Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu, AKPM'nin sonbahar oturumunda söz aldı.
Gazze konulu toplantıda Türk Delegasyonu tam kadro salonda yerini alırken, İsrailli vekilin konuşmasına başladığı an Türk heyeti oturumu protesto ederek salondan ayrıldı.
AK Parti Malatya Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Abdurrahman Babacan, Avrupa'daki çifte standarda vurgu yaptı.
BATILI ELİTLERİN ÇİFTE STANDARDI VE SANSÜRÜ
Batı'nın ifade özgürlüğüne bakış açısındaki sorunlara değinen ve Avrupa'daki elitlerin Müslüman toplumuna bu bağlamda önyargılı yaklaştığını ifade eden Babacan, "İfade özgürlüğünün inkar edilemez önemi bir tarafta dururken, mesele Filistin'deki insan hakları ihlallerine ve İsrail'in eleştirilmesine gelince, birçok Batılı devlet ve özel kuruluşun totaliter rejimleri andırır şekilde özgürlük karşıtı bir tutum takındığını görüyoruz." dedi.
Babacan, kamusal alanda, İsrail'i eleştirip Filistin'e destek ifade etmenin anti-Semitizm ve terör propagandası yapmakla eş tutularak bastırıldığını ve keyfi yaptırım uygulandığını söyledi.
Yaptığı eleştirilerini çok sayıda örnekler vererek temellendiren AK Partili üye Babacan, "Bu örneklerin tamamı, Avrupalı elitlerin siyasi ve ideolojik bağlılıklarla örülü çifte standartlarını gösteren sistematik sansür ve kısıtlamaların Avrupa'da ne boyutlarda olduğu hakkında bize bazı fikirler vermesi için seçildi." ifadesini kullandı.
"İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜZÜN UTANCINI PAYLAŞIYORUZ"
Konuşmacılardan, AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Zeynep Yıldız da İsrail askerlerinin başından vurarak katlettiği Ayşenur Ezgi Eygi'yi gündeme getirdi.
Yine İsrail'in 2003 yılında katlettiği aktivist Rachel Corrie'yı örnek veren Yıldız, İsrail'in son bir yılda 224 insan hakları savunucusunu ve 134 gazeteciyi öldürdüğünü söyledi.
Avrupa'nın ikiyüzlülüğüne de değinen Yıldız, sert sözlerle konuşmasının sonlandırdı:
"İsrail'e silah tedarik eden ülkelerin temsilcileri, hükümetlerinin insanlık tarihine karşı sorumlu olduğunu hatırlatmalıdır. Yıllarca süren ambargolara, bombardımanlara, açlığa ve hatta soykırıma direnen Filistinlilere bir kez daha selamlarımı sunuyorum. 'Her şey ben yaşarken oldu. Bunu bilsin insanlar.' der bir Türk şairi. Filistin'deki soykırım biz hayattayken yaşandı ve biz bunu durduramadık. Tarih ve insanlar bunu bilsin. Evet, burada paylaştığımız değerler var. İkiyüzlülüğünüzün utancını paylaşıyoruz. Bu çatı altında İsrail devletini bir demokrasi olarak adlandırmak bizim ortak utancımızdır. Dolayısıyla, Filistin'deki soykırımı durduramamış olmak, bizim ortak utancımızdır."