Vefatının 28. yılında anılan Alparslan Türkeş'in "Biz Müslüman Türk milleti olarak buna karşıyız" dediği ve hale devam eden güçlü olanın haklı olduğu dünya düzenini eleştirdiği sözleri yine gündemde.
İşte Türkeş'in o sözleri;
Bu dünya bir arenadır, bir yarışma arenası, bir mücâdele arenasıdır ve bu mücâdele çok merhametsizdir. Güçsüz olan, ayak altına düşene kimse merhamet etmiyor. İşte bakın Azerbaycan'a. Azerbacan'ın nüfûsu yedi buçuk milyon. Ermenistan üç milyon, silahlanmış. Bugün Azerbaycan'ın üçte birini, yüzde otuzunu işgâl etmiş Ermeniler, Ermenistan. Girdiği her yerde Türkleri öldürüyor, saldırıyor, her şeylerini alıyor.
"BİZ MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ OLARAK BUNA KARŞIYIZ"
Sırplar Bosna'da aynı şeyi yapıyor. Eh Birleşmiş Devletler teşkilâtı var, Birleşmiş Milletler anayasası var, insan hakları evrensel beyannâmesi var. Her devlet altına imza atmış, Türkiye de imza atmış. İnsan hakları evrensel beyannâmesine imza atmışız. Birleşmiş Milletler'e üye olmuşuz, Birleşmiş Milletler anayasasına imza atmışız. Eh bunlar ne Birleşmiş Milletler anayasasını tanıyorlar ne insan hakları evrensel beyannâmesini tanıyorlar. Eh dünyada seyrediyor, kimse de bir şey demiyor, kimse de kılını oynatmıyor. Haa, burada aklımızdan çıkarmayacağımız bir şey var. Her yerde bunu anlatmaya çalışıyorum her zaman. Çok eski çağlardan beri maalesef dünyada daima bir eşkiya kanunu, bir haydut kanunu hükmünü yürütüyor. Bu eşkiya kanunu, bu haydut kanunu nedir? "HAK kuvvetlinindir kanunu!" Biz Müslüman Türk milleti olarak buna karşıyız. Biz "HAK kuvvetlinindir!" ilkesini kabûl etmeyiz, etmemişizdir. Bizim için HAK haklının olmalıdır. HAK haklıya verilmeli, HAK haklının olacak. Bizim benimsediğimz ilke budur. Ama gücün yoksa kimse senin hakkının saymaz, saymıyor!