Önce Gazze'ye soykırım düzenlendi...
Dünya sessiz kalınca, rota Lübnan'a çevrildi...
Yeni bir savaşın eşiğinde miyiz?
İsrail'deki siyonist akıla dur diyen olacak mı?
Bu haklı sorular, Orta Doğu'da topyekün savaş endişelerinin artmasıyla daha yüksek sesle dillendirilir oldu.

Yaşananları daha iyi anlayabilmek için önce Lübnan'daki siyasi ve askeri yapıyı iyi bilmemiz gerekiyor.
Hizbullah, "Allahın partisi" anlamına gelen, faaliyet alanı Lübnan olan, İran destekli Şii İslamcı bir siyasi parti ve silahlı örgüt.
1992'den bu yana örgütün liderliğini Hasan Nasrallah üstlenmiş durumda.

İdeolojik kökenleri 60'lara, 70'lere uzanıyor.
Fakat etkin olmaya başladığı yıllar 80'ler.
1982 yılında İsrail, Filistinlilerin direnişini bahane ederek Lübnan'ı işgal etti.

Ülkenin güneyinde yaşayan şii toplumu güçsüz kalmıştı.
İslami Emel Örgütü, şiileri korumak amacıyla harekete geçti.
Bekaa Vadisinde İran Devrim Muhafızları'ndan askeri ve örgütsel destek alındı..
Böylece süreç içerisinde Hizbullah'a dönüşecek İslami Emel Örgütü, İran tarafından hem silah hem de maddi yardımlarla güçlendirilmiş oldu.

Hizbullah, 1983 yılında ABD Büyükelçiliği ve ABD Deniz Piyadesi kışlalarına saldırı düzenledi.
Saldırılar, 258 Amerikan ve 58 Fransız askerinin ölümüyle sonuçlandı.
Batılı barış güçleri Lübnan'dan çekildi.
Tarihler 1985 yılını gösterirken, Hizbullah resmi olarak kurulduğunu ilan etti.

Hizbullah kuruluş ilanında hem ABD hem de Sovyetler Birliği için, "İslamın ana düşmanı" nitelendirmesinde bulundu.
Batılı devletler, İsrail, Körfez ülkeleri ve Arap Birliği tarafından "terör örgütü" olarak tanımlandı.
Bu durum, Lübnanlılar için Hizbullah'ı tehdit gören bir kesimin oluşmasına yol açsa da örgüt, şiiler tarafında popüler olmayı sürdürdü..

Bir taraftan askeri kanadına ağırlık veren örgüt bir taraftan da ülke siyasetinde ağırlık sahibi olmayı başardı.
Sosyal hizmetlerle devlet içinde devletvari bir itibara sahip oldu.
1992 yılında ilk kez ulusal seçimlere katılan Hizbullah başarıya ulaştı.
Hükümet ile girdiği güç mücadelesinde de avantaj elde eden örgüt, ilerleyen süreçte kabinede veto gücüne kavuştu..

İsrail 2000 yılında Lübnan'dan çekildi.
Hizbullah'tan silah bırakılması istendi.
Fakat baskılara direnen örgüt, askeri yapısını güçlendirmeyi sürdürdü.
Kayda değer askeri başarı, 2006 yılında İsrail'e karşı geldi.
Sınır ötesi saldırılarda 8 İsrail askeri öldürüldü, 2 asker rehin alındı.

İsrail Savaş uçakları bu olay sonrası Lübnan'ın Güneyine saldırı başlattı.
Hizbullah 400 roket fırlatarak karşılık verdi.
5 hafta süren gerilimde yaşamını yitiren 1125 Lübnanlıya karşılık, İsrail 119 askerini kaybetti, 45 İsrailli sivil de öldü.
Süreç bir kez daha Hizbullah'ın güçlenmesini sağladı.

Hizbullah'ın ülkedeki askeri varlığı akıllara Lübnan'ın Ordusu yok mu? sorusunu getiriyor elbette.
Lübnan'ın ordusu bulunsa da sınırlı bir güce sahip.
Bunun başlıca nedeni ekonomik açıdan Lübnan'ın yaşadığı zorluklar.
Orduya yeterli kaynak ayrılamıyor.
Lübnan ordusu, yıllardır dış yardımlara bağımlı halde ve bu yardımlar aksadığı ya da kesildiği zaman ordunun mevcudiyeti semboliğe dönüşüyor.

Lübnan ordusunun kısıtlı imkanlara sahip olmasının bir diğer sebebi de ülkedeki iç siyasi bölünmeler.
Farklı dini ve etnik grupların bulunduğu siyasi yapı, ortak hareket etme kabiliyetinin önüne geçiyor.

Başkent Beyrut'u bile hedef alan İsrail saldırıları, Lübnan ordusunu diken üstünde tutuyor bu günlerde.
Çünkü Lübnan, İsrail ile savaşabilecek kadar derin ekonomiye sahip değil.
Bu da ülke savunmasında ana rolü Hizbullah'ın üstlenmesine yol açıyor.
Yine de Hizbullah'ın da topyekün savaşa çekimser baktığını görüyoruz.
Ayrıca kara operasyonuna hazırız mesajı verse de daha yeni istihbari bir mağlubiyet almış örgütün, olası kara operasyonuna yaptığı hazırlık ne kadar sahici, tartışılır..

Hizbullah'ın 150 bin roket ve füzeye sahip olduğu tahmin ediliyor.
Örgüt, cephaneliğinin büyüklüğünü veya sahip olduğu füzelerin türünü bu silahlar kullanılıncaya dek açıklamıyor.
Fakat hava üstünlüğü bulunan İsrail'e karşı dezavantajlı konumdalar.
Her ne kadar konvansiyonel bir ordu ile konvansiyonel olmayan askeri grupların özelliklerini birleştirse de Hizbullah, İsrail uçaklarının Lübnan hava sahasında tamamen faaliyet göstermesini engellemekten çok uzakta.

Savaşa yönelik tek çekince taşıyan taraf Lübnan cephesi değil.
İsrail savaş kabinesinden de “Lübnan’a saldırmanın çok ciddi sonuçları olabilir” diyen bir kesim var.
Bu noktada ABD Başkanı Biden'ın da itiraf ettiği gibi koltuğunu koruma çabasında olan ve aşırı sağ müttefiklerinin sözünden çıkmayan bir Netanyahu yönetiminden bahsedebiliriz.

Diğer taraftan, İsrail, Gazze soykırımında 12. ayına girerken, karadan Hamas'a karşı üstünlük kuramadığı ve tüm askeri imkanlarına rağmen hedefine ulaşamadığı ortada.
Yoğun hava bombardımanıyla caydırıcılık hedefleyen İsrail'in yine amacına ulaşması, yani hizbullah'ın komuta kademesini yoketmesi mümkün gözükmüyor.
Stratejik plan eksikliğiyle Gazze'de istediğini elde edemeyen ve dünya sahnesinde itibar kaybına uğrayan İsrail'in, Lübnan'a saldırılarını devam ettirmesi durumunda yine başarılı olamayacağı daha gerçekçi bir olasılık.

Bu nedenle de Netanyahu muhalifleri, İsrail iç cephesinde yüzlerce kişinin hayatının tehlikeye atılmasından endişe ediyor.
Ortak görüş Bu, savaşın İsrail'e orta ve uzun vadede ağır ekonomik bedele ve sivil kayıplara mal olacak stratejik bir hata olduğu yönünde.

Yorumlar 20 Yorum Var
  • Alperen 25.09.2024 19:09
    Lübnandaki bu yapı, Bekir Bozdoğan ın ifadesi ile hizbüşşeytan terör örgütüdür. Katil esedin tetikçiliğini ve iranın itliğini yapan bu örgüt suriyede sırf sünni oldukları için binlerce masum kadın, çocuk ve yaşlı müslümanı katletti milyonlarcasını yerinden göç ettirdi. Suriyenin kuzeyinde iranın emriyle Türk askerine kurşun sıkan bu yapı israilin kullandığı bir taşerondur.
  • Ssb 25.09.2024 18:33
    Hizbullah bitti belini doğrulatmaz artık. İçten çökerttiler. Herhangi bir savaşta en yakın arkadaşınız hain çıkabilir. Bu şüpheyle savaşamazsınız
  • GECE KARTALI 25.09.2024 18:18
    Lübnanın ordusu yokki bu ülke fransanın sömürgesi 3parçalı yönetilen bir ülke ne yapabilirki..Allah Abdülhamid Hanı kalleş bir oyunla devirip Filistini siyonistlere teslim edenlerin belalarını versin...
  • Mustafa Koçyiğit 25.09.2024 18:15
    Hizbullah üst aklın daeş e karşı kurduğu karşı devrim terör örgütü başlarına bela oldu şimdi onları yok etmek için düğmeye basıldı saten pkk da beka vadisinde eğitilmişti abd Avrupa’da gazateler İsrail’in mikropları temizlediği yorumları yapılıyor biride çıkıpta bunları siz kurdunuz demiyor. Türkiye olarak Hamas da kalmak yararına Hizbullah olayı İsrail’in türkiyeye kurduğu bir üst akıl tuzaktır
  • Serdar 25.09.2024 18:09
    İsrail'e bir zarar dokunacaksa bu ne İran ne de Şiilik üzerinden olacak. Bu ancak Avrupa halklarının topyekün uyanışı ve İsrail'in ülkemize saldırısı sonucu sonlanacak bir zulûm. Açıkçası bizim halkımızın da böyle bir darboğazdan geçmeden toparlanabileceğine dair bir ışık göremiyorum.
Daha fazla yorum görüntüle
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Dünya Sağlık Spor Yemek