Filistin'in başkenti Kudüs'te işgalci İsrail polisi tarafından şehit edilen Hasan Saklanan’ın naaşının akıbeti hala bilinmiyor.
Haber7 konuyla ilgili Şanlıurfa Haliliye ilçesine bağlı bulunan Kepez kırsal mahallesinde imamlık yapan Hasan Saklanan’ın yakınlarına ulaştı. 4 çocuk babası Hasan Saklanan’ın yakınlarından Aziz Yaka, şehidin naaşının Türkiye’ye getirilmesi talebinde bulunurken devletin yetkili mercilerinin konuyla ilgili sessizliğini sürdürdüğünü söyledi.
CENAZE HALA TÜRKİYE'YE TESLİM EDİLMEDİ
Hasan Saklanan'ın cenazesinin Türkiye'ye getirilmesini isteyen Aziz Yaka, “Cenaze hala teslim edilmedi. Hasan ile ilgili olumlu gelişme ve haber yok açıkçası. Biz de müftülükle, milletvekilleriyle, İçişleri Bakanlığı ile irtibat halindeyiz. Herhangi olumlu bir sonuç yok. Bugün akşamüstü müftülüğü aradım, hala bir gelişme olmadığını söyledi kendileri." dedi.
“DEVLETİN EN ÜST DÜZEYİ HALA AÇIKLAMA YAPMADI”
Şehidin naaşının hala akıbetinin bilinmezliğini korurken devletin yetkili mercilerinden de tatmin edici bir cevap gelmediğini belirten Aziz Yaka, “Devletin en üst düzeyi de herhangi bir açıklama yapmadı. Bize ‘Uğraşıyoruz’ dediler. Hamas lideri Haniye de bizi arayıp gerekirse takas yapabileceklerini söyledi. Aslında bu Türkiye’nin meselesi ama bu konuda bahsi dahi açılmadı. Hiçbir şekilde açıklama yapılmadı. Biz de hala bekliyoruz.” diye konuştu.
HASAN HOCA DAHA ÖNCE 3 KERE GİTMEYE ÇALIŞTI
"Benim hayatımdaki en değerli dostum, kardeşimdi kendisi. Ben de kendisi için öyleydim. Gidişi benim için hayatımda doldurulmayacak bir boşluk oluşturdu." diye konuşan Aziz Yaka, Hasan Saklanan'ın daha önce gitmek için üç girişimde bulunduğunu ve dördüncüsünde gitmeyi başardığını söyledi.
İLK GİRİŞİMİNDE ÜRDÜN'E BİLET ALDI
Yaka, Şehit Saklanan'ın Ocak ayından beri gitmeye çalıştığını belirterek şu ifadelerde bulundu:
"Kendisi imamlık yapıyordu köyde. Beraber müftülüğe gitmiştik. Bana aylar öncesinden bana ısrarla gidelim diye söylüyordu. Hatta Ürdün’e bilet kestik. Çarşıda alışverişimizi yaptık, elbise ve sırt çantası aldık.
Ocak ayının sonuna doğru müftülüğe gittik, 3 aylık izin isteyecekti. Şöyle bir niyeti vardı; ‘Buradan Ürdün’e gidip Filistin’e giriş yapabilirsem zaten geri gelmiş değilim. Oradan bir yolunu bulamazsam geri döner görevime devam ederim. Ondan sonra fırsatını bulursam tekrar giderim.’
Müftülüğe gittik, müftünün bizzat kendisiyle görüştük. Müftü bey, ücretsiz izne ayrılmasını istemedi. Konuyu bilmiyordu, gideceğinden de haberi yoktu. Memuriyette ücretsiz izne çıkma hakkı vardı zaten. Ancak kısmet olmadı. Müftü bey, dolaylı yollardan izin vermedi. Bileti de iptal oldu. Bu gitmek için ilk girişimi oldu."