrencilerle ilgili, "Bir kadın var orada (Hürriyet gazetesinin manşetinde yer alan başörtülü öğrenciyi kastederek) kadın olduğunu da hiç zannetmiyorum. Bu büyük ihtimalle bir fahişe. Bir pankart açmış, öğrenci değil o, buraya getirilmiş bir fahişe. Üniversite önünde eylem yapanların arasında bakıyorum da öğrenci yoktur. Belki bir iki tane. Bunlar kevaşe kevaşe....'' demişti..

Aynı Fatih Altaylı, 3 Mart 1997 tarihindeki "Yeni vatandaşlık görevim" başlıklı yazısında yine başörtülü kadınları kast ederek "Kendime yeni bir iş buldum. Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip edeceğim. Yok yok, savcılıkta da takip edeceğim. Hırsız yakalatmak iyi de, bu kanun tanımayanları yakalatmak mı kötü?" ifadelerini kullanmıştı.

Yorumlar 0 Yorum Var