İran Devrim Muhafızları Basra Körfezi'nde açıklanmayan bir yerde yüzeyin yaklaşık 500 metre altında bulunan ilk yeraltı deniz üssünü tanıttı. Bu tesis füzelerle donatılmış saldırı gemilerine ev sahipliği yapıyor.
Uzun menzilli füzeler fırlatabilen ve uzaktan savaş yürütebilen gemileri barındırmak üzere inşa edilen birkaç yeraltı tesisinden biri olan üs, İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami tarafından açıklandı. Devam eden savaş oyunları sırasında Selami gizli üssü ziyaret etti ve üssün İran'ın deniz kabiliyetlerini ve bölgedeki caydırıcılığını arttırmadaki stratejik öneminin altını çizdi.
Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri Komutanı 3 Zolfaghar gemisinin bir Amerikan uçak gemisini yok etmeye yeteceğini söyledi.
Bu denizaltı üssü, İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) Donanması'nın savaş gemilerini barındırmak ve konuşlandırmak için özel olarak tasarlanmış daha büyük bir "şehirler" ağının parçası. Bu yeraltı kompleksleri, İran'ın deniz savunma stratejisinin merkezinde yer almakta ve IRGC'nin bölgedeki füze donanımlı hücum botları filosunu hızla harekete geçirmesine olanak tanıyor. General Selami, açılış konuşmasında, bu üssün çok daha büyük bir yeraltı tesisleri sisteminin yalnızca küçük bir bileşeni olduğunu vurguladı. IRGC Donanması'nın, operasyonel direncini ve dış tehditlere karşı hazırlığını güçlendirmek için tasarlanmış çok sayıda benzer üs işlettiğini belirtti. Bu gemileri yeraltı tesislerinde saklayarak, IRGC, filosunu tespit etme ve etkisiz hale getirme çabalarını önemli ölçüde zorlaştırmakta ve bölgesel bir çatışma durumunda stratejik bir avantaj sağlıyor.
Yeraltı üssü, özellikle IRGC Donanması'nın asimetrik savaş stratejisinin temel bir bileşeni olan hızlı hareket eden, füze donanımlı botları barındırmak üzere tasarlandı. Hassas güdümlü füzeler fırlatabilen bu botlar, IRGC'nin bölgede faaliyet gösteren ve teknolojik açıdan daha gelişmiş rakipleri, özellikle de ABD Donanması'nı zorlamasına olanak tanıyor. Üs ayrıca mayın döşeyebilen gemileri de içermekte ve bu da IRGC'nin Hürmüz Boğazı ve daha geniş Pers Körfezi'ndeki kilit deniz geçitlerini kontrol etme yeteneğini artırıyor. Deniz mayınları döşeme yeteneği, İran'ın kritik deniz yollarına erişimi engelleme stratejisinin önemli bir unsuru olup, bölgedeki yabancı deniz kuvvetlerinin operasyonlarını zorlaştırıyor.
Böyle bir üssü yeraltına inşa etme tercihi, birkaç stratejik nedenden kaynaklanıyor. İlk olarak, uydu gözetimi ve hassas güdümlü mühimmatların giderek daha gelişmiş hale gelmesiyle birlikte, hava saldırılarına karşı koruma sağlamaktadır. Özellikle ABD gibi birçok yabancı güç, yüzey gemilerini hedef alıp imha edebilme yeteneğine sahip olduğundan, varlıkları gizli yeraltı tesislerinde barındırmak bu riski azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca, filosunu birden fazla gizli tesis arasında dağıtarak IRGC, deniz kuvvetlerinin hayatta kalma şansını artırmaktadır. Bu yeraltı üsler ağı, bir veya daha fazla tesis saldırıya uğrasa bile diğerlerinin faaliyetlerine devam etmesini sağlayarak savunma operasyonlarında süreklilik sağlamaktadır.
ASİMETRİK SAVAŞ HAZIRLIK
Bu yeraltı altyapısının arkasındaki bir diğer önemli neden, IRGC'nin asimetrik savaşa odaklanmasıdır. Geleneksel deniz kuvvetlerinin büyük yüzey gemilerine güvenmesinin aksine, İran, hızlı hareket eden ve düşman kuvvetlerinin karşılık vermesinden önce hızla saldırıp geri çekilebilen küçük, füze donanımlı botlar kullanmaktadır. Bu vur-kaç taktiği, İran'ın deniz savunma yaklaşımının merkezinde yer almakta ve daha güçlü kuvvetlere karşı düşük maliyetli, yüksek etkili silahlarla mücadele etmesine olanak tanımaktadır. Yeraltı üsleri ayrıca düşmanların bu gemilerin konumlarını tahmin etmesini zorlaştırarak IRGC'ye sürpriz unsuru sağlamaktadır.
HÜRMÜZ BOĞAZI'NIN STRATEJİK KONUMU
Bu üssün açığa çıkarılması, özellikle Pers Körfezi'ndeki gerilimler artmaya devam ederken, İran'ın deniz savunmasına verdiği önemi de vurgulamaktadır. Dünya petrolünün önemli bir kısmının geçtiği Hürmüz Boğazı, hayati bir jeopolitik geçittir. Füze donanımlı botlar ve mayın döşeyen gemiler konuşlandırarak İran, bölgede faaliyet gösteren herhangi bir yabancı donanmaya karşı sürekli bir tehdit oluşturabilmekte ve küresel petrol ticaretini potansiyel olarak sekteye uğratabilmektedir. ABD ve müttefikleriyle gerilimler devam ederken, bu gelişmeler İran'ın bu stratejik su yolunu kontrol altında tutma konusundaki kararlılığını hatırlatmaktadır.
Geleceğe bakıldığında, General Selami'nin açıklamaları, bu yeraltı üssünün IRGC'nin daha geniş savunma altyapısının yalnızca küçük bir kısmı olduğunu göstermektedir. İran, deniz caydırıcılık yeteneklerini artırmak için tasarlanmış bu tür yeraltı komplekslerinden oluşan bir ağ inşa etmeye devam etmektedir. Görünmez olan ve hava saldırılarına dayanacak şekilde tasarlanan bu üsler, İran'ın savunma stratejisinde kilit bir rol oynamaktadır. IRGC yeraltı tesisleri ağını genişlettikçe, rejimin deniz gücünü güçlendirmeye ve bölgedeki yabancı deniz hakimiyetine meydan okumaya devam etme niyetinde olduğu açıktır.
Bu yeraltı savaş gemisi üssünün açığa çıkarılması, İran'ın IRGC Donanması'nı modernize etme ve güçlendirme çabalarında önemli bir dönüm noktasıdır. Füze donanımlı botlar ve mayın döşeyen gemiler bu yeraltı komplekslerinde stratejik olarak konuşlandırılarak İran, Pers Körfezi ve Hürmüz Boğazı üzerinde daha fazla etki sağlamaya hazırlanmaktadır. Bu hamle, IRGC'nin asimetrik savaş yeteneklerini daha da pekiştirmekte ve bölge gerginliğini korurken, küresel güçler İran'ın büyüyen deniz altyapısını bölgesel güvenlik ve deniz istikrarı üzerindeki daha geniş etkileri açısından yakından izleyecektir.