Biliyorsunuz İsveç'in ve Finlandiya'nın üyeliği NATO'nun gündemine, bizim de gündemimize dolayısıyla 2022 yılında girdi. 2022 yılında Haziran'da Madrid'de yapılacak NATO zirvesinden önce, bu konu ortaklar arasında dolaştırılmaya başlandı. Öncesinde sessiz bir gayriresmi mutabakat, daha sonra zirvede sonuçlandırma yönünde bir usul izleniyor bu tür platformalarda.
Tabi bu bize getirildiği zaman, o dönem cumhurbaşkanımız bu konuyu ilgili arkadaşlarımızla istişare ettiler. Kendilerinin de bir vizyonu var. Tabii bunun geçmişe dönük baktığımız zaman NATO'nun genişleme süreçleri var. Özellikle soğuk savaşından sonra en büyük genişleme sürecini 2004'te yaşadı. O dönem baltık ülkeleri bir kısım balkan ülkeleri tamamıyla NATO'nun içine girdi. Daha sonra 2009'da olan süreç var. Hırvatistan'ın da içinde bulunduğu... Ondan sonra 2017'de Karadağ'ı görüyoruz. 2020'de Makedonya'yı görüyoruz.
Bu süreçte tabi Türkiye sorumlu bir ortak perspektifiyle her türlü desteği verdi. Fakat İsveç ve Finlandiya denkleme girdiği zaman burada bir aşalamandırmayla girme ihtiyacı hissettik. Özellikle Türkiye'nin hem NATO'dan hem de bazı NATO ülkeleriyle güvenlik açısında bazı stratejik sorunları olması, bunu bizim müzakere etmemiz ve madem konuş İsveç ve Finlandiya'nın katılımıyla NATO'nun güçlendirilmesi etki alanı yayılması ise o zaman NATO'nun 1952'den beri üye olan ülkesinin güvenlik endişelerinin de özellikle NATO'dan kaynaklanan ve NATO üyesi ülkelerinde içinde bulunduğu bazı sorunlar yumağının bir şekilde gündemden çıkması gerekiyordu ve müzakere edilmesi gerekiyordu.