Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Şu gerçeğin bilinmesinde fayda var: İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırılar tam anlamıyla haydutluktur.
İran’ın, İsrail’in bu devlet terörü karşısında halkını savunmak için aldığı nefsi müdafaa tedbirleri ise tamamen doğal, meşru ve hukuki bir karşılıktır.
Kardeşlerim, gün geçtikçe daha da netleşiyor ki, uluslararası hukuku ihlal eden bu saldırılar İsrail’in bölgede yürüttüğü stratejik istikrarsızlaştırma politikasının bir parçasıdır.
Nükleer çalışmalarında hiçbir denetime tabi olmayan, şeffaflığı önemsemeyen İsrail’in, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasına taraf ülkeler üzerine söz söylemesi tam bir riyakarlıktır. Netanyahu hükümetinin 13 Haziran’daki saldırıları müzakere sürecini baltalamaya yöneliktir. Bu yaşananlar, Netanyahu ve çevresindekilerin herhangi bir sorunun diplomatik yollarla çözülmesini istemediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Ayrıca İsrail, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletini yan yana barış içinde yaşatmak yerine, savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. Tıpkı 90 yıl önce Hitler’in ateşi tüm dünyaya yayması gibi, Netanyahu’nun Siyonist emelleri de bölgemizi ve dünyayı büyük bir felakete sürüklüyor.
İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine yapılan saldırıları, Kudüs’ün tarihi statüsünün gasp edilmeye çalışılmasını ve bölgeyi çeşitli haritalar üzerinden parçalara ayırma planlarının açıkça konuşulmasını bu sinsi stratejinin hamleleri olarak görüyoruz.
Biz, Netanyahu’nun ne yapmak istediğinin tamamen farkındayız. Bölgeyi çatışma, kaos ve gözyaşına boğarak güvenliklerini sağlayacaklarını sananlar, gerçeklerden kopuk büyük bir hayalin peşindedir.