Altun, tüm bu dezenformasyon yağmuruna rağmen "ulusal ve uluslararası alanda hakikatin sesi kısılmasın" diye mücadele verdiklerini ve umutlarını kaybetmediklerini, büyüttüklerini vurgulayarak, Batı üniversitelerindeki İsrail zulmüne direnen öğrencilerin, Filistin'i tanıdığını ilan eden ülkelerin bu umudun diri olduğunun somut nişanesi olduğunu söyledi.
İsrail'in, Gazze'de 230 gündür işlediği suçları örtmek için dezenformasyonu bir silah olarak kullandığının altını çizen Altun, "45 bin çocuk, kadın, yaşlıyı katleden İsrail, dezenformasyon bombardımanıyla hakikati de katletmeye çalıştı. Lakin biz İsrail'in dezenformasyon politikasına, stratejisine karşı çok güçlü bir şekilde mücadele verdik, vermeye devam ediyoruz. Ve gün sonunda gür sedası galip geliyor ve gelecek. Bütün baskılara rağmen üniversitelerde İsrail'in soykırımına yönelik tepkiler devam ediyor. Diğer taraftan istilacı ve işgalci kimliğinin yanına soykırım gibi büyük bir utancı da ekleyen İsrail'e, İsrail'i destekleyen uluslararası Batılı sisteme, devletlere rağmen İspanya, Norveç ve İrlanda, Filistin devletini tanıdığını ilan ediyor. Bu gelişmeler tüm baskı ve yıldırma girişimlerine rağmen dezenformasyonla mücadeleyi sonuna kadar kararlılıkla sürdürmemiz gerektiğini bize apaçık göstermektedir." diye konuştu.
Altun, "Dezenformasyon, demokratik sistemlerin korunması için de mücadele edilmesi gereken, küresel bir sorundur. Eğer dezenformasyonun hakim olduğu bir medya ve siyaset düzeni varsa orada ayrımcılık, nefret söylemi vardır. Orada sivil toplumun parçalandığını, siyasal rekabetin yerini ideolojik düşmanlıkların aldığını, linç kültürünün yaygınlaştığını ve bireylerarası, toplumlararası ilişkilerde güven erozyonu yaşandığını görürsünüz. Bütün bu nedenlerle dezenformasyonun ne olduğunu bilmeli, tanımalı ve onunla mücadele etmeliyiz." ifadelerini kullandı.