Milletimizi ikna etmeye gayret ettik. onların dar gündemine Türkiye'nin hapsolamayacağını bizim büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme sorumluluğuyla hareket ettiğimizi her seçimde milletimizle paylaşarak Türkiye'nin ölçeğini büyüterek siyasetin ölçeğini büyüterek kendi sözümüzün ölçeğini büyüterek bu mücadeleyi verdik. Ve çok şükür Türkiye AK Parti'nin Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde verdiği bu mücadeleyle bu çelişkileri aşarak büyüyerek yoluna devam ediyor.
Bugün sokağa çıktığınızda o günde dahi başı açık başı kapalı diye bir ayrım var mıydı? Hayır. İnsanlar kol kola aynı aile içerisinde ve toplumda bir saygı varken bakın o zamanda Cumhuriyet Halk Partisi topluma sorun ihraç ediyordu. Yani toplumun kendisinde böyle bir problem yok. Ama Cumhuriyet Halk Partisi bunu problem görüp topluma bu sorunu ihraç eder nitelikteydi. Arkasından bizim partimiz iktidardayken yani kapatma davasıyla karşı karşıya kaldık. Bir gün liderimiz sokağa işaret etti mi? Bir gün kendi kadrolarını bir de bakın şöyle enstantaneler görüyoruz. Elbette bir siyasi parti miting yapmalı. Toplumla geniş kitlelerle buluşmalı. Biz şundan da memnunduk açıkçası. İlk göreve geldiğinde Sayın Özel çay toplantısı düzenliyordu. Miting yapıyordu. Tarım meselesini konuşacağım diyordu.