Suriye'de Esed'ın devrilmesinin ardından geçici hükümet devlet otoritesini ve huzuru sağlamak için çalışıyor. Fakat ülkede Esed kalıntıları da huzursuzluk yaratmak ve iç savaş çıkartmak için yoğun uğraş sarf ediyor. Haber7 Güvenlik Analisti Dr. Eray Güçlüer daha büyük olayların olabileceğine dikkat çekerken, "Türkiye bunları önler" dedi.
"İRAN VE BAŞKA ÜLKELER BU KIŞKIRTMALAR İÇERİSİNDE OLABİLİR"
Haber7 Güvenlik Analisti Dr. Eray Güçlüer şunları söyledi:
Bunlar bu siyasal süreçte bundan sonra da muhtemelen tekrar edecek gibi görünüyor. Sadece Alevi-Sünni ya da Şii-Sünni değil aynı zamanda Kürt-Arap şeklinde de tezahür edebilir. Burada sadece İran değil ama aynı zamanda başka güçlerin de Avrupa ve ABD'nin de benzer kışkırtmalar içerisinde olacağını tahmin ediyorduk.
Daha geniş kapsamlı bir iç savaşın toplumlar arasında hem daha doğrusu alt toplumlar, alt toplumsal gruplar arasında çıkma ihtimaline ne Türkiye ne de şu anki Suriye'nin mevcut yönetimi prim vermeyecektir. Yani bunu önleyeceklerdir. Soru şu, bunu önleyecek kapasitesi var mı diye baktığımızda, evet önleyecek kapasitesi var.
Yani Yeni Suriye Devleti'nin de önleyecek kapasitesi var. Türkiye'de zaten yumuşak gücü ve istihbarat anlamında bu desteği vererek bu süreçlere rehabilite edilecek. Asıl mesele hani dediğim gibi bundan sonra da bu tür münferit sayılabilecek, Suriye genelinde münferit sayılabilecek olaylar olsa da asıl büyük toplumsal grupları harekete getirecek daha büyük olayların önlenmesidir.
"DAHA GENİŞ ÇAPLI SALDIRILAR OLABİLİR"
Burada daha geniş çaplı saldırılar, daha geniş kitlelere yönelik, mahallelere yönelik saldırılar yani hem Hıristiyanların olduğu hem işte farklı mezhepsel grupların olduğu yaşadığı yerlere yönelik provokatif saldırıların mutlaka önlenmesi gerekir.
Yani dış güçler İran dahil kombine çalışıyorlar aslında, organize çalışıyorlar. (3:36) Yani bir tarafta içeride bir takım istikrarsızlıklar yaratılmaya çalışılırken (3:40) ama eş zamanlı olarak da İsrail üzerinden konvansiyonel saldırılarda muhtemelen koordine edebilirler. (3:47) Bu önemli bir husus.
Bir de dikkat edin tam da Fırat'ın doğusunda PKK'ya yönelik geniş kapsamlı bir operasyon hazırlığı olduğu dönemlerde bunlar yer alıyor. O yüzden bu olayların aynı zamanda zamanlaması da meydana geldiği zaman da son derece manidardır. Yani burada aslında el birliğiyle bütün dış güçlerin PKK'yı koruma gayretiyle içeride, yani Fırat'ın batısında bir takım organize faaliyetlere girmiş olma ihtimali de gözden bırak tutulmamalıdır.
Bu yeni denklem kurulduktan sonra geriye dönmesi de çok zor. Dolayısıyla bu süreçlerin daha sancılı süreçlerin tekrar etme ihtimali var. Ama dediğim gibi o büyük acılar çekmiş olan toplumlar artık bu tür olaylar üzerinden harekete geçirilebilmeleri, toplumsal alt grupların daha büyük eylemler için, kitlesel eylemler için harekete geçirilebilmesi o kadar kolay değil. Dediğim gibi Türkiye'nin istihbarat desteği, yumuşak gücü ve yeni yönetimin kararlı tavrı bunları önleyecektir diye değerlendiriyorum.