TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Japonya dönüşünde gündeme ilişkin konuştu
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Japonya ziyareti dönüşünde aralarında Haber7 Yazarı Ferhat Murat’ın da bulunduğu gazetecilere önemli açıklamalar yaptı.
İşte Kurtulmuş'un açıklamaları;
SORU: Japon İmparatoruyla yaptığınız görüşme, sizi kabul etmesi çok önemli, gerçekten üst düzey bir ağırlama gerçekleşti. Bunlar bize neyi gösteriyor, neyin işaretleri?
İlişkilerimizin 100. yıl dönümünde hem temsilciler meclisi hem de danışma meclisi başkanlarıyla heyetler halinde fevkalade yapıcı ve verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Ayrıca imparator ve veliaht prensin bizi kabul etmeleri Japonya’nın Türkiye’ye ve ilişkilerimize atfettikleri önemin göstergesidir.
Ziyaret kapsamındaki tüm görüşmelerimizde, Türkiye’nin özellikle bölgesinde artan nüfuzu, dünya meselelerine etkin çözüm üretebilme kabiliyeti ve uluslararası ilişkileri çok taraflı ve ilkeli bir şekilde yürütebilme becerisinin sağladığı etkiyi müşahede ettik. Bunun yıllar içinde artarak geliştiğini görüyor ve büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Örnek vermek gerekirse, Suriye meselesi, Filistin meselesi gibi konular gündeme geldiği zaman ya da Afrika ile ilgili meselelerden söz açıldığı zaman açıkçası Türkiye'nin ne düşündüğünün, nasıl hareket edeceğinin, buralarda nasıl iş birlikleri geliştirilebileceğinin merak edildiğini görmek Türkiye'nin gücünün yansımasıdır.
Bir de “Uluslararası ilişkilerde bir toplantı yaptık, işi çözdük, bu konuda sonuç aldık” denilecek bir ortamda değiliz, sürekli dünyanın her tarafıyla, her bölgesiyle önyargısız, hesapsız, kimsenin etkisi altında kalmadan Türkiye'nin milli çıkarlarını önceleyen temasları arttırmamız lazım. Hep söylediğimiz bir şey var. Türkiye'nin bir ekseni vardır, o da kendi milli eksenidir.
Dünya aslında yeni bir döneme giriyor, bu dönemin nereye evrileceği, nasıl şekilleneceği henüz bütünüyle bilinmiyor olsa da önümüzdeki dönemin özelliklerinden birisi çok kutupluluk olacaktır. Bu aynı zamanda çok kültürlülüğü de beraberinde getiren bir gelişmedir. Bu anlamda potansiyeli güçlü az sayıda ülkenin olduğu aşikardır. Bu ülkelerden ikisi, Asya’nın en doğusunda yer alan Japonya ile Avrupa’nın en doğusunda yer alan Türkiye’dir.
SORU: Türkiye’nin gündeminde son günlerde TÜSİAD var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da TÜSİAD’ın ağırlıklı olarak yargı süreçlerine yönelik eleştirilerine çok sert bir yanıt verdi. Bu konuyla alakalı sizin değerlendirmelerinizi de merak ediyoruz.
Türkiye demokrasi tarihine bir bakalım. Bu tarihi 1946’dan değil de haydi 1950’den başlatalım; Türkiye’nin 75 yıllık çok partili demokrasi tecrübesi, öyle pirüpak, milletin tam manasıyla egemen olduğu bir sistem şeklinde gelişmedi. Ne yazık ki çok büyük badirelerden geçtik, çok büyük bedeller ödedik. Sadece askeri vesayet değil; Türkiye, uzun yıllar sivil görünümlü vesayet odaklarıyla da mücadele etmek durumunda kaldı. Herkes fikrini söyleyebilir, bu başka bir şey… Ama ister iş insanları örgütleri olsun ister işçi örgütleri olsun ister başka sivil örgütler olsun, bunlar zaten adı üstünde sivil toplum kuruluşlarıdır, kendi meslek gruplarının çıkarlarını en iyi şekilde temsil etmek, bu grupların beklentilerini karşılamak için kurulmuşlardır. Bütün bu kuruluşlardan beklediğimiz şey, kendilerinde var olduğunu hissettikleri ya da var olduğunu vehmettikleri gücü, siyasetin üstünde bir vesayet aracı olarak kullanmamalarıdır. Dolayısıyla eğer siyasete bir şekilde etkide ve katkıda bulunmak istiyorlarsa, geçmişte biz bunu vesayetçi odak için de söylemiştik; Türkiye'de kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun siyasetin alanına gelsin.