Küresel piyasalar, özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) ve diğer önemli merkez bankalarının para politikası kararlarının etkisiyle haftaya karışık bir seyirle başladı. Dünya genelinde enflasyonla mücadele kapsamında merkez bankaları sıkı para politikalarını gevşetmeye devam ederken, ülkelerin hedeflenen enflasyon oranlarına ulaşamamış olmaları, küresel ekonomi üzerinde belirsizlik yaratıyor.
ABD'de açıklanan enflasyon verileri, beklentiler doğrultusunda gerçekleşti ancak enflasyon baskısının gelecekte güçlü kalacağı endişeleri, piyasaların yön bulmasını zorlaştırıyor. Piyasada yapılan fiyatlamalar, Fed'in bu ay politika faizini 25 baz puan indirmesine kesin gözüyle bakıldığını gösterirken, gelecek yıl iki faiz indirimi yapılacağına yönelik beklentiler, risk iştahını törpülüyor.
Analistler, Fed'in para politikası metni ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın toplantı sonrası yapacağı açıklamalarda, gelecekteki para politikalarına ilişkin sinyaller aranacağını belirtirken, alınacak sinyallerle piyasalarda oynaklığın artabileceği öngörülüyor. Bu belirsizlik ortamı, yatırımcıların temkinli davranmasına yol açıyor.
Ayrıca, ABD'nin başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın izleyeceği politikaların ekonomi üzerindeki olası etkileri hala soru işaretleri taşıyor. Vergi indirimleri, tarifeler ve göç kısıtlamaları gibi politikaların yanı sıra, Fed ile Trump arasındaki olası politika uyuşmazlıkları, yatırımcıların kararlarını etkileyen faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Bu gelişmeler ışığında, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi şu anda yüzde 4,39 seviyesinde bulunurken, dolar endeksi, son iki yılın zirvesini zorlayan bir seviyede yüzde 0,1 azalışla 106,8'den haftaya başladı. Küresel piyasaların yönünü belirleyecek bu gelişmelerin etkisi, önümüzdeki dönemde daha belirgin hale gelebilir.