Ekranların sevilen gündüz kuşağı programlarından Kanal 7'de 'Gelin Evi' programının sunucusu Ezgi Sertel gece hakkında şu ifadeleri kullandı;
Çok güzel bir ortam var. 30 yıl olmuş. Ben 2009 yılından beri Kanal 7'deyim artık.
Yani kendime böyle söylüyorum. Benim başladığım yer çünkü burası. Benim okulum, ben ilk Kanal 7'de kalp gözüyle başladım.
Filmlerinde oynadım. O zaman televizyon filmleri çok seyrediliyordu. İlk yüzde birinci, ikinci oluyordu.
Oyunculukla başladım. Peki programla yolunuz nasıl kesişti? Şöyle oldu İkbal Gürpınan selamlar. İkbal ablacığım Umre'ye gitti.
Bir hafta izin aldı. O bir hafta ilk iki gün Serdem Coşkun sunacak sonra da sen sunar mısın dediler. Avni Saruhan saygılar sevgiler kendisine ki az önce gördüm elini öptüm.
Dedi ki Ezgi sen yaparsın bu işi. Dedim ki çok istiyorum yaparım tabii ki bir de canlı yayın. Ve 3-4 gün onu sundum.
Sonrasında dediler ki Ezgi'cim biz seninle sabah programı yapalım. Dedim ki evet başardım. Ve o şekilde başladım Ezgi'yle yaz sabahı, Ezgi'yle şifalı yemekler, Ezgi'yle cuma sohbetleri, hafta sonu programı ki herkes beni lezzet haritası ile daha çok tanır.
Anadolu'yu gezen kadın diye Anadolu'yu gezmeye ben Kanal 7'de başladım. 6 yıl süren bir televizyon programıydı. Bu programlarınızla yazdınız diyebilir miyiz? Evet, yani benim ben olduğu programlar onlar çünkü.
Ben Anadolu'yu, Anadolu insanını çok severim. Gezmeyi çok severim, yemeği çok severim. Tescilliyimdir zaten.
Kendimi bulduğum işlerdi. Kendim olduğum için de zaten çok sevildi. İnsan psikolojisinden de...
Anlarım. Teyzelerle, dedelerle sohbet etmeyi, yöresel insanlarla sohbet etmeyi çok çok severim. Onun için o iş tam benim istediğim bir işti.
Çok keyif almıştım. Köy köy, diyar diyar bucak bucak gezmiştik. Anadolu insanının fıtratını çok iyi biliyorum.
Onları çok iyi anlıyorum. Onlar da beni hep kızları gibi gördüler, kız kardeşi gibi gördüler ve her kapıda açıldı bize. Kanal 7 olarak gidiyorsunuz, onu temsil ederek gidiyorsunuz.
O ayrı bir ayrıcalık zaten. Beni ben yapan işlerdi. Peki böyle çok güzel, coşkulu anlatıyorsunuz diyor.
Şunu çok merak ediyorum. Hatırladığınız bir anınız var mı? Böyle duygulandığınız, öte yandan sevindiren, güzel anılarınız da vardır elbette. Var tabii.
Ekse 38 derecede, ekse 38 diyorum, Çıldır Gölü'nde... Halk oyunu çektik. Donmuştum ayaklarım falan.
Sonra beni bir sobanın karşısına oturtturdular ısın diye. Ben o kadar yaklaşmışım ki ayağımı yakmıştım. Ve baya bir yanık.
Yani hissetmiyorsunuz o sıcağı çünkü. Çorap yanıyor. İçimizde patik var.
Köylü teyzelerin vermiş olduğu patikler. Onlar yanmış, derim yanmıştı yani. O soğuklarda çalıştım, yaz sıcağında çekim yaptık.
Çok büyük zorluklardı tabii ki. Ama çok eğleniyorduk ki ben o dönemki kameraman arkadaşlarımla karşılaştım ve sohbet ettim. Yani daha dün gibi ama yıllar geçmiş.
Herkes çoluğa çocuğa karışmış. Çok büyük mutluluk verici bir şey. Hakikaten diyorum hiç değişmemişsiniz.
Nereden kalmıştık diye devam ediyorsunuz sohbete. O çok güzel bir şey. Yıllar geçiyor, hiç görüşmüyorsunuz.
Hayatlar farklı farklı yönlere gitmiş. Ama ortak noktanız var, geçmiş var. Ki Anadolu işi şöyledir.
Bir... Otobüsün içerisinde 6-7 kişisinizdir ve herkes herkesin gözüne bakınca huyunu suyunu o günkü psikolojisini varsa bir rahatsızlığı her şeyini bilir. Kardeş gibi olursunuz artık.
Arkadaştan öte olursunuz. O birlik beraberlik öyle bir stüdyoda çalışırken ya da bir dışarıda bir yerde çalışıp akşama eve gitmek gibi değildir. O size güçtür o insan çünkü şehir dışında.
Bir şey olduğunuz zaman yanınızdaki destektir. Onu gördüğüm zaman da hissettim mesela. Bu çok güzel bir şey.
Şimdi Ezgi Hanım, siz aynı zamanda başka kanallarda da çalıştınız. Evet. Ama Kanal 7 medya grubunda çalışmak, burada görev almak nasıl bir histi, özel olarak sorduğunda? Benim ilk başladığım yer, basamağım, benim için aşk Kanal 7 ve beni ben yapan bir yer ve benim okulum.
Buranın yeri bende çok çok ayrı ve Kanal 7 bir aile ortamı.