İstanbul'un Fatih ilçesinde yaşanan olay Türkiye'nin kanını dondurdu. Semih Çelik adlı bir kişi önce yaşadığı evde Ayşenur Halil'i ardından da Edirnekapı Surları'nda İkbal Uzuner'i öldürdü. Çelik'in yaşadığı evdeki odasında çok sayıda figür bulundu.

Cinayet günü Çelik'in evinde neler yaşandığı ortaya çıktı. Sur canisi Semih'le aynı apartmanda yaşadığını söyleyen bir kadın, olay günü Semih Çelik'in fırın önünde durduğunu ve yüzünün de bembeyaz olduğunu söyledi. 

KOMŞUSU YAŞANANLARI ANLATTI

Aynı binada oturan komşusu Çelik ile kendisinin de sorunlar yaşadığını söyledi. Çelik'in alkol alıp şişesini kendi balkonuna attığını belirterek, "Bir sefer içki içip şişeyi bizim balkona atmıştı. 'Neden attın' dedim. O da 'keyif için attım' dedi. Anneyi çağırdım. Anne de 'kusura bakma yenge ben gelirim. Allah aşkına şikayet et' dedi. Ben de şikayet etmiyorum dedim. Tartışmamızın ardından çocuk buraya geldi. Ben ona 'Terbiyesiz' dedim. O da beni tehdit etti. Ben ona 'Ne yapacaksın bana?' dedim. O da bana 'Senin kaç tane çocuğun var' dedi. Ben de ona 'sana ne köpek' dedim" diye konuştu.  

"TİTRİYORDU, BEYAZ OLMUŞTU"

Kadın olay günü yaşananları da anlattı. Olay günü Çelik'in dairesinden bağırma sesleri geldiğini belirterek, "Olay günü 'baaa' diye ses geldi. Sonrasında saat 2 buçuk gibi fırının kapısındaydı. Odun gibi duruyordu. Titriyordu. Beyaz olmuştu. Ölen kızı da daha önce gördüm. Gelip gidiyordu." dedi. 

"BAĞIRMA ÇAĞIRMA SESLERİ GELİYORDU"

Olaydan önce de Çelik'in yaşadığı evden sürekli bağırma sesleri geldiğini belirten komşu, "Binadan bağırma sesleri gelirdi. Baba bağırırdı küfür ederdi. Çocuk da babaya bağırırdı. Anne de babada bize zarar vermedi. Ama sürekli arada bağırırlardı. Haftada 2-3 kez ses duyulurdu. Bir sefer iki sefer bana bağırmıştı" ifadelerini kullandı.

"ASOSYAL BİR ÇOCUKTU"

Mahallede emlakçılık yapan bir esnaf Çelik ve ailesinin çok asosyal olduğunu belirterek, "Uyuşturucu kullandığını biliyoruz. Asosyal bir çocuktu. Çok tanımıyoruz. Babanın kurye olduğunu biliyoruz" dedi.

"ÇOK YAŞAMAYACAĞIM BEN"

Çelik'in daha önce hastanede psikolojik tedavi gördüğünü belirten emlakçı, "Babasına çok yaşamayacağım ben diyormuş. Hastane kayıtları var psikolojik tedavi görmüş. Burada köy gibi yaşıyorduk yeni taşınan olsun burada yaşayan olsun. Ama bunun babası da hiç çıkmadı. Çocuğunun hastalığı bilinmesin diye çıkmamış olabilir. Mahalleli gerçekten tanımıyor. O yüzden konuşmuyor. Annesi ablasını üniversiteye götürmek için Ankara'ya gidiyor. Bu da evde kalmış babasıyla. Bazen evde takılırlarmış kahvaltı yaparlarmış" ifadelerini kullandı. 

Olayın yaşandığı cuma gününden beri huzursuz olduklarını belirten emlakçı, "Mahalleli olarak biz de cuma gününden beri uyuyamıyoruz. Polis bekliyor. Normale dönmek istiyoruz" diye konuştu. 

"SÜREKLİ BURADA OTURURDU"

Bir başka komşu da Çelik'in sürekli sokağın girişindeki koltukta oturduğunu belirterek, "Kulağında kulaklık vardı. Durmadan telefonla uğraşıyordu. Ben onunla hiç konuşmuyordu. 'Ne yapıyorsun burada' diyordum 'oturuyordum abi' diyordu. Aşağı inip yukarı çıkıyordu. Hiç kimseyle konuşmazdı" dedi.

Yorumlar 0 Yorum Var