Haber7 Güvenlik Analisti Eray Güçlüer Hakim 100 Türkiye'ye ne sağlayacak? Dost düşman algılama radarı nasıl olacak? Menzili nedir? S400'de bu sistemin içerisine entegre edilebiliyor mu? sorularına cevap verdi.
HAKİM 100
HAKİM 100 Hava Komuta Kontrol Sistemi, farklı tipte ve yetenekteki sensörlerden aldığı verileri kıymetlendirerek Tanımlanmış Hava Resmini oluşturan, sahip olduğu tehdit değerlendirme ve av/silah tahsis algoritmaları aracılığıyla Silah Sistemleri ve Av Uçakları üzerinden Hava Görev Kontrol faaliyetini yürüten, gerçek zamanlı karar destek fonksiyonları ile taktik ve operasyonel seviyede Hava Sahası Kontrol faaliyetlerini icra etme imkanı sağlayan milli hava komuta kontrol sistemidir.
İşte Eray Güçlüer'in açıklamaları;
Hâkim 100 aslında yapay zeka destekli bir robotik yazılım sistemi. Bu anlamda Hâkim 100 aslında karar verme süreçlerini böyle 10-15 dakikalardan birkaç saniyeye hatta saliselere indirecek bir sistem. Şimdi bu Hakim 100, önce Hakim olarak adlandırıldı.
Şimdi Hakim 100 oldu biliyorsunuz. Dolayısıyla yani bu bir üst versiyon. Aslında Hakim sistemi vardı.
Bir yapay zeka temelli bir yazılım sistemi, karar destek sistemidir. Aynı zamanda koordinasyon ve bütün kendisine bağlı. Hem radarları, bir kere Türkiye'nin bütün radarlarından veri alır.
Yani Türkiye'nin bütün radarlarından veri alır. Hem sabit radarlardan hem mobil radarlardan. Gerekirse başka sivil unsurlarının elindeki radar verilerini de alırlar.
Yani öyle bir geniş bir ağdır. Saha unsurların, nasıl Irak'ta, Suriye'de birliklerimiz var, Somali'de birliklerimiz var, Libya'da birliklerimiz var. 12 ayrı ülkede, Katar'da Türkiye'nin askeri birlikleri var ve burada konuştuğu sistemler var.
Bu verileri de alır. Artı sahadaki istihbarat unsurlarının verilerini de bu alır. Yani hakim 100 alır.
Şimdi bütün birliklerin yani taktik hava savunma birliklerinin yerlerini bilir. Bunların menzilleri, özellikleri, hava kuvvetlerimizin faaliyetlerini bilir. Hangi uçağımız nerede, bir planlama yapılmışsa, hangi uçak nereye önleme yapacak ya da taarruz edecek.
Bunları bilir. ve bütün bu karmaşık sistemleri içerisinde saniyeler içerisinde size Yol haritası sunar. Der ki şöyle bir hedef tespit edildi.
Mesafesi şu, menzili bu. İşte buradaki bizim en yakın buna uygun. Şimdi en yakın olması da yetmiyor.
Yani tutup da yüksek irtifadaki bir hedefe, alçak irtifadaki bir hava savunma sistemini görevlendiremezsiniz. Yani dolayısıyla burada optimum. En uygun hava savunma sistemimiz hangisi? Hangi menzilde müdahale edecek? Kaç saniye sonra bunu imha edebilir? Bu arada o hedef nerede bulunur? Hangi coğrafi olarak nerede bulunacak? Anında size bir iki saniye içerisinde bu fotoğrafı verir.
Yani size bir yol haritası sunar. Artık ondan sonra oradaki karar vericilerin, komutanların sadece aldıkları, tekrar ediyorum yani bu bir karar sistemi değildir, karar destek sistemidir. Neticede son kararı yetkili unsurlar, komutanlar işte siyasi iradenin emir ve talimatları doğrultusunda Komutanlar verir.
Eğer müdahale edilecekse de artık en doğru seçeneği onlar biliyordur. Hakim 100 bunu size sunmuştur. Ona göre de ABC planları devreye sokulur.
Bir de şöyle bir şey var. Karar verme esnasında da hedef ilerliyor yani. Dolayısıyla olası müdahale bölgeleri, yerleri, noktalarını da size bu veriyor.
Bir de hedef birden fazla olabilir. Mesela bir sürü drone olabilir. Ve bunların hızına, yerden yüksekliğine yani irtifasına ve seyir süratine bağlı olarak 1 saniye sonra nerede olacaklarını da hesap ediyor. 2 saniye sonra, 5 saniye sonra nerede olacaklarını da hesap ediyor. Buna göre hangi bölgede hangi silahlar yerleri değişse bile size hangi bölgede hangi silahlarla müdahale edilebileceğini de size veriyor.
Dolayısıyla artık iş saniyeler içerisinde çözümleniyor ve bütün hava savunma sistemleri de buna entegre. Şimdi bir de şöyle bir şey var. Şimdi buna entegre ediyoruz ama bu çok zor bir iş.
Yani hava savunma sistemleri, şimdi kendi milli yerli sistemlerimiz tamam. Ama elimizde Amerikan sistemi var, Rus sistemi var. Peki bunlar nasıl buna entegre edildi? Çünkü o sistemlerin buna dijital entegrasyonun, elektromanyetik ve elektronik entegrasyonun sağlanabilmesi için Bu elimizdeki yabancı sistemlerin yazılımlarının da değiştirilmesi gerekiyordu ki Aynen öyle.
Özgür Projesi'nde olduğu gibi Türk mühendisleri bunu da başarmış durumdalar. Ellerine kollarına sağlık. Tabi bir de şu ifade ediliyor.
Hani Hakim 100 ile birlikte işte S-400'ler depolarda, S-400'ler atıl vaziyette o zaman niye aldık biz bunları filan. Şimdi S-400'ler depolarda atıl filan değil. Tamam mı? S-400'lerin artık bu sistemle S-400'lerin buna entegre edildiğini biliyoruz.
Dolayısıyla S-400'ler nerede, depoda mı, değil mi diye merak edenler bundan sonra Hakim 100'e sorsunlar. Böylece yani saniyeler, saliseler içerisinde karar verebilen bir çelik kubbe sistemiyle Türkiye dünyadaki en üst lige çıkmış durumda.
Artık hava sahamızdan bizim istemediğimiz hiçbir şey uçamaz, hiçbir şey gelip de bizim hava sahamıza, Türk hava sahasına Deniz kıta sahanlığımız dahildir buna bakın. Yani kıta sahanlığımız da dahil olmak üzere gelip de izinsiz giriş yapamaz. Daha da önemlisi olası bir düşman ya da düşmanların baskın tarzında sürpriz bir eylemlerinin saldırılarının olma ihtimali de artık sıfırdır.
Yani Türkiye 800 kilometre menzilden bir kuşu dahi tespit edebiliyor. Ve 400 kilometre menzilden de bunu vurabiliyor. Şimdi Hakim 100 dedik.
Hakim-200 muhtemelen bizim elimizdeki radar sistemlerinin, menzillerinin artacak. Gelişmesine bağlı olarak yine işte başta siper füzemiz olmak üzere birkaç yıl içerisinde 600 km'ye bu menzil çıkacak. Şu an 300 km'deyiz ve 150 km'de olan blok 1 şu an envanterimizde.
Dolayısıyla bunların yıllara sari olarak menzillerinin ve kapasitelerin gelişmelerine bağlı olarak Çelik Kubbe'nin de radar kapsama alanı ve vuruş menzili Doğal olarak artacak. Yani biz belki bir yıl sonra Hakim 200'ü göreceğiz. Belki ondan sonra Hakim 300'ü göreceğiz.
Dolayısıyla sürekli güncellenen, sürekli geliştirilen de bir sistemdir. Böylece ülkemiz geçmiştekinden çok daha güvenli bir hale gelmiştir. Hayırlı uğurlu olsun.