İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki katliamlarına destek açıklamaları yapan ve İsrail'e yardım gönderen uluslararası firmalara yönelik boykot devam ederken İsrail'den dikkat çekici bir karşı hamle geldi. İsrail Üreticiler Birliği, boykotların ekonomik etkisini kırmak ve iç tüketimi teşvik etmek amacıyla başlattığı yeni kampanyayla, sivil tüketim ürünleriyle askeri gücü aynı potada eritiyor. Kampanyanın merkezinde ise şu slogan yer alıyor: "Güçlü sanayi = güçlü İsrail."
İsrailli Üreticiler Birliği tarafından yapılan açıklamada, "Merkava tankından insansız hava araçlarına, gıda ve ilaçtan çığır açan yeniliklere kadar İsrail endüstrisi güvenlik, ekonomi ve topluma katkısını her gün kanıtlıyor" ifadeleriyle, ülkenin sanayi altyapısının adeta bir milli güvenlik meselesi olduğu vurgulanıyor.
HER İSRAİL ÜRÜNÜ KATLİAM İÇİN KURŞUNA DÖNÜYOR
Boykotlarla köşeye sıkışan siyonist kampanyanın hedefini ve ruhunu en net özetleyen isim ise Üreticiler Birliği Başkanı Dr. Ron Tomer oldu. Tomer, yaptığı açıklamada, "Bizi gerçek zamanlı olarak cephede ve iç cephede koruyan sektör sadece bir gurur kaynağı değil, aynı zamanda İsrail'in ekonomik ve sosyal istikrarında bir çapadır" diyerek, sanayi üretimini doğrudan ülkenin bekasıyla ilişkilendiriyor. Bu sözler, her bir yerli ürünün aslında cepheye gönderilen bir mermi kadar önemli olduğu mesajını veriyor.
REKLAM FİLMİNDE ŞAMPUAN VE TANK YAN YANA
Kampanyanın en çarpıcı unsuru ise hazırlanan reklam filmi. Gündelik yaşamın en sıradan ürünleriyle, ülkenin en bilinen savaş makinesini bir araya getiren reklam, boykotun önemini gözler önüne seriyor. Bir şarkı eşliğinde ilerleyen klipte şu sözler duyuluyor:
"Bu reklamda her şeyi güzelce bir araya getireceğiz, yerli malı kuruluşlarını.
Sıkma portakalı ve yeşil buğdayı, yerli malı peyniri.
Aşk penceresini ve Merkava tankını, yerli malı ilacı.
Deniz ayakkabısını, Mital'in şampuanını, yerli malı çimentoyu."
Reklamda, bir ailenin kahvaltı sofrasındaki portakal suyuyla, Gazze katliamlarında adı sıkça geçen Merkava tankının aynı "yerli malı" gurur listesinde anılması, sivil yaşam ile savaş halinin ne denli iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor. Şarkı, "Her şeyi böyle bir arada görünce, kalp gururla doluyor. Çünkü yerli malı güçtür, güvendir, bağımsızlıktır ve umuttur" diyerek son buluyor.