Altun, Gazze’deki trajedi bağlamında dezenformasyonun, artık çok üst seviyedeki devlet yetkilileri eliyle hatta devlet başkanları eliyle sorumsuzca üretilip yayıldığına dikkati çekerek, "Dezenformasyon kampanyalarıyla Gazze’de oldubittiye getirilmek istenen kırım ve katliamlar, gerek Orta Doğu gerekse Doğu Akdeniz’le ilgili karanlık planlara sahip aktörlerin elinde dış politika kozuna dönüştürülmeye çalışılmak istenmektedir. Zira biliyorlar ki dezenformasyon sorunu bugün toplumların, kurumların ve bireylerin güvenilir bilgiye ulaşma ve doğru kararlar alma yeteneklerini ciddi şekilde etkilemekte, umutsuzluğu, belirsizliği ve kaos duygusunu beraberinde getirmektedir. Bu da eylemin, direnişin önünde engel olmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Yakın tarihin, iletişim ve medya alanındaki çarpıtmalar sayesinde oluşan kamuoyu algısının, bir devletin bir başka devleti işgal etmesi için dahi meşruiyet temin ettiğini gösterdiğini belirten Altun, 2003’ün başlarında Irak’ın kimyasal silahlara sahip olduğu yönündeki yanıltıcı bilgilerin, kamuoyunun ikna edilmesiyle Amerikan işgaline zemin hazırladığını anımsattı.

Altun, şimdilerde ise İsrail tarafından Gazze ile ilgili olarak tıpkı buna benzer bir sürecin yönetilmek istendiğine dikkati çekerek, şunları dile getirdi:

"'Hamas tarafından 40 bebeğin kafası kesildi' ya da 'Filistinliler, bir kadının karnını deşti' gibi akıl almaz yalanlarla dolu dezenformasyon kampanyalarını hepimiz bu süreçte gördük.

Bu kampanyalar, işgali, sömürüyü, katliamı meşrulaştırmak için yapılan girişimlerdi. Allah'a hamdolsun, arkadaşlarımızın gayretleriyle bu dezenformasyonları da anında yalanladık ve uluslararası medyada ifşa edebildik.

Uluslararası medyada ifşa ettikten sonra nihayetinde bu, İsrail üzerinde baskı oluşturdu fakat İsrail, bütün bunlara rağmen aymaz şekilde ve maalesef Batı'nın da desteğiyle katliamlarına devam etmektedir.

Bunların tümü, esas itibarıyla İsrail’in okul, hastane, sivil yerleşim bölgeleri gibi alanlarda gerçekleştireceği saldırılar için önceden planlanmış iletişim stratejisi dahilinde öne sürülmüş sahte içeriklerdir ki biz, bunların sahte olduğunu, dezenformasyon olduğunu tüm dünya kamuoyunun dikkatine sunmaya devam edeceğiz."

Yorumlar 0 Yorum Var