Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç partisi CHP tarafından önümüzdeki seçimlerde tekrardan aday gösterilmedi. Genç, "seçimi kaybetme riskimiz var" diyerek Sarıyer'de bağımsız adaylığını açıklamıştı. Şükrü Genç süreci ve sonrasında olanları Haber 7 muhabiri Yavuz Selvi'ye açıkladı.  Genç, "Son ana kadar ismim telaffuz edilirken, aşılamayan ne oldu?" diye sordu.

"İNSANLARDAN DEVAM ETMELİYİZ SİNYALİNİ ALDIK"

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç şunları söyledi:
Şimdi ilk basın toplantısından sonra seninle röportaj yaptığımızda "endişelerim var" başlığıyla birtakım endişelerden söz etmiştim. Bunların en önemlisi de seçimi kaybetme riski. Ve de Sarıyer'de on beş yılın birikintisi var. Emekler var. Bunun böyle bir süreç sonrasında durup dururken, çünkü seçimleri  alma olasılığı çok fazlayken, yeni bir adayla yola çıkmanın getirdiği risk, seçimi kaybetme riski. Böyle bir süreci niye yapıyorlar? Bunun sebebi nedir? Yeniden gözden geçirilmesi ve umudum var deyip sizle beraber o sohbeti yapmıştık. Şimdi o süreç ne oldu?

Biz mahallelerde her yerde herkesle sokaktaki insanla, sivil toplum kuruluşlarıyla, mahalle insanlarıyla, akademisyenlerle, öğrencilerle, çocuklarla toplantılar ve görüşmeler yaptım. . Şu süreci çok net sordum ben onlara. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Ben partime tekrar bu kararın gözden geçirilmesi doğru bir atama veya doğru bir görevlendirme olmadığını özellikle anlattım. Ve o konuda da hiçbir şekilde en ufak bir kırıcı, işte hırs, kızgınlık yapmadan bu süreci çok doğru yönetmemiz gerektiğini de söyledim. Ve de onların görüşlerini aldım. Çünkü herkes Sarıyerli bizim her bir süreçte neyi nasıl değerlendirdiğimize bakıyor. Veya neyi nasıl yaptığımıza bakıyorlar. Ve onlara böyle bir şeyi sormam çok normal. Ve sonrasında insanlardan şu tepkiyi aldık biz. Hep devam etmeliyiz. Ve bu yukarıya bir mesajdı aslında. Yani kamuoyunun böyle bir beklentisi var. Devam etmeliyiz. Yani onun biraz daha ilerisi başkanım bizi bırakma. 

"ÖZGÜR ÖZEL 'DANIŞMANLIK YAPIN' DEDİ"

Şimdi sonrasında biz bu durumu tekrar bir ayın 18'inin gecesine kadar biz değerlendirme istemiştik ve ayın 19'u akşamüstü saat 16:00'da tekrar bir basın toplantısıyla halkımıza bu durumu açıklayacağız. İşte genelde alandan gelen talepler bunlardır. Bunları göz önünde bulundurarak ben size tekrar şunu sormak istiyorum. Bu konuda şu ana kadar bir değerlendirme gelmedi. Herhangi bir durum söz konusu olmadı. Bu durumda ne yapalım diye soracağım. Ve saat tam dörde çok kısa bir süre kala Sayın Genel Başkanım aradı ve dedi ki, "başkanım biz sizi partide farklı şekilde değerlendirelim. İşte Yılmaz Büyükerşen aynı şekilde görevlendirdik. Bize danışmanlık yapın, abilik yapın, her yerde işte." Dedim, 'vallahi benim derdim burada herhangi bir koltuk almak değil . Ben burada görevi bitirdiğimde özellikle de bir paye alarak herhangi bir şekilde bir koltuk verilerek devam ettirmek gibi değil. Zaten onu alanda doğrudan bir partili olarak bir üye olarak da devam ettiririm. Burada benim telaşım, endişem ya bir seçimi kaybedin ısrarla.' Dedi ki,  "Bu kadar net mi? Bu kadar net" dedim. Biz seçimi kaybediyoruz. Ve orada şöyle de  bir şey gündeme geldi. Yani siz olmamanız halinde değerlendirelim. Orada bir başka arkadaşın adaylığı söz konusu olabilir mi orada? Vallahi  bu mevcut arkadaşla bu işin olmayacağı çok net ama aynı şekilde biriyle olmasının mümkün olamayacağını söyledim. Ve ondan sonra dediler ki biz o zaman bir durum değerlendirmesi yapalım. Çalışalım bu akşam. Yarın öğlene kadar size haber verelim.

"GENEL BAŞKAN 'AŞAMADIK' DEDİ NEYİ AŞAMADI MERAK EDİYORUM"

Salı günü grup toplantısı vardı. O saate kadar aranmadım ve ben tekrar aradığımda "grup toplantısından sonra aramayı düşünüyordum başkanım" dedi. Ve ben "tamam" dedim. Yani o arada ben kendisiyle görüştükten sonra Ekrem Başkanı aradım. Ekrem Başkan, bana mesaj atmış öncesinde ve ben döndüm, konuştuk ve aynı şeyi onu anlattım. Böyle bir değerlendirme yapılacağını ve bu konunun çok hassasiyetinin çok önemli olduğunu ve lütfen bu işi toparlayalım. Çünkü alanda bir risk var. Bu risk seçimin Sarıyer'de kaybedilmesi halinde büyükşehiri de bir risk teşkil edecektir düşüncesiyle bunları söyledim.  "Tamam  biz birlikte görüşürüz zaten" dedi. Ertesi gün işte o saate kadar gelmeyince ben saat 13.00 itibariyle çıktım. Son kararı açıkladım. Ve ben tekrar sordum. Durum budur. Ne yapalım? "Devam" şeklinde ve özellikle de yani orada halk adayını belirlemiş oldu.

 Kısacası burada serzenişimi kırgınlığımı söyleyeyim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kriterlerinin aday belirleme kriterlerinin ne olduğu bilinerek yapılamayan aday veya yanlış yapılan aday halkımıza bana göre doğru bir kanala getirildi. Ben ister miyim bu kadar yıl partime emek vermişim ve Cumhuriyet Halk Partisi belediye başkanı olarak bu kadar Sarıyer'de çok önemli işler yapılmış. Her türlü  sosyal belediyecilik anlamında da ve sadece Sarıyer'de de değil Türkiye'nin her yerinde özellikle depremler, yangınlar, sel felaketleri ve özellikle de pandemi döneminde hemen hemen Türkiye'nin her yerinden nereden talep geldiyse hepsine yardımcı olduk. 

Tüm bunları göz önünde bulundurduğumda geriye bir soru kalıyor. Sayın Genel Başkanımın sorduğu yani söylediği o maalesef süreci aşamadık. Sözüne ben de ısrarla herkesin önünde ben dedim merak ediyorum. Sayın genel başkanımızın kendi birlikte çalışma grubunun aşamadığı nedir? Hayır. Ben hala bekliyorum. Ben şimdi izliyorum. Takip ediyorum. "Biz Şükrü Başkan'ı ikna edemedik". Söz cevap değil. Aşılamayan nedir? Çok merak ediyorum ve bunu sokaktaki insan da merak ediyorum. Başarı yüzdesi bu kadar yüksek ve de yatırım alanlarıyla beraber çok ciddi bir sürece gelmiş. 

"ANKETLER NEREDE?"

Sarıyer'in bu kadar gerçekten her bir şey  biz okullarda olsun, kreşlerde 800 çocuğumuz var. Altmışa yakın marka yapmış Sarıyer Belediyesi. Her bir alanda cevaplanamayan soru yok. Çok önemli işte içinde bulunduğumuz belediye binası çok önemli. Uluslararası özellikleri taşıyor normlarda. Peki bu nedir bunun sebebi? Anlaşılamayan daha doğru aşılamayan nedir? Bu binadan mı bir problem vardı, aşılamadı? Kültür merkezleri hep mi azdı? Sokaklarda yapılamayanlar mı vardı? Çünkü en başında söylenen çok net bir şey vardır. Biz halihazırda belediye başkanı olan arkadaşlarıma, halkımıza soracağız. Anketler yapacağız ve bu anketlerin karşılığında halkın memnuniyetini gördüğümüz arkadaşlarla devam ettireceğiz. Hemen. Hiç beklemeden. E nerede? E ben biliyorum ki anketler çok yüksek. Ve hatta tereddütlerim oldu. Ben biliyorum çünkü alandan biliyorum. Diğer partilerin yaptırdığı bizle ilgili, alanla ilgili yaptırdığı alan çalışmaları, anketlerin cevap karşılığını biliyorum. Bunlar defalarca, televizyonlarda tartışma konusu oldu. Tüm bunlara rağmen böyle bir görev verilememesinin veya aday yapılamamasının sebebinin ne oldu? Yapılamamasını diyorum, dikkat ederseniz o zaman yapılamadık. Yapmak istediler. Ekrem Başkan, Özgür Başkan yapmak istediler. Ama yapamadılar.

"SARIYER KAYBEDİLİRSE İSTANBUL KAYBEDİLİR DÜŞÜNCESİYLE HAREKET ETTİM"

Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel gerçekten isteseydi sizi yeniden aday yapamazlar mıydı sorusuna ise,

Onu ben bilemem. O varsayım. Ben varsayım üstünde durmak yerine özellikle çünkü baştan belirtildi. İstanbul'da Ekrem Başkan'ın bu konudaki çalışmaları göz önünde bulundurulacak diye. Ve Ankara'da da işte hem MYK olsun, hem parti meclisi olsun son kararlar da oradan çıkıyor. Ama bana son güne kadar, son ana kadar hep ismim telaffuz edilmişken, çünkü çok değerli dostlarımız, Sarıyer'i çok iyi bilen, Sarıyer'de yaşayan insanlarımızın da uyarılarıyla. Aman yanlış şey yapılmasın, yapılması halinde Sarıyer'de seçim kaybedilir. Beraberinde de İstanbul'da riske girer, denilmesine rağmen böyle bir şeyi ben bilemiyorum. Yani o taraf net bilemediğim için  bir şey söyleyemiyorum ama hep onun merakında olacağım, hep onun ve araştırmasında olacağım. Aşılamayan neydi?

KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEDİĞİ İÇİN Mİ ADAY GÖSTERİLMEDİ?

"Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğim için bir soğukluk hissettim" beyanınız vardı. Ondan dolayı mı aday gösterilmediniz?

Ya şimdi bu burası bir siyasi parti. Siyasi partilerde organlar var. Ve bu organlar görevlendirilen seçilen insanlar var. Gelirler giderler. Yani ben rahmetli Deniz Baykal döneminde başladım. Deniz Baykal ve Önder Sav o dönemdeki diğer parti yöneticileriyle beraber önce MYK'da alınıp sonra parti meclisinde oylanarak geldim buraya Şimdi ama herkes değişiyor, değişecek.  E şimdi böyle bir durumda o zaman buradan beklenen neydi? Kurultaydan beklenen neydi? Gelen nereye geldi? Yani şimdi bu doğru bir davranış mı? Doğru bir davranış değil. Ama bu bana çok net bir şekilde siz "Kemal Bey'le beraber oldunuz. Bize göre yanlıştır doğru bir yol değildi. Bizle beraber yürüdüğümüz arkadaşlarla bu işi oluşturuyoruz" denilmesi gerekirdi o zaman. 

Anket yapılmasına da gerek yok. Hiç gerek yoktu. O zaman kamuoyuna ne söyleyeceksin? Halkımıza ne söyleyeceksin? Cumhuriyet Halk Partililere ne söyleyeceksiniz? Bu çok önemli. Cumhuriyet Halk Partililer şunu bekliyorlar. Parti benim için çok değerlidir.  Altı tane oku vardır. Bu okun her birinin önemi çok büyüktür. Ve de bu parti özellikle hak, hukuk ve de adalet için çok büyük sınavlar vermiştir. Tüm bu sınavlar karşısında bize bu hakkımızı, hukukumuz beklentisi içindeyiz demez mi? Der. O zaman böyle bir şey, her şeye rağmen yapıldıysa anket sonuçlarına halkın memnuniyetine göre değerlendirme özellikle de öne konulmuşsa şart olarak bu yapılmamışsa kendi arkadaşını veya ne olursa görevlendirme yapmışsanız, böyle şey olur mu? 

Yorumlar 0 Yorum Var