20 Ocak 2025'te göreve başlayacak Trump'ın kabinesi de şekillenmeye başladı..
Ancak açıklanan tüm isimlerin ortak noktası İsrail'e desteği ve Türkiye karşıtlığı..
Şu ana dek 3 isim net olarak ilan edildi.
Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğüne Susie Wiles, ABD'nin BM Daimi Temsilciliğine Elise Stefanik, Çevre Koruma Ajansına ise Lee Zeldin getirildi.
Bu isimlerden en dikkat çekici olanı Elise Stefanik.
ABD'nin yeni BM büyükelçisi İsrail'e desteğiyle tanınıyor.
Stefanik, Üniversite protestoları sırasında, üniversite rektörlerinin görevden alınması için kampanya başlatmıştı.
Bu üç isme ek olarak Senatör Marco Rubio'ya Dışişleri Bakanlığı, Kristi Noem'e ise İç Güvenlik Bakanlığı teklif edildi.
Her iki isim de Stefanik gibi İsrail yanlısı.
Rubio İsrail'in soykırımında hayatını kaybeden siviller için Hamas'ı suçluyor.
Güney Dakota Valisi olan Noem ise “Tanrının Seçilmiş Halkının Güvenliğinin Sağlanması” adı altında yasa tasarısı imzalamış;
Filistin'e destek içeren tüm eylemleri anti semitizm olarak nitelendirmişti.
Trump'ın dış politikasını belirleyen ekibin başındaki isimlerden biri olarak Mike Waltz gösterildi.
Waltz'ın ismi Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevi için geçiriliyor.
İsrail yanlısı Waltz, Türkiye'ye de Hamas'a arka çıktığı gerekçesiyle sert eleştiriler yöneltmekle tanınıyor.
Savunma Bakanı ise eski asker ve televizyon yorumcusu Pete Hegseth.
Hegseth de kabinedeki diğer şahin isimler gibi İsrail'e desteğiyle biliniyor..
Trump'ın İsrail büyükelçisi Mike Huckabee olacak.
Huckabee Batı Şeria'yı Filistin toprağı olarak görmüyor.
İsrail'in işgalini tanımıyor.
Orta Doğu Özel Temsilcisi olarak ise Yahudi iş adamı Steven Witkoff'un ismi geçiyor.
Söz konusu isimlerin, Senato onayının ardından göreve başlaması bekleniyor.
2024 seçimlerinde ABD Kongresinin üst kanadı Senato'da da çoğunluğu elde eden Cumhuriyetçilerin, tüm adaylara onay vermesi ön görülüyor.
Trump, seçim döneminde kampanyasını "savaşları bitireceğim" mottosu üzerine kurmuş;
Demokrat rakibi Kamala Harris'i de bu anlamda 3. Dünya savaşını çıkarmaya çalışmakla suçlamıştı..
Ancak açıklanan kabine, özellikle Orta Doğu'da bırakın savaşların bitmesini, daha çok kan isteniyormuş algısına sebep oldu.
Trump'ın seçiminde kesinlikle kaybedenler İran ve Ukrayna gibi gözüküyor..
Kazanan ise İsrail..
Peki Netanyahu da kazanan tarafta mı?
ABD'nin seçilmiş Başkanı Trump'ı 5 Kasım'dan sonra 3 kez araması, telaş göstergesi olabilir mi?
Netanyahu'nun ilk telefon görüşmesinde Trump'a "ilk arayan ben miyim" diye sorduğu, Trump'ın da Biden'ın kazandığı 2020 seçimlerini hatırlatarak, "O zaman Biden'ı aradığın gibi ilk arayan sensin" dediği ileri sürülmüştü.
Trump'ın Netanyahu'ya karşı İran Devrim Muhafızları lideri Kasım Süleymani suikastinde öfkeli olduğu ve Netanyahu için "bizi sattı" dediğini de unutmamak gerek.
Netanyahu hem Gazze'de hem de Lübnan'da saldırılarını sürdürmekte ısrarcı.
Çünkü, hakkındaki yolsuzluk davasını "olağanüstü hal" gerekçesiyle erteleme ihtiyacı hissediyor.
Yani başı davalarla dertte.
Bir diğer taraftan, askeri kanat ne kadar Netanyahu'nun yanında..
Trump zaferiyle Savunma Bakanı Gallant'ın apar topar görevden alınması orduda rahatsızlığa sebep olmuştu..
MOSSAD, Gazze ve Lübnan'daki savaşı sürdürmenin, İsrail'in güvenliğine fazlasıyla zarar verdiği görüşünde..
Netanyahu'nun ailesi ise Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile Netanyahu arasındaki görüşmelerin sızdırılmasını, darbe teşebbüsü olarak nitelendiriyor..
Bir diğer taraftan, Netanyahu hakkında çarpıcı ifadeler kullanan muhalif basın, İsrail yönetimini soykırımla suçlamaya başladı..
Netanyahu hedef seçilmiş de günah keçisi ilan edilecekmiş gibi bir hava esiyor..
Yeni Amerikan yönetiminin bu havaya ne kadar destek vereceği merak konusu..
Kabine, Netanyahu kadar İsrail yanlısı..
Ancak Trump'ın kızı Tiffany'nin eşi Lübnanlı.
Trump'ın bir diğer kızı İvanka'nın eşi Kushner ise Gazze topraklarını değerlendirme fikrini ortaya attı..
Acaba, önümüzdeki süreç, Gazze'deki soykırımı ve Lübnan'daki katliamı, Netanyahu'suz bir İsrail yönetimiyle, İbrahim anlaşmaları benzeri anlaşmalarla ve zafer ilanıyla sonuçlandırır mı?
Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin göçe zorlanması; "Orta Doğu'ya barış getirdim" diyecek bir Trump portresinin karşımıza çıkmasını sağlar mı?
Söylemi barış, atamaları ise savaş yanlısı olan Trump'ın, Orta Doğu'da nasıl bir yol izleyeceğini zaman gösterecek. Çıkacak herhangi bir çözüm yolu ise Filistinlileri memnun etmeyecek gibi duruyor. Taa ki bölge ülkeleri arasında birlik oluşana dek..